"Devlet yıkılırsa herkes, hepimiz altında kalırız. Devlet yıkılırsa ne adaletten ne gelecekten ne refahtan ne insan haklarından ne de aydınlık bir gelecekten söz edebiliriz. O halde devleti yıkmak isteyen herkese, her güce karşı yek vücut olmak zorundayız” diyen Feyzioğlu, akademisyenlerle ilgili şu nitelemeyi yaptı: “Bu noktada kanlı terör örgütü PKK’ya bir cümlecik dahi aleyhte konuşmadan sürekli ama sürekli Türkiye Cumhuriyeti’ne söz söyleyenleri, mütareke döneminin işgal altındaki İstanbul’un sözde aydınlarının kalıntıları olarak niteliyorum."
'HUKUK, ÜSTÜNÜN DEĞİL HERKESİN OLMALI'
Diğer taraftan Feyzioğlu, "Biz ‘Adalet mülkün temelidir’ diyen ve bunu iliklerimize kadar yaşayan avukatlar olarak devleti ayakta tutmanın, mülke sağlam bir temel kazandırmanın vazgeçilmez şartının hukukun üstünlüğü olduğunu biliriz" dedi. Hukukun ‘üstünün hukuku’ olmaması gerektiğini vurgulayan Feyzioğlu, ‘herkesin sığındığı ve mevkiye, kimliğe, siyasi düşünceye, dine, mezhebe ve ideolojiye rağmen eşit uygulanan hukuk’ çağrısı yaptı.
Bu bağlamda Türkiye’nin ve avukatlık mesleğinin en önemli sorununun, hukukun üstünlüğünün sağlanması olduğunu vurgulayan Feyzioğlu, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: "Bu, 77 milyon yurttaşımızın adalet paydasında kucaklaşması için de vazgeçilmez bir koşuldur. Bunu söylediğimiz için varsın birileri bizi inatla yanlış anlasın. Ama bu dönemde köprü olmak gerekir. Birbirinden uzaklaştırılmaya çalışılan insanları inatla, kararlılıkla birbirine kucaklaştırmaya çalışmamız gerekmektedir. Ülkemizde, biz avukatların tarihin hiçbir dönemde bu kadar ağır bir sorumluluk altına girdiği görülmemiştir. Herkesten önce her şeyden önce bizlerin birbirini anlaması ve ülkemizin birliği ve beraberliğimizin dört tarafımız ateş çemberiyken o ateşlerin ülkemizi yakmasını önlemek için çalışmamız zorunludur.”
Öte yandan Feyzioğlu, saldırıda öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi hakkında da "Tahir başkan, görüşlerine katılırsınız, katılmazsanız ama sağduyunun sessiydi. ‘Burada silah istemiyoruz’ cümlesini kanlı terör örgütü PKK’nın utanmazca kazdığı hendeklerin önünde, kanasların ve keleşlerin gölgesi altında söyleyecek kadar cesur bir insandır. İstemiyoruz dediği silahlar o silahlardır" dedi.