"Suriye'de yerel grupların IŞİD'in kontrol ettiği bölgelerden çıkarması ve ardından bu bölgeyi kontrol etmeyi sağlamasının en iyi yolunun ne olduğu konusunda aylardır Türk hükümeti ile çok yakın çalışıyoruz" diyen Bass, son dönemde Suriye'de ateşkesin sağlanmasının ardından aynı zamanda El Nusra ve muhalif grupların dikkatini daha fazla IŞİD'e yöneltme şansı bulduğunu belirtti.
"IŞİD'in mevcut hattından çıkarılarak daha doğuya itilmesi için ılımlı muhaliflerin nasıl desteklenebileceği konusunda TSK ve hükümet ile görüşüyoruz" diyen Bass, "Bu grupların son haftalarda sınır hattında doğuya doğru ilerlemesi ile biraz ilerleme kaydettik. Bu bölgeye yoğunlaşmaya devam edeceğiz" dedi.
Suriye Demokratik Güçleri adı verilen muhalif grup içinde YPG'nin de yer alması konusunda Ankara'nın hassasiyetleri hatırlatılan Bass, Türkiye'nin sınır hattının tamamının PYD'nin kontrolüne girmesini bir ‘ulusal güvenlik tehdidi' olarak gördüğünü ve bu endişeler konusunda hassas olduklarını belirterek, "Suriye'de sağladığımız desteğin tamamı IŞİD'e karşı operasyonlarla ilgilidir. Bir şeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum: ABD, YPG'yi silahlandırmıyor, YPG'ye silah ve mühimmat vermiyoruz" dedi.
‘BÖLGENİN DEMOGRAFİK YAPISININ DEĞİŞTİRİLMESİNE KARŞIYIZ'
Ankara, PYD ve YPG'nin Suriye'nin kuzeyinde IŞİD'den kontrolünü ele geçirdiği bölgelerde Arapların ve Türkmenlerin bölgeyi terk etmesini sağladığını ve demografik yapıyı değiştirdiğini iddia etmişti.
‘PKK SİLAH BIRAKMALI'
ABD'nin ‘terörle mücadele' konusunda Türk hükümeti ile çalışmaya devam edeceğini belirten Bass, "Siyasi hedeflere ulaşmak için şiddet kullanılmasını reddediyoruz. PKK'ya şiddet kampanyasına son vermesi ve silahlarını bırakması çağrısında bulunuyoruz" dedi.
‘OPERASYONLAR SİVİL KAYIPLARI EN AZA İNDİRECEK ŞEKİLDE YAPILMALI'
Güneydoğudaki güvenlik operasyonlarını da değerlendiren Bass, her hükümetin vatandaşlarına yönelik tehditler konusunda önlemler almasının hakkı olduğunu ve bunun doğal olduğunu belirterek, "Ancak terörle mücadele operasyonlarının isabetli olmasının önemine inanıyoruz. Bu operasyonlar sivil kayıplarını en aza indirecek şekilde yapılmalı" dedi.
İncirlik üssünün IŞİD karşıtı operasyonlardaki önemini koruduğunu belirten Bass, İncirlik'teki ABD personelinin ailelerinin Türkiye'den ayrılması kararının ise üs, IŞİD'e yönelik operasyon alanlarına yakın olduğu ve IŞİD'in Türkiye'de saldırı düzenleme riski sürdüğü için alındığını belirtti.
Bass, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın geçen haftaki ABD ziyaretinin ardından ABD Başkanı Barack Obama'nın bir soru üzerine medya özgürlüğü ve basın özgürlüğü konusunda "Türkiye'de rahatsız olduğu eğilimler" bulunduğu açıklamalarını da değerlendirdi.
Erdoğan, Obama'nın ikili görüşmelerinde bu konuyu gündeme getirmediğini ve ‘gıyabında yapılan bu açıklamaların kendisini üzdüğünü' söylemişti.
ABD ve Türkiye'nin yasal sistemlerinin ifade özgürlüğü konularında farklılıklar içerdiğini belirten Bass, ABD'li yetkililerin bu konuda tutarlı açıklamalar yaptığını söyledi ve "ABD'li yetkililerin bu konuda ikiyüzlü davrandığına dair yayınlar beni şaşırttı… Bu konuda bizdeki sistemin daha iyi olduğunu söylemeyeceğim, sadece farklı. Türkiye'deki liderlerin ve insanların bu konuya farklı yaklaştığımızı anlaması önemli" dedi.
Bass, Türk vatandaşı Rıza Sarraf'ın ABD'de tutuklanması ve ABD'de yaşayan Fethullah Gülen'in iadesi konusunda yorum yapmaktan kaçındı, ancak Gülen cemaatinin bazı faaliyetlerinin ABD'nin seçim kampanyası yasalarını ihlal ettiğine dair iddiaların federal seçim komisyonu tarafından incelendiğini belirtti.