Açıklanan yeni Hükümet Programı'nda Rusya ile ilişkilerin normalleştirilmesine dönük politika izleneceğinin belirtilmesi de, yeni dönemde Türkiye'den Rusya'ya yönelik yeni adımların atılıp atılmayacağı tartışmalarına yol açtı.
‘RUSYA İLE TÜRKİYE BİRBİRLERİNİ ANLAYARAK KONULARI ÇÖZEBİLECEK BİR GEÇMİŞE SAHİP'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, dış politikada kapsamlı bir değişikliğe gidilmesi gerektiğini belirtirken Türkiye-Rusya ilişkileriyle ilgili de, "Biz Rusya ile sorunlarımızı çözebiliriz. Hükümetin ne yapacağını bekleyip göreceğiz. Ama Rusya ile Türkiye'nin oturup bu konuları doğrudan, aracı kullanmadan birbirlerini anlayarak çözebilecek bir geçmişe sahip olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
Yıldırım'ın önceki gün açıkladığı Hükümet Programı'nda Rusya'yla ilişkilere dair, "Son dönemlerde yaşanan gelişmelere karşılık, Rusya ile ilişkilerimizi karşılıklı diyalog kanallarını açık tutarak, ilişkilerimizi normalleştirme ve asgari müştereklerde buluşarak, ortak menfaatler temelinde geliştirme yönündeki irademizi sürdüreceğiz" ifadeleri yer aldı.
Yıldırım'ın bu açıklamasının ardından AK Parti cephesinden Rusya'yla ilişkilere ilişkin daha ileri bir açıklama ya da yorum henüz yapılmadı. Ancak Davutoğlu'nun başbakanlıktan ayrılmasıyla birlikte dış politikada sorun yaşanan ülkelerle ilişkileri onarmaya dönük bir hat değişikliği yaşanabileceği yorumları yapılıyor.
Yeni hükümetin izleyebileceği dış politika konusunda Sputnik'e değerlendirmelerde bulunan Dışişleri kökenli CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, "Bundan önceki hükümetlerin dış politika konusundaki karnesi çok kırık. Hükümet, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada işbirliği yapabileceği bir tane dost bırakmadı. Zaten dış politikada kapsamlı bir değişiklik gerekiyor. Bunu yapmadığınız zaman Türkiye ciddi manada irtifa kaybediyor" dedi. CHP'nin bu konuda tutumunun açık olduğunu ve dış politikada kapsamlı bir değişikliği gidilmesi gerektiğini savunduğunu ifade eden Yılmaz, "Biz, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyadaki komşularıyla iyi ilişkiler tesis etmesini, işbirliğini esas almasını ve anlaşmazlık noktalarını azaltmasını ve mümkünse onları ortadan kaldırmasını istiyoruz" dedi.
‘UÇAK KRİZİ İYİ YÖNETİLEMEDİ'
Türkiye ile Rusya ilişkilerinin gerilmesindeki en büyük etkenin Suriye konusu olduğunu kaydeden Yılmaz, "Çünkü uçak düşürme hadisesi ve akabinde yaşanan olaylarda iki tarafta da, hem Rusya hem Türkiye tarafında kriz iyi yönetilmedi. Yönetilebilseydi bu kadar üst düzey konsey oluşturmuş, ortak bakanlar kurulu yapmış olan, pek çok anlaşma imzalamış, ilişkileri girift hale gelmiş iki ülke bir hadiseyle bu kadar kopukluk yaşamazdı" diye konuştu.
‘İKİ TARAFIN DA DAHA YAPICI BİR ANLAYIŞLA KONUŞMASI GEREKİYOR'
Türkiye ve Rusya'nın karşılıklı diyalog kanallarını açık tutmasının önemini vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin elbette Rusya'yla ilişkileri germemesi gerekiyor ama Rusya'nın da Türkiye'ye yaptırım uygulamaması lazım. Özellikle turizm sezonu açılıyor, Antalya'da daha önce alışık olduğumuz Rus turistleri görmüyoruz. Bu yaptırımlar direkt olarak iki ülke halklarını etkiliyor. Ucuz ve kaliteli yaş meyve ve sebze artık Moskova'ya gitmiyor, Mısır'dan alınıyor, oradan da daha pahalıya geliyor. Orada da Rus halkını etkiliyor. Daha yapıcı bir anlayışla her iki tarafın da oturup konuşması gerekiyor, farklılıklarımızı tespit edip uzlaştığımız noktaları masaya yatırıp farklılıklarımızı derinleştirmektense uzlaştığımız noktaları çoğaltma gayreti içinde olmalıyız. Ancak böyle değişebilir ilişkiler. Her iki tarafın da sorumluluğundadır bunu yapmak, her iki taraf için de fayda sağlayacaktır. Burada böyle birbirini provoke eden, birbirini cezalandırmaya dönük hasmane bir tutum değil, birbirini anlayan, konuşan, sorunlarını karşılıklı diyalog kanalıyla çözme niyeti taşıyan iki tarafın iradesiyle ancak bu mümkün olabilecektir."
‘BUNU YAPABİLECEK GÜÇTEYİZ'
Yılmaz, Türkiye-Rusya ilişkilerinin geleceği konusunda ise şunları söyledi: "Şahsen şunu söyleyebilirim; bizim Rusya ile çözemeyeceğimiz bir sorunumuz yok. Biz Rusya ile sorunlarımızı çözebiliriz. Hükümetin ne yapacağını bekleyip göreceğiz. Ama Rusya ile Türkiye'nin oturup bu konuları doğrudan, aracı kullanmadan birbirlerini anlayarak çözebilecek bir geçmişe sahip olduğunu düşünüyorum. İlişkilerin, uçak düşürme hadisesinden önce varmış olduğu aşama dikkate alındığında bunu yapabilecek güçteyiz. İki ülkenin işbirliği yapması her iki ülkenin de çıkarınadır. Bu tek taraflı bir çıkar ilişkisi değil iki tarafa da hizmet eden bir ilişki sistematiği olacaktır."