İngiliz Guardian gazetesine göre AB’ye alınacak Suriyeli sığınmacı sayısı 72 bin ile sınırlandırılacak. Bunların 18 bini AB üyelerinin geçen yıl vardıkları anlaşma uyarınca gönüllülük esasına göre ülkeler arasında paylaştırılacak. Yeniden yerleştirmelerde, daha önce AB'ye yasa dışı yollardan girmeyen ve bunu denemeyenlere öncelik verilecek. Kalan 54 bin kişi ile ilgili mevzuat içinse AB yasalarında değişiklik yapılması gerekecek.
MACARİSTAN 'REFERANDUMA SUNULUR' DEMİŞTİ
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, geri kabul anlaşmasıyla ilgili AB kararlarının halkın oyuna sunulacağını duyurmuştu.
Reuters ajansındaki taslak metne göre Yunan adaları da gelen tüm sığınmacıları kurallara uygun olarak kayıt edecek ve her iltica başvurusu, Yunan yetkililer tarafından işleme konulacak. İltica başvurusu yapmayanlar ile başvuruları temelsiz veya kabul edilemez bulunanlar, Türkiye'ye gönderilecek. Bunun uygulanabilmesi için Türk görevliler, Yunan adalarına konuşlanacak. Tüm geri dönüşlerin masrafları, AB tarafından karşılanacak.
Türkiye'ye gönderilen sığınmacılar, ilgili uluslararası standartlar ve uluslararası korumaya muhtaç olanlar, ülkelerine geri gönderilmemesi ilkesi çerçevesinde Türkiye tarafından koruma altına alınacak.
'KİTLELER HALİNDE SINIR DIŞI ETMEK HUKUKA AYKIRI'
Buna karşılık üye ülkeler birtakım hukuki problemleri de gündeme getiriyor. DW’nin haberine göre insan hakları örgütleri ve BM, Yunanistan'dan kitle halinde sınır dışı etmelerin devletler hukukuyla bağdaşmadığına işaret ediyor. Türkiye'nin, mültecilerin durumuna ilişkin Cenevre sözleşmesinin bütün maddelerini onaylamamış olması da sorun yaratıyor.
Diğer taraftan taslakta Türkiye’nin AB üyeliği yolunda, yeni fasıl açılması sözü verilmiyor. Metinde yalnızca "AB Türkiye'yle beraber, üyelik müzakerelerinde mümkün olan en kısa süre içinde yeni fasılların açılması kararına hazırlık yapacak" ifadesi yer alıyor ve herhangi bir fasıl isminden bahsedilmiyor. Ancak AB’den bir kaynağa göre tüm üye ülkeler AB’nin üyelik müzakerelerinin hızlandırılmasına karşı çıkıyor.
Ankara, üyelik sürecinin hızlandırılması için yeni fasılların açılmasında ısrar ediyor. Türkiye özellikle enerji (15. fasıl), yargı ve temel haklar (23. fasıl), adalet, özgürlük ve güvenlik (24. fasıl), eğitim ve kültür (26. fasıl) ve dış, güvenlik ve savunma politikaları (31. fasıl) olmak üzere 5 faslın daha açılmasını istiyor.
AVRUPA KOMİSYONU BAŞKAN YARDIMCISI: 23. VE 24. FASILLARIN AÇILMASI AB İÇİN DE FAYDALI
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ise özellikle 23. ve 24. fasılların açılmasının hukuk devleti ve basın özgürlüğü gibi konularda derin tartışmalar yapılmasını sağlayacağından bunun Türkiye’nin olduğu kadar AB’nin de yararına olduğunu söyledi. Ancak Kıbrıs, bu fasılların açılması üzerindeki vetolarını kaldırmak için Türkiye'nin limanlarını ve hava sahasını açması gerektiğini savunarak, olası bir AB-Türkiye anlaşmasını reddedeceğini açıklamıştı.
Taslakta Bulgaristan'ın olası bir anlaşmanın kendilerini kapsamaması halinde veto tehdidi de göz önünde bulunduruluyor. Bu çerçevede, Türkiye'den, kendi sınırları içinde 'sığınmacı güzergahı' açılmaması için gerekli tüm önlemleri alması isteniyor, bu konuda AB'nin yanı sıra komşu ülkeler (Yunanistan ve Bulgaristan) ile işbirliği yapılacağı ifade ediliyor.
Bulgaristan, geri kabul anlaşmasına dahil edilmek istiyor. Başbakan Boyko Borisov, ‘AB'nin sadece Yunanistan sınırlarının korunmaya odaklanmasından’ şikayet ediyor.
VİZE SERBESTİSİNDE TÜRKİYE'YE GETİRİLEN ŞARTLAR AYNI
Vize serbestisi sürecinin hızlandırılması da taslakta değinilen bir diğer konu. Buna göre Türkiye, geriye kalan tüm kıstasları yerine getirebilirse AB Komisyonu, vizelerin kaldırılması için nisan ayı sonunda tavsiye kararını açıklayacak. Bu konuda son kararı ise, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu verecek. Buna karşın Reuters’a konuşan bir AB kaynağı, Türkiye’nin gerekli 70 şarttan yalnızca 30’unu yerine getirdiğini söyledi.
