Almanya Federal Meclisi'nde, 1915 olaylarını ‘Ermeni Soykırımı' olarak tanımlayan tasarının kabul edilmesi Ankara'da tepki yarattı. Kararı ‘kabul edilemez' olarak niteleyen AK Parti'ye göre Türk-Alman ilişkileri olumsuz etkilenecek.
Bu karar çıkmasın diye çok yoğun temaslar yapıldığını gerekli bütün muhataplar ile görüşüldüğünü vurgulayan Özhan, "En son Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Merkel ile görüşme fırsatı buldu bu meseleyi. Ama başta Sayın Merkel olmak üzere diğer bütün isimler bunun Almanya Federal Meclisi'nin iradesi olduğu şeklinde bir yaklaşım sergilediler. İşin açıkçası bu sorumluluk almayan bir yaklaşımdı. Maalesef böyle bir netice ortaya çıkmış oldu" diye konuştu.
"1915'te neler olduğu tartışmasını maalesef bir şekilde yapmamıza müsaade etmiyorlar" diyen AK Partili Taha Özhan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunun yerine 1915'in ne olduğu tartışması yoğun bir şekilde yapılıyor. Adeta birbiriyle yarışan gruplar, lobiler, odaklar 1915'e bir isim arıyorlar. Halbuki 1915 başta Ermeniler olmak üzere bu coğrafyada herkesin ortak acılarının ortaya çıkardığı maalesef istenmeyen feci bir manzaradır. Bu fecaati tartışmak yerine neler olduğunu anlamaya çalışmak, tespit etmek yerine bunun ne olduğuna dair isim rekabeti içerisindeler.
‘SOYKIRIM SUÇLAMASI UCUZ BİR SUÇLAMADIR'
Soykırım suçlaması çok ucuz bir suçlama, kolaycı bir suçlama. Hele bunun insanlık tarihinde gerçekten soykırımın mucidi diyebileceğimiz, mühendisliğinin kesinlikle mucidi olan bir yerden Türkiye'ye yapılması bir kere kesinlikle kabul edilemez. Kendi soykırım tarihini bunun üzerinden kimse temize çıkartamaz.
Eğer 1915 gerçekten tartışılacaksa, neler yapıldığı, neler olduğu neler bittiği görüşülecekse elbette yapılmalıdır. Ama burada Türkiye'yi günah keçisi konumuna getirecek, 1915'teki Birinci Dünya Savaşı şartlarını, tahrikleri, yaşanan gelişmelerin tamamını unutup bir tane mahkum arama girişimiyle sonuçlanacaksa bunu ne milletimizin kabul etmesi mümkündür, ne de Türkiye'nin kabul etmesi mümkündür."
‘TÜRKİYE KÖKENLİLERİN ÇABASI ÜZÜCÜ'
Özhan, Almanya'nın kararıyla ilgili üzücü olan bir diğer hususun da Türkiye kökenli isimlerin çok fanatik bir şekilde böyle bir karar çıksın diye uğraşması olduğunu söyledi.
‘GEÇMİŞTE NASIL TEPKİ VERİLDİYSE AYNI TEPKİ VERİLİR'
Geçmişte buna benzer adımların bazı ülkelerde atıldığını, Türkiye'nin de tepkisini ortaya koyduğunu vurgulayan Özhan, "Aynı zamanda bu Türkiye-Ermenistan ve Ermenilerin coğrafyamızdaki durumuna da hiçbir katkı yapmamaktadır. Tam tersine onları araçsallaştıran bir diasporanın ürettiği soykırım endüstrisinin ucuz bir metası haline getiren bir netice de üretmektedir. Bu açıdan da üzücüdür" diye konuştu.
‘TÜRKİYE ERMENİSTAN İÇİN ADIMLAR ATMIŞTI'
Türkiye'nin 2008-2009 yıllarında Ermenistan ile ilişkileri düzeltmek için de çok ciddi adımlar attığını belirten Özhan, şunları söyledi:
"Ama o zamanda Ermenistan imzalanan protokolleri Anayasa Mahkemesi'ne göndererek süreci kilitlemişti. Ermenilerin içine sıkışmış oldukları özellikle Ermenistan'ı kastederek söylüyorum, bu yüzyıllık donmuş bölgeden çıkışın da anahtarı Türkiye'dir. Diasporanın gerçekten fantezilerine teslim olarak ne Ermenilerin ne de bu coğrafyadaki başka herhangi bir unsurun bir yere gitme ihtimali yoktur. Gerçekten kardeşçe bir birliktelik sağlanabilir, işbirliği sağlanabilir. Bunun da yolu tarihin dehlizlerinde birilerini suçlarla mahkum etmeye çalışmak değil, tarihin dehlizlerinden işbirliği kardeşlik ve beraberce yaşanmış tecrübeleri pozitif bir şekilde bugüne taşımaktan geçer."
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu da Almanya Federal Meclisi'nin aldığı kararın Türkiye açısından herhangi bir anlam ifade etmediğini söyledi. Kararın Türk-Alman dostluğuna ciddi manada bir darbe vurduğunu ifade eden Yerenoğlu, "Türk-Alman dostluğuna zarar verme maksadıyla, siyasallaştırma maksadıyla atılan bir adım. Bu şekilde değerlendirmek gerekiyor" dedi.
