AK Parti'nin Genel Başkanı seçilen Binali Yıldırım vakit geçirmeden kabinesini kurdu. HDP ile Dolmabahçe mutabakatı resminde yer alan Yalçın Akdoğan'ın yanı sıra yeni kabinede yer almayan kilit isimler arasında Ensar Vakfı'ndaki çocuk tacizi skandalında 'Bir kereden bir şey olmaz' sözüyle büyük tepki çeken Aile ve Kadın Bakanı Sema Ramazanoğlu, AB Bakanı Volkan Bozkır da var. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yerini korurken, AB bakanlığı da Tayyip Erdoğan'a yakınlığıyla tanınan Ömer Çelik'e verildi.
Gürcanlı, "Daha fazla otokratik bir yönetim sistemi oldu" derken, yeni kabine ile birlikte Saray'ın idaresinin pekiştiği görüşünde. Çekilmeye zorlanan Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun özellikle dış politikada kendine ait bir yol çizme çabasına giriştiğini söyleyen Gürcanlı, AB ile ilişkilerde (sığınmacılara dair) anlaşma, ABD'ye de yapmayı planladığı ancak gerçekleşmeyen ziyaretlere hatta Genelkurmay Başkanı ile birlikte Suudi Arabistan'a yaptığı ziyaretten yola çıkarak Riyad'la ilişkilere dikkat çekerek, "Bunlar Davutoğlu'nun kendine özgü bir dış politika çıkışı aradığını gösteriyordu. AB ile çıkış aslında iç politikayı da etkileyecekti. Şimdiki hükümetle zor bir dönem olacak dış politikada" değerlendirmesini yaptı.
'AB DOSYASI SARAY'A YAKIN ÖMER ÇELİK'TE'
Gürcanlı, Ömer Çelik'in Erdoğan'ın yakınında yer almış ve baş danışmanlığını yapmış bir isim olduğuna dikkat çekti. Gürcanlı, geçmiş politikalarının biletinin Davutoğlu'na kesileceğini şu sözlerle aktardı: "Hep bir günah keçisi bulundu politikalar içinde. İsrail politikası için, ‘paralel' (Gülen cemaati) politikası için, pek çok konu için günah keçisi bulundu" dedi.
'ERDOĞAN, RUSYA İLE DÜZELME İSTER AMA…'
'ÇAVUŞOĞLU DÜŞÜK PROFİLİYLE KALDI'
Gürcanlı, Çavuşoğlu'nun ise zaten 'düşük profilli' bir resim çizdiğini ve Erdoğan'ın çizdiği sınırlar içinde hareket ettiğini söylerken, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde yer alan ve 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmaları sürecinde 'sadakatını ıspatlamış' bir isim olarak Erdoğan'a yakın durduğunu anımsattı, "Anladığım kadarıyla da performansından memnun kaldı. Performanstan kastım Erdoğan'ın izlediği dış politika adımlarını takip etti" dedi.
'ORTADOĞU'DA SIKIŞMIŞLIK'
'ABD İLE İKİ KRİTİK VAKA'
'TÜRKİYE İÇİYLE UĞRAŞIRKEN SURİYE'YE GİREMEZ'
Rusya ile ilişkilerin sertleşmesinden sonra Türkiye'nin zaten böylesi bir operasyonu hayata geçirmesinin de zor olduğunu da anımsatan Gürcanlı, "Dolayısıyla Amerikalılar aslında imkansız opsiyon sundu Türkiye'ye ve Türkiye bunu kabul edemeyince 'peki o zaman yapılacak bir şey yok, bu terör örgütünü dağıtmamız gerekiyor, bunu da elimizdeki güç ile yapacağız' mesajı verildi" değerlendirmesinde bulundu.
'ASIL SORUN TERÖR TANIMI DEĞİL, GRECO KARARLARI'
"Bu terör tanımını değiştirmek çok kolay, çünkü uygulama önemlidir. Türkiye bunu çok daha önce yaptı, yasaları değiştirdi ama uygulamadı. Erdoğan hükümeti de eğer anlaşmanın devamını isteseydi yapardı. Asıl Erdoğan için imkansız görev GRECO. Bir cumhurbaşkanının, aslında yolsuzlukla mücadele istiyorlar, bizden ama biz bunu yapamayız diyemeyeceğine göre terörü söylemesi son derece doğal."
'BAŞKANLIK BİTTİ, PARTİLİ BAŞKANLIK DA'
MHP'nin iktidar ihtiyacı ve lideri Devlet Bahçeli'nin her şeye 'hayır' diyen karakterinden ötürü seçmenin iktidara ihtiyaç duyduğunu ve AK Parti'nin de başkanlık sistemine onay verilmesi karşılığında koalisyonda beş hatta altı bakanlığı ciddi ciddi önerdiğini belirten Gürcanlı, ancak Yargıtay kararıyla milli koalisyonun engellenmiş olduğunu söyledi. Gürcanlı, bu resimden sonra Devlet Bahçeli'nin kurultaydan sağlam çıkabileceğini zannetmediğini de kaydetti. Ancak diğer yandan da MHP desteği olmadan AK Parti'nin başkanlık sisteminden bahsetmesinin mümkün olamayacağını ekledi.