Moskova-Suriye cephesi dışında Kaliningrad’a nükleer başlık taşıyabilen İskender füzelerinden yerleştirirken, ABD ile plütonyum anlaşmasını da askıya aldı. Amerika’da yaklaşan seçimlerde Rusya’yı malzeme yapan Hillary Clinton’ın seçilme olasılığı yüksek görünürken, ileride sıcak çatışma yaşanması yönünde ‘kabus senaryoları’ da eksik değil.
Ortadoğu ve küresel düzeyde karşı karşıya gelme halini akademisyen ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Ergin Yıldızoğlu ile konuştuk.
'2008 KRİZİNDEN SONRA YENİ BİR GÜÇ DAĞILIMI YAŞANIYOR'
Bu sürecin çeşitli parametreleri, gerek enerji, gerek büyük güçler arası uzaktan dengeleme çabaları, gerekse stratejik olarak önemli coğrafyaların ve ticaret yollarının kontrol edilmesini uc uca eklemeye başladığımızda, hepsi Ortadoğu üzeinden geçiyor. Diğer taraftan büyük güçler arası savaş olasılıkları açısından baktığımızda ilginç bir durum var ki, savaş ve teknoloji arasındaki ilişkinin önemini düşündüğümüzde büyük güçlerin birbiriyle temas ettiğini söylemek de mümkün. Şimdi ilk anda hemen en yüzeyde Rusya, ABD Suriye S-300 ve S-400 füzeleri görünüyor. ABD’liler vururuz diyor, Ruslar geçerseniz hava sahasından biz sizi vururuz diyor. Bunun ötesinde temaslar internet üzerinden siber alanda birbirilerinin bilgi kaynaklarına, birbirilerinin teknoloji düğüm noktalarına karşılıklı nüfuz etmeye başlamış vaziyetteler. Bu anlamda gittikçe kötüleşen bir durum var.”
'BÖLGESEL GÜÇLER DE ALARM VERİYOR'
'YÜKSELEN GÜÇLER ABD’Yİ ZORLUYOR'
ABD’nin küresel hegemonyasının sarsıldığını ve bu süreçte Rusya ve Çin’in yükselişinin ivme kazandığını belirten Yıldızoğlu, bunun küresel dengelerde önayak olacağı değişimi şöyle değerlendirdi:
'ABD'NİN ŞİDDETE DAYALI STRATEJİSİ ELİNDE PATLADI'
'DÜNYA KAPİTALİZME ARTIK DAR GELİYOR'
Dünyada yükselen güçler açısından mevcut koşullarda bir geri dönüş olmadığını belirten Yıldızoğlu şu değerlendirmede bulundu:
“Belki çok büyük laf edip şunu söylemek lazım ki, bu dünya kapitalizme dar geliyor artık. Büyük güçler o kadar büyük güç halindeler ki, ihtiyaç duyduğu alanları kontrol edebilmek için birbirilerine o alanlardan dışarı itmek durumundalar. Geçen yüzyılda yeniden paylaşım savaşı oldukça sınırlı bir bölgede kalmıştı. Şimdi ikinci paylaşım savaşı daha da büyüdü ve çok daha büyük güçlerin karşı karşıya gelebileceği bir yerdeyiz. Korkutucu olan şu ki, gündemde olan teknolojiler çok daha ileri teknolojiler. Ama soğukkanlı bir bakış ilk temasların başladığını gösteriyor. Karşılıklı silahlarla büyük güçler birbirini vurmaya başladı. Evet bunu kinetik silahlarla vurmuyorlar ama başka türlü silahlarla, enformasyon silahlarıyla, gizli servis operasyonlarıyla ve vekalet savaşlarıyla birbirlerini vurmaya başladılar gibi bir görüntü var. Bu çok kötümser bir görüntü olsa da bi müddet daha böyle bir görüntü ile karşı karşıya kalacağız.”
'ORTADOĞU DİZAYNI TUTMADI'
“Gerilemekte olan hegemonyacı bir gücün içinde, gerilemekte olduğu bölgelerde ne yapmak gerektiği konusunda birdenbire birden fazla fikir ortaya çıkmaya başlıyor. 2. Dünya Savaşı’ndan hemen sonra, Rusya’nın karşısında ne yapmak gerekir diye düşünürken meşhur George Kennan’ın mektubu ortaya çıktı. Durumu analiz eden bir telgraf dış işlerine geliyor ve bir tek politika üzerinde birleşmeye başlıyorlar. Çalıştığını gördüğü müddetçe de devam ettiriyorlar bu politikayı. Ama bizim bölgede böyle bir şey yok. Bizim bölgede önce liberalleri destekleyeceklerdi. Liberal diye seçtiklerinin liberal olmadığı ortaya çıktı. Ondan sonra molla, ordu ve medyayı denetleyelim dediler. Burada da her tuttukları ellerinde kalıyor. Molla başka bir şey. Çünkü burası bir siyasal islamın genişlemekte olduğu bir alan. Onun kendi derin ve tarihsel kökleri var, tarihi var ve projesi var. Uzaktan kontrol edilecek bir şey değil. Tahmin ediyorum ki, ırkçılık ve oryantalizm gibi zaaf da bu işte rol oynuyor. Uzun bir süredir bir politika burada çalışmıyor.”