‘CUMA GENELGESİNE SESSİZ KALDILAR’
‘Hükümetin toplumu gericileştirme, devleti bir din devletine dönüştürme projesinin tıkır tıkır işlediğini’ söyleyen Hüseyin Aygün, bu duruma muhalefet edilmediğini belirtti.
Partilerin gericilik ve dincilik yarışı içinde olduklarını söyleyen Aygün, “Mesela ‘Cuma genelgesi’, Cumaya gitmeyenlere, seküler yaşayanlara, Alevilere, Bektaşilere, Kızılbaşlara, Hristiyan nüfusa yönelik bir ayrımcılığa yol açabilir. Ama hiçbir parti bunu diline dolamıyor. Laik devlet ilkesine aykırı oluşu bir tarafa, hiçbir parti toplumun diğer kesimi üzerinde bir baskı aracına dönüşebileceği, hükümetin bu yolla Cumaya gitmeyenleri fişleyebileceği ve ayrım yapabileceği, yine kamu hizmetlerinin Cuma günü aksayacağına dair endişeleri bile dile getirmiyor” dedi.
Aygün, Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi’nin Meclisteki muhalefet partileri üzerinde bir baskı oluşturabileceğini sözlerine ekledi.
‘TÜRKİYE HALKI GELECEĞİNE SAHİP ÇIKMALI’
Ankara’da patlayan bombaların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın politikalarının sonucu olduğunu söyleyen Aygün, “Suriye meselesine beş yıldır dalarak, Suriye’de bütün terörist örgütlere silah ve militanla destekleyerek oradaki terörü de, Ortadoğu’da patlayan bombaları da Ankara’nın ortasına taşıyan bizzat bu hükümetin kendisidir. Bir bakıma sadece bir aydınlanma çağrısı değil, Türkiye halkına kendi geleceğine sahip çıkma, yaşam hakkına sahip çıkma ve gerici, cihatçı teröre karşı uyanık olma çağrısı da yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kemal Okuyan, mevcut hükümetin toplumsal yaşantının ve devlet işlerinin dinselleştirilmesi konusunda ciddi adımlar attığını, bu duruma Haziran direnişi başta olmak üzere çok çeşitli tepkiler verildiğini söyledi. Hükümetin bu yöndeki çabalarının yoğunlaştığını söyleyen Okuyan, “Henüz belli bir kanalda akmayan ciddi bir tepki, bu tepkiyi besleyen bir kaygı ve öfke var. Sonuçta Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi, bu öfkeyi sağlıklı bir kanalda örgütlemeye, yaymaya, enerjisini artırmaya çalışacaktır” dedi.
‘IŞİD DIŞINDA HER ŞEYE RAZI OLUNMASINI İSTİYORLAR’
IŞİD dışında her şeye razı olunmasının istendiğini kaydeden Okuyan, tek başına ‘Türkiye laiktir laik kalacak’ demenin bir anlamı olmadığını söyledi. Okuyan, “Zorunlu din dersinin üzerine bir bardak su içeceğimizi mi zannediyorlar! Bütün okulları imam hatipleştiriyorlar. Bazı yerleşimlerde imam hatip dışında okul kalmadı. Bunları kabul edeceğimizi mi zannediyor hükümet! Bunlarla ilgili çok somut, hukuki, siyasi, meşru bir mücadele başlatacağız” diye konuştu.
Hükümetin bu adımlarının başka aktörler tarafından da desteklendiğini söyleyen Okuyan, “Türkiye’de büyük sermaye gruplarının ve uluslararası alanda güçlü emperyalist merkezlerin desteği olmaksızın, AKP türünden bir partinin bir gün dahi iktidarda durma şansı yok. AKP, uluslararası ölçekte de, Türkiye ölçeğinde de büyük tekellere büyük hizmetlerde bulundu. Dolayısıyla bunların desteğini aldı. Gericileşmeyle, dinselleşmeyle bu uluslararası tekellerin hâkimiyeti ve AKP döneminden nemalanmaları arasında mutlak bir bağ var” dedi.
‘Dinin devlet yönetiminde ne işi var’ söylemini sık sık kullanan ana muhalefet partisinden nasıl bir farkları olduğu sorusunu yanıtlayan Okuyan, gericiliğin kaynağında gördükleri emperyalist dünya ve tekellerin egemenliğinden CHP’nin herhangi bir şikâyeti olmadığını söyledi.
Okuyan, “CHP ne NATO’dan şikâyetçi ne piyasa ekonomisinden şikâyetçi. Bu bağlantıları görmeden gericilikle mücadele edilemeyeceğini söylemiştik. İkincisi de, AKP’nin onca yıllık iktidar tecrübesinden sonra, ‘Türkiye’de laiklik tehlikede değildir’ diyen bir CHP Genel Başkanı var. CHP’nin söylemleri de din işleriyle siyaset işlerini, devlet işlerini birbirine karıştırma, iç içe geçirme doğrultusunda devam ediyor. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, durup dururken, bir iç polemik tartışmasında ‘Her CHP’li güne besmeleyle başlar’ diye bir laf etti. Bunlar tartışılırsa, örneğin CHP Sözcüsü Sayek’in inancı ya da Müslüman olup olmadığı tartışılmaya başlanıyor. CHP’nin şu andaki gidişatı, Türkiye’nin gericileşmesine karşı herhangi bir direnç falan değil” dedi.
HDP’de de kurumsal yapı olarak laiklik kaygısı olduğunu düşünmediğini ifade eden Okuyan, “Hatta HDP’de ciddi miktarda insan hala laiklik dendiğinde militarizm algılıyor. Bu bir yanılsama, buradan bir şey çıkmaz. Açık söyleyeyim, parlamentoda herhangi partinin bu konuya ciddiyetle yaklaştığı kanaatinde değilim, herkes kabullenmiş gözüküyor” ifadelerini kullandı.