AB ile Türkiye arasında sağlanan anlaşma çerçevesinde Yunan adalarındaki göçmenlerin Türkiye'ye iadesinin 4 Nisan'da başlaması öngörülürken iki taraf da henüz anlaşmayı uygulamaya tam anlamıyla hazır görünmüyor ve taraflar en azından sembolik bir başlangıç yapmanın mücadelesini veriyor.
Türkiye ve AB arasında bu ay sağlanan anlaşma çerçevesinde Ankara daha fazla mali yardım, vize muafiyetinin hızlandırılması ve AB müzakere sürecine ivme kazandırılması karşılığında Yunan adalarına Türkiye üzerinden yasadışı yollardan geçen sığınmacıları geri almayı taahhüt etmişti. Anlaşmaya göre Türkiye kıyılarından yola çıkıp Yunan adalarına ulaşan tüm göçmenler, Türkiye'ye geri gönderilecek. Bunun karşılığında AB ise Türkiye'ye gönderilen her bir Suriyeli karşılığında Türkiye'den bir mülteci alacak.
Ankara ile AB arasındaki anlaşma uyarınca Yunanistan'dan Türkiye'ye gönderilecek ilk grup göçmenlerin sayısına dair resmi olmasa da ilk açıklama bugün geldi.
AFP’ye konuşan AB Komisyonu'ndan bir kaynak, ‘bir son dakika problemi yaşanmazsa’ 4 Nisan pazartesi günü 500 kişinin Yunanistan'dan Türkiye'ye gönderileceğini söyledi. Yetkili, Türkiye'ye gönderilecek kişilerin Afgan, Pakistanlı ve sığınma hakkı verilmeyen Suriyeliler olacağını belirtti.
Ancak plana göre Yunan adalarındaki göçmenlerin Türkiye'ye iadesinin 4 Nisan'da başlaması öngörülse de, hala kaç kişinin geri gönderileceği, nasıl bir işleme tabi tutulacakları ve nerede barındırılacakları konusundaki belirsizlik sürüyor. Ayrıca plan Yunanistan'a göçmen akışının devam etmesi ve dün bu akışta ciddi bir artış yaşanması nedeniyle de risk altında.
Avrupa Komisyonu'nun konuyla ilgili bir iç raporunu gören kişilerin ifadelerine göre ise planın işleyebilmesi için pazartesiye kadar bir dizi adımın atılması gerekiyor. Bu adımlar Yunanistan ve Türkiye'de yapılması gereken bazı mevzuat değişikliklerini, ulaştırma ve lojistik alanında bazı düzenlemeleri içeriyor ve Türkiye'nin iade edilen Suriyeli olmayan sığınmacılara nasıl muamele edeceği konusunu açıklığa kavuşturması bekleniyor.
Diğer taraftan AB'nin göç özel temsilcisi Maarten Verwey ve Türk yetkililerin dün Ankara'da yaptığı görüşmelerin ardından hazırlanan rapor AB ülkelerine Türkiye'yi sığınmacılar için 'güvenli üçüncü ülke' olarak gösterecek kamuoyuna açık raporlar hazırlanması çağrısında bulunuyor. Bunun, bazı Avrupalı politikacıların ve insan hakları örgütlerinin anlaşmanın meşruiyeti ile ilgili çekinceleri giderme yönünde bir girişim olduğu düşünülüyor.
YUNANİSTAN'IN İADE EDECEĞİ İLK GRUP DİKİLİ'YE Mİ GİDECEK?
Basında yer alan haberlerde Yunan adalarından iade edilecek ilk sığınmacıların Dikili'ye getirileceği ifade edilse de sonrasında nerede barındırılacakları netlik kazanmadı.
Reuters'a açıklamalarda bulunan Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun Dikili'ye getirilecek sığınmacıların burada sürekli kalması konusunda endişeleri olduğunu belirterek, "Eğer kalırlarsa sadece Dikili değil tüm bölgenin altyapısı buna hazır değil. Ne sağlık koşulları, ne eğitim olarak, bu kaygılarımızı dile getirdik" dedi. Dikili Kaymakamı Mustafa Nazmi Sezgin Habertürk gazetesinde yer alan açıklamalarında bölgeye bir sığınmacı kampı değil sadece bir kayıt merkezi yapılacağını ve burada kayıtları yapılan sığınmacıların 24 saat içinde İzmir'e ve başka yerlere gönderileceğini söylemişti.
TÜRK KIZILAYI: MANİSA'DA 5 BİN KİŞİLİK KAMP HAZIRLANDI
Türk Kızılayı Başkan Yardımcısı Kerem Kınık ise hükümetin yardım talebinin ardından Manisa'da 5 bin kişilik bir kamp hazırladığını söyledi ancak bu kampın hemen hazır olmayacağını belirtti.
Reuters'a açıklamalarda bulunan Kınık, "İlk gelen sığınmacıları büyük olasılıkla otellerde ve deniz kenarındaki tatil kamplarında ağırlayacağız" dedi. Kınık daha sonra gelenlerin mevcut kamplara ya da Yunanistan'a gitmeden önce ikamet ettikleri illere gönderileceğini belirtti.
AFAD YETKİLİSİ: 'KENDİ BAŞIMIN ÇARESİNE BAKARIM' DİYENLERİ ZORLAYAMAYIZ
Bir AFAD yetkilisi de, mevcut kamplarda halen yer olduğunu belirterek isteyenlerin bu kamplara gidebileceğini ya da akrabaları olanlar varsa onların yanına gidebileceğini belirtirken, "Ancak barınma merkezlerinde kalmak istemeyenleri zorla buraya kapatamayız. 'Kendi başımın çaresine bakabilirim' diyenlere baskı yapamayız" dedi.