‘TÜRKLERİN VE TÜRKİYE'NİN ERMENİSTAN İLE İLGİLİ ADIMLARI DİKKATE ALINMAMIŞ'
Yeneroğlu, bu kararda Almanya'da 3 milyondan fazla Türk'ün varlığının ve bu insanların onyıllarca Almanya'nın refah, birlik ve bütünlüğü için olağanüstü bir çaba içinde olmalarının dikkate alınmadığını söyledi. Yeneroğlu, "Bunun ötesinde Türkiye'nin özellikle son yıllarda Türkiye-Ermenistan'nın birbirine yakınlaşması noktasında çabasını dikkate almaksızın, Ermenilerin Türkiye'deki perspektiflerini dikkate almaksızın verilen siyasal istismar amaçlı bir karar olarak da değerlendirmek gerekiyor" dedi.
Alman Parlamentosu'nun kendi meseleleri dışında ilk defa böyle bir şeyi gündeme aldığını kaydeden Yeneroğlu, "Bunun temelinde de Cem Özdemir'in özellikle ciddi çabaları yatmakta. Alman hükümetinin geçen yıl bunu ‘herhangi bir uluslararası mahkemenin bir kararı olmaksızın bir parlamentonun böyle bir karar alması doğru değil' diyerek reddetmişti. Şu anda tam tersini yaptı. Dolayısıyla Türk-Alman ilişkilerinin daha fazla zarar görmemesini diliyorum" diye konuştu.
‘TÜRK-ALMAN İLİŞKİLERİ KURBAN ETMEMEMİZ GEREKİR'
AK Partili Mustafa Yeneroğlu, Türk-Alman ilişkilerinin bu karardan nasıl etkileneceği ve ilişkilerin geleceğine ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı:
"Bizim Almanya ile olan ilişkilerimiz çok derin. Ciddi tarihi kökleri var. Her yıl Türkiye'ye 5 milyondan fazla Alman turist geliyor, Almanya'da 3 milyondan fazla vatandaşımız yaşıyor. Ticaret olarak en yoğun ilişkide bulunduğumuz ülke Almanya. Bunlar dikkate alınmaksızın böyle bir karar alınmış. Ama diğer tarafta siyaseten bu meseleyi araçsallaştırma maksadıyla ortaya atan yaklaşım biçimlerine de Türk-Alman ilişkilerini kurban etmememiz gerektiğini düşünüyorum. Türkiye ve Almanya toplumlarının dostane bir ilişkisi var.
Fakat son yıllarda anti Türkiye propaganda noktasında özel bir gayret var Almanya'da. Bu gayretin neticesi olarak bu ortaya çıktı. Türk-Alman ilişkilerinin daha iyi noktalara gitmesi ve bu gibi bizi ciddi manada yaralamış olan tahrik edici yaklaşımlardan uzak durması noktasında çabalarımızı artırmamız gerektiğini düşünüyorum. Yoksa bu kadar yoğun, bu kadar derin ilişkileri, milyonlarca köprü kurucunun olduğu ilişkileri bugünden yarına bundan sonra terslemek gibi şeyin olmayacağını herkesin takdir etmesi lazımdır."
CHP: ŞİDDETLE KINIYORUZ, ASLA KABUL EDİLEMEZ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz da yaptığı yazılı açıklamada, Almanya'nın kararından derin üzüntü duyduklarını ve bunu şiddetle kınadıklarını belirtti. Yılmaz, "Tarihin tartışmalı bir dönemine ilişkin; Almanya Federal Meclisi'nin, yetki ve sorumluluğu olmayan hukuki bir konuda önyargılara dayanan siyasi hüküm vermesi asla kabul edilemez" dedi.
‘TÜRKİYE-ERMENİSTAN İLİŞKİLERİNE DE ZARAR VERİLDİ'
Almanya Federal Meclisi'nin, bu kararıyla Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin daha da çetrefilli hale gelmesine önayak olduğunu kaydeden Yılmaz, aynı zamanda Türkiye-Almanya ilişkilerine de zarar verildiğini, özellikle bu ülkede yaşayan 3.5 milyon Türk'ün de derinden yaralandığını söyledi.
‘İÇ KAMUOYUNA DÖNÜK ŞOVDAN İBARET OLDUĞU ORTAYA ÇIKMIŞTIR'
CHP'li Yılmaz, kararın kendileri açısından da hükümsüz ve geçersiz olduğunu vurgulayarak, şu görüşleri dile getirdi:
"Kendi karanlık geçmişindeki suçluluğuna ortak arayan bu anlayışın, bu kararın sözüm ona Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin düzeltilmesine veya Almanya'daki Türk ve Ermeni vatandaşlarının uyumuna hizmet edeceğini söylemek gülünç bir savunmadır. CHP, Ermenistan gerekli adımları attığı takdirde, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesini savunmaktadır. Bununla birlikte, Ermenistan'ın bu konuyu üçüncü ülkeler nezdinde Türkiye'ye karşı bir silah olarak kullanma politikası, ilişkilerin normalleşmesini kolaylaştırmayacak, bilakis daha da zorlaştıracaktır. Türkiye'deki siyasi iktidarın, ‘sığınmacı anlaşması' konusunda Almanya Başbakanı Merkel'le verdiği samimi pozların da bugün Almanya tarafından kabul edilen bu sorumsuz kararın iç kamuoyuna dönük bir şovdan ibaret olduğu ortaya çıkmıştır."