Geçtiğimiz hafta Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında güvenlik toplantısı gerçekleştirildiğini hatırlatan Akdoğan, toplantıda Ankara'da bundan sonra uygulanacak yeni güvenlik konseptiyle ilgili değerlendirme yapıldığına işaret ederek, "İnşallah bundan sonra başkentimiz daha güvenli bir şehir olacak diye ümit ediyoruz" ifadesini kullandı.
Türkiye’nin uzun yıllardır terörle mücadele ettiğini ancak temmuz ayından itibaren tüm terör örgütlerinin eş zamanlı olarak Türkiye’ye karşı harekete geçirildiğini söyleyen Akdoğan, şöyle konuştu:
"Bütün bunlara karşı biz de topyekun bir mücadele içerisindeyiz ama bakın iki olayda Türkiye yalnız bırakılıyor. Bir tanesi, bu terörle mücadeledir. İkincisi de Türkiye’nin 4 yıldır tek başına göğüslemeye çalıştığı büyük bir insani kriz var, milyonlarca insan Suriye’de evini barkını terk etti, kimi Ürdün’e doğru gitti, kimi Türkiye’ye doğru geldi. Milyonlarca insanı, 3 milyona yakın insanı Türkiye kabul etti, kucağını, gönlünü açtı ama bu insani krizde de Türkiye yalnız bırakıldı" dedi.
Suriye’de çatışmaların, siyasi kavgaların ve nüfuz mücadelelerinin bulunduğunu belirten Akdoğan, “Ama bir de insani tarafı var bu işin, insanlar ölüyor. 300-400 bin insan öldü. 20. yüzyılda dünya savaşlarında insanlar ölüyordu. Şimdi terör var, çatışmalar var, insanlar ölüyor. Milyonlarca insan perişan ama insani kriz kimsenin umurunda değil, insan unutulmuş durumda. Türkiye bu mücadelede de yalnız bırakıldı” diye konuştu.
Akdoğan, 11 Eylül saldırılarının ardından ABD'nin, dünyanın birçok yerinde, angajman kuralları gereğince kıtalar ötesinde birtakım müdahalelerde bulunduğunu söyledi. Türkiye’nin terörle mücadelede küresel bir dayanışma olması gerektiğini ifade ederek “Sizi yalnız bırakmayacağız” dediğini anımsatan Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘BUNDAN SANA YAR OLUR MU?’
Rusya ve İran generallerinin, tanklarının, askerlerinin Suriye'de bulunduğunu ancak kimsenin bu ülkeler için 'Savaşa girdi' demediğini söyleyen Akdoğan, şunları kaydetti:
"Biz iki top atışı yapıyoruz, ‘Aman Türkiye maceracı mı, savaşa mı girecek, savaş sevdalısı mı.' Artık devir değişti, ülkeler arasında böyle savaşlar olmuyor, şimdi asimetrik tehditler ve farklı bir mücadele var. Bu mücadelenin içerisinde bizim ulusal güvenliğimizi korumamız gerekiyor. Bunun için de gereken tedbirleri elbette almamız gerekiyor. Bir taraftan 'Aman Suriye’ye müdahale etmeyin, müdahil olmayın içinize kapanın, kafanızı çevirin’, sonra ‘Burada PKK devleti kuruluyor, buna niye buna izin veriyorsunuz, Türkmenler öldürülüyor niye sahip çıkmıyorsunuz.’ Tamam, nasıl sahip çıkılacak? Türkiye’yi tehdit edenler nasıl engellenecek, yani o yan gelip yatmakla, içe dönmekle, kafamızı çevirmekle bu yapılabilir mi?”