Peki milli sınırların sürekli olarak NATO tarafından izlenmesi ve kontrol edilmesi Türkiye’nin bağımsızlığı ve ulusal egemenliği açısından ne anlama gelir ve hangi sonuçlara yol açabilir?
Konuyla ilgili Sputnik Haber Ajansı ve Radyosu’na konuşan Bilkent Üniversitesi’nden askeri uzman Güneydoğu Gazisi Koray Gürbüz şunları söyledi.
Türkiye olarak bizim en çok önem verdiğimiz konulardan biri, ulusal egemenliğimizdir. Biz buna çok büyük önem veriyoruz. Çünkü Türkiye geçmişte ulusal egemenlik uğrunda çok büyük kayıplar vermiş ve çok büyük bedeller ödemiştir. Bu kadar bedel ödedikten sonra, bağımsızlık elde ettikten sonra bağımsızlığımızı zedeleyecek, bağımsızlığımıza zarar verecek bu gibi konularda NATO’dan yardım istemek bence geçmişte yapılan bedellere saygısızlık etmektir.
1952 yılında NATO’ya girdikten sonra bizim en büyük sıkıntılarımızdan biri NATO’nun, Türkiye üzerinden ve Orta Doğu’yu kontrol etmek amacıyla kurduğu askeri üsleridir. Bu askeri üsler nedeniyle Türkiye, hem çevre ülkelerinden hem komşu ülkelerinden çok büyük tehditler almış ve komşu ülkeleriyle ilişkileri bozulmuştur.
10-11 Şubat’ta yapılacak olan NATO zirvesinde Türkiye’nin sınırlarının tekrar NATO tarafından kontrol edilmesi konusu görüşülecek. Ama bizim buna ihtiyacımız yok.
Türkiye olarak bizim, sınırlarımızla ilgili koruma, kollama, her türlü tedbir alma gücümüz var. Hiçbir şekilde hiçbir kuvvet, hiçbir güç Türk sınırlarını aşamaz. NATO, Doğu’daki olayları görerek Türkiye’nin bu konudaki yardım ihtiyacını gündeme getirebilir. Ama emin olun, şu anda Doğu’daki PKK, IŞİD gibi terör örgütlerinin kaynağı da NATO ülkeleridir. Geçmişe yönelik baktığımız zaman, NATO ülkeleri PKK terör örgütüne silah vermiş, mühimmat yardımında bulunmuş, askeri eğitimler vermiştir. Şimdi ise NATO ülkeleri gelip ‘Türk sınırlarını koruyacağız’ dedikleri zaman, o sınırdan teröristin geçmeyeceği ne malum? Biz Türkiye olarak NATO’ya nasıl güveneceğiz? NATO’nun bu konuyla ilgili sicili çok kötü.
Biz geçmişte Amerika ile bir anlaşma yapmıştık. Amerikalılar bize, terörle ilgili olarak, teröristlerin geçişleriyle ilgili olarak istihbarat bilgisi verecekti. Ama bu istihbarat bilgileri hep sözde kaldı. Hiçbir şekilde Türkiye’ye bu konularda yardım edecek bir istihbarat bilgisi verilmemiştir.
Yani bizim geçmişte bununla ilgili olarak acı bir tecrübemiz zaten var. Bundan sonra da biz Amerika’nın ve diğer NATO ülkelerinin Türkiye’ye bu konuda yardımcı olacaklarını zannetmiyorum. Böyle bir şey söz konusu olursa bu, Türkiye’nin yararına değil, aksine Türkiye’nin bölgedeki komşularıyla olan ilişkilerinin daha da kötüye gitmesini sağlayacaktır.
Bizim diğer muhatabımız – Türkiye Emekli Subaylar Derneği Başkanı emekli Hava Korgenerali Dr. Erdoğan Karakuş ise şu değerlendirmelerde bulundu.
Ben bu konuda şöyle düşünüyorum. Malumunuz biz NATO ittifakı içerisindeyiz. Müttefiklerimizin sınırlarımız konusunda devreye girmelerini normal karşılamak gerekir. NATO’nun 5. maddesine göre bir ülkenin sınırlarının korunmasıyla ilgili NATO’nun zaten bir görevi var. O nedenle her NATO’ya üye olan devlet bu istekte bulunabilir.
Peki Türkiye neden bu istekte bulundu? Türkiye ile ilgili NATO’da bazı söylentiler var. Efendim işte IŞİD’in gelen geçenine pek ses çıkarılmıyor falan. Buyurun gelin, IŞİD delip geçiyor mu, geçmiyor mu, ondan sonra Türkiye’yi bu ithamdan da kurtarın manası da bu işte elbette ki var. Bu meseleye öyle bakılırsa bizim egemenliğimizle ilgili büyük bir sorun yaratacağını ben değerlendirmiyorum.
Son zamanlarda aşağı yukarı kırk bin civarında tekrar mülteci göçü oldu. Bu göçün devam edeceği konusunda da büyük sıkıntılar var. NATO’nun da bu mülteci akınını nasıl durduracağız konusunda çalışmaları var.
Ayrıca bilindiği gibi Suriye’deki olaylarda Rusya’nın Suriye’nin menfaatlerini, merkezi hükümetin menfaatlerini sağlama çabaları var. NATO’nun devreye girmesi bir yerde Türkiye’nin direk Rusya ile karşı karşıya gelme konusundaki sıkıntısını da azaltır. Rusya ile maalesef şu uçak olayı nedeniyle ilişkilerimiz çok düzgün olmadığı için NATO’nun diğer üye devletleriyle bu ilişkileri daha iyi noktalara getirmek mümkün olabilir diye değerlendiriyorum.