Hürriyet’ten Güven Özalp’ın haberine göre 7 Mart’taki zirve öncesinde “Türkiye’yle işbirliği Türkiye’nin her istediğini yapmak anlamına gelmez” diyen ve özellikle basın özgürlüğü konusunda son derece dikkatli olunması gerektiğini söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, zirveden sonra da, “Türkiye, şartları kendisinin belirleyeceği bir konumda değil” dedi. Hollande’ın, 12 Mart’ta Avrupa’nın sosyal demokrat liderlerini bir araya getiren toplantıdaki mesajı, ‘insan hakları ya da vize muafiyeti konusunda Türkiye’ye ödün verilmesinin söz konusu olmayacağı’ yönündeydi. Bunlara önceki gün Fransa Başbakanı Manuel Valls’ın, ‘şantaja izin verilmeyeceği’ mesajı eklendi.
Mesajların bu yönde şekillenmesinde Türkiye’de yaşanan sıcak gelişmeler kadar Fransa da 2017’deki genel seçimin de payı büyük. Hollande’ın seçime 1 yıl kala iç politikada yaşadığı zorluklar ve özellikle vize muafiyeti konusundaki gelişmelerin muhalefeti ayaklandırıp Türkiye’nin yine iç malzeme politikası yapılmaya başlamasının mesajları ister istemez sertleştirdiği yorumları yapılıyor.
Almanya’da da en çok karşı çıkılan konu vize serbestisi. Hristiyan Sosyal Birlik partisi vize serbestisinden sadece işadamları ile sınırlı diğer grupların yararlandırılmasını istiyor. Buna karşın Almanya Başbakanı Angela Merkel, dün parlamentoda yaptığı konuşmada, sığınmacı krizinin yarattığı yükü paylaşmakta zorlanılmasının AB’nin yararına olmayacağını belirtip üye ülkeleri ‘dönüm noktası niteliğinde olacak nihai anlaşmaya onay vermeye’ çağırdı.
Türkiye'nin Suriyeli sığınmacıların şartlarını iyileştirmek için istediği 6 milyar euro konusunda da "Bu fon tamamen kullanıldıktan sonra, arzu edilen sonuca ulaşabilmek için AB, 2018 sonuna kadar 3 milyar euro’yu bulabilecek ek bir fon konusunda karar vermeye hazır olacak" ifadeleri kullanılıyor.
Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Milos Zeman, Türkiye'nin Kasım 2015’te talep ettiği yardım miktarını bir kat artırmasını ‘şantaj' olarak nitelemişti.
'GÜVENLİ BÖLGE KONUSUNDA TÜRKİYE İLE ÇALIŞILACAK'
Bunların yanı sıra Türkiye'nin Suriye içinde oluşturulacak güvenli alanlarda Suriyelilere yardım edilmesini öngören teklifi de aynen kabul ediliyor. Bu konuda "AB ve üye devletler, yerel halk ve sığınmacıların daha güvenli olacak alanlarda yaşamasına izin verecek Suriye içindeki insani şartların iyileştirilmesi için herhangi bir ortak çabada Türkiye'yle çalışacak" deniliyor.
Ancak AB üyeleri, insani durumun iyileştirilmesini öncelik gördüğü için Suriye’de güvenli bölge oluşturulması fikri de ikinci planda kalıyor.
Onaya sunulacak bu metnin ‘bildiri’ değil de ‘açıklama’ olması, bağlayıcı olmadığı anlamına da geliyor.
Bu arada AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB ve Türkiye arasında sığınmacı krizinde anlaşmaya varma konusunda ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olduğunu belirterek, "Açık konuşmak gerekirse, iyimser olmaktan ziyade ihtiyatlıyım" dedi.
Tusk, yaptığı açıklamada, AB liderlerinin bugün kendi aralarında yapacakları zirvede, dikkatin Türkiye'yle işbirliğini daha da güçlendirmede mutabık kalınmasında olacağını ifade etti. Zorlu görüşmeler ve müzakerelerin devam ettiğini kaydeden Tusk, açıklamasında varılacak bir anlaşmanın en temel 3 ilkesini şu şekilde sıraladı: "İlk olarak, anlaşma küçük ya da büyük fark etmez tüm 28 üye ülke tarafından kabul edilmeli. İkinci olarak, anlaşma AB ve uluslararası kanunlara uyumlu olmalı. Üçüncü olarak da, anlaşma, Schengen'e geri dönülmesi (geçici kontrollerin kaldırılması), sığınmacıların bir ülkeden diğerin gönderilmesi politikasına son verilmesi, Yunanistan'a insani destek, Batı Balkan ülkelerinin desteklenmesi ve Türkiye'yle işbirliğinin güçlendirilmesini içeren kapsamlı stratejimize destek sağlamalı ve sığınmacı krizi etkili bir şekilde çözmeye yardım etmeli."
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Türkiye ile gerçekleştirilecek iki günlük zirvede AB liderleri ve Türkiye'nin Avrupa'ya giden mülteci sayısını azaltma konusunda anlaşmaya varacaklarına güvendiğini söyledi.
AB liderlerinin bugün Brüksel'de bir araya geleceği zirve öncesi basın toplantısında konuşan Juncker, "Eminim ve güveniyorum ki Türkiye ile bugün veya yarın anlaşmaya ulaşacağız" dedi.
Juncker, "Şunu söylemek istiyorum ki her ne kadar tamamlanmamış olsa da Türkiye ile uzlaşmalarımız Avrupa yasası ve Cenevre Konvansiyonu'na uyacaktır" dedi.