Yunanistan Adalet Bakanlığı parlamentonun kararının memnuniyetle karşılandığını ve iltica işlemlerinin insan hakları ihlal edilmeksizin hızlandırılabileceğini duyurdu.
Adalet Bakanlığı'nın temsil edilmediği iltica komisyonu, aralarında çok sayıda Suriyelinin de bulunduğu sığınmacının Türkiye'ye iade edilmesine karşı çıkıyordu. Kararlara, Türkiye'nin güvenli üçüncü ülke olmaması gerekçe gösterilmekteydi. Şimdiye kadar sadece iki Suriyeli mülteci adayının başvurusu ret edilmiş ancak Türkiye'ye gönderilmeleri itiraz imkânları tükenmediği için ertelenmişti.
AB ile Türkiye arasında mart ayında varılan sığınmacı anlaşması, Yunanistan'a kaçak yollarla girdiği için Türkiye'ye iade edilecek her bir sığınmacı karşılığında bir Suriyelinin Türkiye'den Avrupa Birliği'ne gönderilmesini öngörüyordu. Ancak insan hakkı örgütleri, Türkiye'ye iade edilen mültecilerin tutuklandıkları ve kendilerine iltica başvurusunda bulunma imkânı tanınmadığı gerekçesiyle anlaşmayı eleştiriyor.
Anlaşma kapsamında 20 Mart'tan bu yana 31'i Suriyeli olmak üzere 462 mülteci Türkiye'ye iade edildi. İade edilenler şimdiye kadar iltica başvurusu yapmadı. Yunanistan'da, Türkiye'ye iade edilmeyi bekleyen 8 bin 300 mülteci daha bulunuyor.
MUZALAS: MEVCUT SIĞINMACILARIN YARISI TÜRKİYE'YE GERİ GÖNDERİLMELİ
Öte yandan Yunanistan Göç Bakanı Yannis Muzalas, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında yapılan göçmen anlaşması kapsamında ülkesinin Türkiye'ye geri gönderdiği sığınmacıların sayısını önümüzdeki haftalarda ciddi oranda artırmak istediğini söyledi.
"Önümüzdeki bir buçuk ay içerisinde adalardan ayrılması gerekenler ayrılmaz ise bu bir başarısızlık olur" diyen Muzalas, adalardan ayrılması gerekenlerin sayısı sorulduğunda ise mevcut göçmenlerin 'yarısından fazlası' olduğunu ifade etti.
Yunanistan bugüne kadar Türkiye'ye 468 mülteciyi iade ettiğini ve bunlardan hiçbirinin sığınma başvurusunda bulunmadığını açıkladı. Türkiye'ye geri gönderilen mültecilerden sadece ikisi bu duruma itiraz ederek Yunanistan'da dava açtı. Yunan adalarında şu anda yaklaşık 8,400 göçmen bulunduğu ve neredeyse tamamının da sığınma başvurusunda bulunmayı düşündüğü belirtiliyor.