Birleşik Krallık'a AB içinde 'özel bir statü' verilmesi için müzakereler yürüttüğünü ifade eden Cameron, bir anlaşmaya varıldığını, Londra'ya dönerek, sabah kabineyi bu konuda bilgilendireceğini söyledi.
'ÖNEMLİ KAZANIMLAR ELDE ETTİK'
Cameron, varılan anlaşmayla, AB göçmenlerinin sosyal yardım sisteminden faydalanmalarına katı kısıtlamalar getirileceğini ve Euro Bölgesi dışında bulunan ülkesinin ekonomisinin korunmasıyla ilgili önemli kazanımlar elde ettiklerini dile getirdi.
Anlaşmaya ilişkin detaylara değinen Cameron, 28 AB üyesinin tümünün egemenlik, ekonomi yönetimi, rekabet ve göç başlıklarında talep ettiği reformlara onay verdiğini söyledi.
Ortak pazarda bulunan ancak Euro Bölgesi'nde olmayan İngiltere'nin korunması çerçevesinde Cameron, sterlinin korunması, İngiliz vergi mükelleflerinin Euro Bölgesi'ndeki ülkeleri kurtarma paketinde yer almaması, Euro Bölgesi'nde olunduğu için ayrımcılığa maruz kalınmaması gibi konularda anlaşma sağlandığını belirtti.
'AB İÇİNDEKİ YOĞUN GÖÇ AZALTILACAK'
İngiltere'ye işsiz gelen AB göçmenlerinin sosyal yardım sisteminden faydalanamayacağını aktaran Cameron, "AB'den gelen ve 6 ay içinde iş bulamayan kişilerin, ülkelerden ayrılmaları istenecek. Bir 'emniyet freni' üzerinde anlaştık. Buna göre, AB göçmenleri sosyal yardım sisteminden faydalanmak için 4 yıl bekleyecekler. Bu, ülkemize gelerek 'hiçbir şey için bir şeyler koparma' olgusuna son verecek. 'Emniyet freni' yürürlüğe girdikten sonra 7 yıl boyunca geçerli olacak" diye konuştu.
'İNGİLİZ HALKI AB'DE KALMAK MI, AYRILMAK MI İSTİYOR?'
Avrupa'nın reforme edilmesinin anlaşmayla son bulmadığını belirten İngiltere Başbakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:
Cameron'ın bu sabah kabine toplantısı yapması ve ardından referandum tarihini açıklaması bekleniyor. Halka "Birleşik Krallık AB'nin üyesi olarak kalmalı mı, yoksa AB'den ayrılmalı mı?" sorusunun yöneltileceği referandumun, haziran ayında yapılma ihtimali bulunuyor.