Nisan ayının ilk haftasını ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass'in Suriye'de ortak çalışma vurgusu ve PKK'ya silah bırakma çağrısı ile kapattık. Peki, ABD'nin Ankara'ya dair tutumu ne? Suriyeli Kürtlere nereye kadar kol kanat geriyor?
‘ABD FEDERASYON İLANINA ONAY VERMEDİ'
İdiz, ABD ile Türkiye arasında sadece basın özgürlüğü meselesi değil, PYD, YPG gibi yapılar üzerinde de gerginlikler yaşandığına dikkat çekerek, ilişkilerde stratejik düzlemdeki ortaklığın gergin bir ortamda olsa da ilerlediğini belirtti.
'ABD, TÜRKİYE'NİN DESTEKLEDİĞİ BAZI GRUPLARI SEVMİYOR'
İdiz, "Türkiye'nin desteklediği bazı grupları Amerika sevmiyor. Suriye'de belli bir noktayı IŞİD'den kurtaran, böylece Türkiye'nin kırmızı çizgisinde kendisine yer edinen unsurları Amerika sevmiyor ama buna rağmen uçaklarıyla onlara yardım ediyor" görüşünde.
İdiz, diğer yandan ABD'nin YPG'yle işbirliğini kabul etse de mart ortasındaki federasyon ilanına onay vermediğine dikkat çekti. Cumhuriyet yazarı, son günlerde de Türkiye ile Amerika arasında sınır bölgesinde Türkiye'nin IŞİD'i bombalamaya başlamasıyla genişleyen işbirliği alanı bulunduğuna vurgu yaptı.
'SURİYELİ KÜRTLER KONJONKTÜR MÜTTEFİKİ'
İdiz, "Bana bir diplomat Suriyeli Kürtleri ‘konjonktür müttefiki' diye tanımlamıştı. Bu çok önemli aslında. Konjonktür değişince müttefik olmayabilir ama bu noktalara geleceğini sanmıyorum. Ortada Amerika'nın da kabul ettiği bir düzen olursa Kürtlerin buna izin vereceğine zannetmiyorum. Suriye'deki Kürtlerin esas gücü o zaman ortaya çıkacak şu andaki konjonktür nedeniyle ön planda olmalarının belki de durumu tam yansıtmadığını gösterecek. Nihayetinde Kürtlerde o birliğe katılmak zorunda kalacak" dedi.
‘RUSYA VE KÜRTLER DENKLEMİ SABİT DEĞİL'
Peki, ABD tam destek sunmazken, Rusya'nın Suriyeli Kürtlere verdiği destek? İdiz'e göre, ‘Rusya ve Kürtler denklemi sabit değil'. İdiz, "Şam ve Rojava arasında bir düzenlemeye gidilebilir, düşman ortak olunca Rojava gibi bir bölge Şam'ın avantajına bile gelebilir. Seçimle karşı karşıya kalacaklar diye bir şey net değil ama ihtimal var, zemin kaygan. Kimin kiminle ittifak kuracağı belli olmuyor. Ama istikrar merkezleri ortaya çıkarsa ve bu merkezlerden bir tanesi Kürtlerin yönetimindeki bölgeyse ne Amerika ne Rusya ne de Avrupa bundan vazgeçmek isteyeceklerdir. Türkiye de o zaman buna yönelik bir politika geliştirmek zorunda kalacaktır" diye konuştu.
‘BATI'NIN TÜRKİYE'YE DEMOKRASİ BASKISI SÜRECEK'
'ERDOĞAN'DAN ZİYADE TÜRKİYE'NİN ELİ GÜÇLENDİ'
"AB işi Türk hükümeti üzerinden yürüttü. Erdoğan'dan ziyade Türkiye'nin eli güçlendi. Fakat bu güçlenme de çok konjonktürel. Sonuç itibari ile mültecilerle endeksli bir hadise. Sistem işlemezse, vize işleri yürümezse, vaat edilen bölümler müzakereye açılmazsa gidilebilecek fazla bir yer yok. Sonuçta biz AB zirvesini Türkiye-AB zirvesi olarak görmeye çalıştık ama onlar daha çok mülteciler zirvesi olarak gördüler. Türkiye güçlenmiş olabilir ama onun da bir limiti var. Dikkatlerin Türkiye'den çekilmesini sağlamayacaktır diye düşünüyorum."