Sığınmacıların iadesi öncesi hem Türkiye hem Yunanistan'da protestolar

Dikili Cumhuriyet Meydanı'nda belediye ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarınca 'Mülteci Kampına Hayır' konulu bir protesto gösterisi düzenlendi. Sivil toplum kuruluşları ve belediyenin ortaklaşa  kurduğu Dikilim Platformu'nun bu ilk geniş katılımlı gösterisinde konuşan Belediye Başkanı Murat Tosun, Dikili'de bir sığınmacı kampı kurulmasının gündemde olduğunu, Kaynarca mevkisinde 800 bin metrekarelik alanın kamp için ayrıldığını öğrendiklerini ancak kendilerine resmi bir bilginin verilmediğini söyledi.

Dikili'nin turizm ve sera kenti olduğunu, sığınmacı kampı kurulması için uygun bir yer bulunmadığını savunan Tosun, "Bu bölgede 20 bin kişinin yaşayacağı söyleniyor. Dikili bunu kaldırmaz. Bir kent üzerinde karar verilirken kentin yerel yönetimine de bilgi verilmesi ve katkı istenmesi gerekir. Oldu bittiye getirilerek bu kamplar kurulamaz" dedi.

Karşı çıkma nedenlerini tek tek sıralayan Tosun, şu ifadeleri kullandı: “Bu kamplar kurulamaz. Kamp kurulacak yerlere gelecek mültecileri de düşünüyoruz. Gelecek çocukların yaşam alanları düşünülmemiştir. Çocukların eğitim alanları da yoktur. Bölge hastaneleri ancak kendi kendine yeter durumdadır. Tam teşekküllü hastane, 120 km ileridedir. Bu noktada mültecileri de düşünüyoruz. Güvenlik güçleri gece gündüz çalıştılar, 24 saat çalıştılar. Dikili'nin 45 km sahil bandı var. Bunun 7 km'si polis, 38 km'si jandarmanın. Kaçışları engelleyemezken bunlara geldikleri zaman güvenliğimiz nasıl sağlanacak bundan endişeliyiz. 265 ikinci derece konut kooperatifi var. O evlerin hangisine girilebilecek durumda olduğunu yaz geldiğinde anlayacağız. Dikili, Turizm Bakanlığı planlamasında sera ve turizm bölgesi ilan edildi. Bu nedenle uygun değildir. Suyumuz da yetersizdir" dedi.

Tosun, mültecilerin de mağdur edilmemesini, sahillerde cansız çocuk bedenleri gördükleri zaman içlerinin acıdığını, acıların bu nedenle büyümemesini istedi. Vatandaşlar da, kamp istemediklerini, kampların Suriye sınırlarına yapılmasını, bu bölgede kampların ne olursa olsun yunan adalarına geçmeyi isteyeceklerini söyledi.

KİLİS BELEDİYE BAŞKANI: KİLİS, HERKÜL'DEN DAHA AĞIR BİR YÜK TAŞIYOR

Diğer taraftan İngiliz Times gazetesi, Türkiye’ye geri gönderilen sığınmacıların yerleştirileceği başlıca kentlerden biri olan Kilis’teki kampların doluluğu nedeniyle sığınmacı anlaşmasının giderek ‘parçalanacakmış gibi’ görünmesine neden olduğunu yazdı. Times’ın ’Türkiye kampların dolu olduğunu söylüyor, sığınmacı anlaşması parçalanıyor’ başlığıyla verdiği yazıda, Kilis Belediye Başkanı Hasan Kara’nın sözlerine ver verildi. “Suriyelilerle her şeyimizi paylaşıyoruz ama sınırlarımız doldu” diyen Kara, “Herkül’ün efsanesini bilir misiniz? Kilis, Herkül’den daha ağır bir yük taşıyor” ifadelerini kullandı.

ÇEŞME'DE İADE EDİLECEK SIĞINMACILAR İÇİN HAZIRLIKLARA BAŞLANDI

Öte yandan Türkiye ile AB arasında imzalanan geri kabul anlaşması gereğince kurulacak Geri Kabul Merkezleri'nden birinin de, Çeşme'ye yapılacağı öğrenildi. Çeşme Ulusoy Limanı'nda belirlenen 1800 metrekarelik alanda ise hazırlıklara başlandı. Belirlenen alanda tel örgülerin çekilebilmesi için beton direkler dikildi. Yoğun bir çalışma yürütülen alanda, iş makinalarıyla zemin düzeltme çalışmaları yaptığı görüldü. Sığınmacıların kullanma suyu ihtiyacının karşılanabilmesi için su boruları da döşendi. Alınan bilgiye göre, tel örgü ve dikenli tellerin çekilmesinin ardından alana iki göç idaresi çadırı ve iki erzak çadırı kurulacak. İki de parmak izi okuma noktasının kurulacağı alana dört mobil tuvalet yerleştirileceği öğrenildi.

Çalışmaların 4 Nisan pazartesi gününe kadar bitirilmesi beklenirken, geri kabul merkezi olarak belirlenen alanda yoğun güvenlik önlemlerinin alınacağı, feribotla yunanistan'ın Sakız Adası'ndan getirilecek olan sığınmacıların işlemlerinin süratle tamamlanmasının ardından otobüslerle geri kabul kamplarına sevk edilecekleri belirtiliyor.

İDOMENİ'DEKİ ÇİFTÇİLER TOPRAKLARINI SIĞINMACILARA VERMEK İSTEMİYOR

Bu arada Yunanistan’ın Makedonya sınırındaki İdomeni kasabasında çiftçi ve vatandaşlar da sığınmacı kampının yolunu ulaşıma kapattı. Yaklaşık bir saat süren protestolarında çiftçiler, İdomeni’deki sığınmacı kampının çevresindeki çadırların kaldırılarak arazilerin kendilerine teslim edilmesini istedi.

Çiftçiler, sığınmacı krizine kalıcı çözüm bulunamaması ve zararlarının tazmin edilmemesi nedeniyle hükümeti suçluyor.

Bundan 2 gün önce de kampın yakınlarında tarlası sığınmacılar tarafından 'işgal edilen' bir çiftçi, traktörü ile çadırları arasından geçerek toprağını işlemeye başlamış, polisin müdahalesiyle bölgeden uzaklaşmıştı.

Yunan makamları, AB ve Türkiye arasında sığınmacılarla ilgili anlaşmanın yürürlüğe girmesinin ardından birkaç hafta içerisinde İdomeni kampını boşaltmayı hedefliyor. 
Bununla birlikte İdomeni'de sayıları 10 binin üzerinde olan sığınmacılar, ağır koşullar altında, 7 Mart’tan itibaren kapalı olan sınırın açılıp Balkan koridoru üzerinden Avrupa ülkelerine doğru umut yolculuklarına devam etmelerine izin verilmesi için bekleyişlerini sürdürüyor.  Bir grup sığınmacı, sınırların kapatılmasına tepki olarak 13 gün önce başlattıkları uluslararası demiryolunu kapatma eylemlerine devam ediyor.