DAĞDELEN: ALMANYA, TERÖRE HAMİLİK YAPAN ERDOĞAN GİBİ BİRİYLE İŞBİRLİĞİ YAPMAMALI
Verdiği soru önergesiyle konunun ortaya çıkmasını sağlayan Sol Parti’den federal milletvekili Sevim Dağdelen yaptığı yazılı açıklamada gizli belgenin kim tarafından sızdırıldığını bilmediğini söylemişti:
İçişleri Bakanlığı’nın söz konusu belgeyi Federal Meclis Dışişleri Komisyonu üyeleri ve Meclis’in birçok idari birimine de ulaştırdığını hatırlatan Dağdelen, açıklamasında şu ifadelere yer vermişti: “Uzun süredir bu yönde haberler çıkıyordu. Bu belge ile silahlı İslamcıların, Türkiye tarafından desteklediğine ilişkin iddialar hakkında yeterince kanıt bulunmaktadır. Önemli olan bundan bir sonuç çıkarılması. Alman hükümeti, teröre hamilik yapan Türkiye Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan gibi biriyle işbirliğine gitmemeli.”
Gazeteci Süheyla Kaplan da Sputnik için farklı Alman vekillerden görüş aldı.
TAŞ: TÜRKİYE’NİN HAMAS GİBİ TERÖR ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİSİ ORTAYA KONDU
Sol Parti milletvekili Hakan Taş partisinin benzer konularda verdiği soru önergelerini anımsattı.
“Sol Parti daha önce de bu yönde Alman hükümetine soru önergeleri vermişti” diyen Taş şöyle devam etti: “Ancak Türk kurumlarının, İslamcı gruplar ile olan ilişkilerine itiraz ediyorlardı. İçişleri Bakanlığı’nın verdiği cevapla bu iddialar da kanıtlanmış oldu. Alman İçişleri Bakanlığı, doğrudan ya da dolaylı olarak Türkiye’nin, hem Suriye hem de Suriye dışında, Hamas ve Müslüman Kardeşler gibi terör örgütleriyle ilişkisini net bir biçimde ortaya koydu.”
Berlin’in Ankara ile devam eden anlaşmalarını dondurması gerektiğini savunan Taş, “Sol Parti olarak, İslamcıların cirit attığı ve hükümet tarafından desteklendiği Türkiye ile yapılan anlaşmaların iptal edilmesinden yanayız. Almanya ve AB’nin, demokrasi ilkesi Türkiye’de yerleşmediği müddetçe mülteci anlaşması konusunda da yeni kararlar alması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Taş, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ARD’nin gündeme getirdiği gizli rapora ilişkin haberiyle ilgili “Bu Cumhurbaşkanımızı ve hükümetimizi hedef almak suretiyle bir süredir ülkemizi yıpratmaya çalışan çarpık zihniyetin bir göstergesidir” açıklamasına da tepki gösterdi:
“Türkiye, her şeyden önce geçmişteki ve günümüzdeki ilişkilerine bir göz atsın. Suriye’ye bir taraftan silahlar sevk edilmekte diğer taraftan da petroller uluslararası pazara satılmaktadır. İslamcı terör örgütünün elemanları Türkiye’deki sağlık hizmetlerinden yararlanmaktadır. Türkiye, bölgede İŞİD ile mücadele eden PYD’yi PKK’nın uzantısı olarak görmek için elinden geleni yapmaktadır. Türkiye hala İŞİD’i bir terör örgütü olarak görmemektedir. Öncelikle Türkiye’nin kendi ilişkilerini sorgulaması gerekir.”
DEMİREL: TÜRKİYE’NİN İŞİD’İ DESTEKLEDİĞİ YÖNÜNDEKİ HABERLER YENİ DEĞİL
Yeşiller Hamburg eyalet milletvekili Filiz Demirel de, “Türkiye’nin İŞİD’i desteklediği yönündeki haberler yeni değil. Türkiye’de de bu yönde muhalif basında haberler çıkmıştı” dedi.
Avrupa’nın Türkiye konusundaki sessizliğini bozması gerektiğini ifade eden Demirel şunları söyledi: “15 Temmuz darbe girişimi ardından Türkiye’de yaşanan gelişmeler endişe verici. Avrupa tamamıyla mülteci konusundaki suskunluğunu ve Türkiye’ye olan bağımlılığını ortadan kaldıracak daha tutarlı ve alternatif politikaları izlemeli. Bu yapılmadığı müddetçe Türkiye’ye bağımlılık devam edecek.”
Öte yandan Almanya Başbakanı Angela Merkel’in lideri olduğu Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) Hessen eyalet milletvekili İsmail Tipi, diğer parlamenterlerin aksine bu konunun iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri zedelenmemesi için abartılmaması gerektiğini belirtti.
Tipi, şöyle konuştu: “ARD’nin yaptığı önemli bir gazetecilik olabilir ancak İçişleri Bakanlığı’nın verdiği bilgi gizliliğe dayanmaktadır. Bilginin medyaya sızdırılması siyasi ahlakdışı. Tabii ki bu durum var olan gerçeği değiştirmiyor. Türkiye’nin İslamcı grupları desteklediğine ilişkin söylentiler yeni değil. Türkiye’de de kapalı kapılar arkasında gündeme gelmektedir. Bu konuyu abartmamak gerekir. Türkiye tarafından da sürekli olarak Almanya ve Avrupa ülkelerinin PKK’yı desteklediğine dair açıklamalar sık sık yapılmakta. Dolayısıyla diplomatik ilişkilerde asıl olan Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı gibi kurumlardan gelen resmi beyanlardır. Yani devlet başkanları nezdindeki açıklamalar ülkeleri ilgilendirmelidir.”
‘SOĞUMUŞ İLİŞKİLERİ DAHA DA SOĞUTMANIN BİR ANLAMI YOK’
“Soğumuş ilişkileri daha da soğutmanın bir anlamı yok” diyen Tipi, ‘bazı aşırı uçların Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin açılmasından yana olduğunu’ savundu. Tipi açıklamalarına şöyle devam etti: “Oysa iki ülke arasındaki tarihi yakınlık eskilere dayanmaktadır. Bu tür şeyler hiçbir ülkeye bir şey getirmez. İlişkileri daha da tırmandırmamak gerekir. Türkiye stratejik öneme sahip. Türkiye mülteci konusunda da elinden geleni yapmaktadır. Bu tür söylentilerle Türkiye’yi dışlamamak gerekir. Dönem barış zamanı. Almanya’nın iç yazışmaları deşifre edilmesi yanlış. Ateşe körükle gitmenin de bir anlamı yok.”