Soruşturmayı takip eden Avukat Karaman'ın da aralarında olduğu Baro Komisyonu, Diyarbakır Barosu Başkanı insan hakları avukatı Tahir Elçi'nin 28 Kasım'da Diyarbakır'da öldürülmesine ilişkin Emniyet İstihbarat ve Foto Film Şube Müdürlüğü ekiplerince çekilen iki ayrı kamera kaydında, vurulma anına ilişkin 17 saniyelik görüntünün bulunmadığını vurgulamıştı. Baro, görüntüye müdahale edilmiş olması ihtimalinin altını çizmişti.
'HUKUKUN GEREĞİ ŞÜPHEYLE BAKMAKTIR'
Görüntünün sahibi polisin, olay anını çekerken en kritik zaman diliminde yere çömeldiğini ve kayıttan çıktığını anladığı, sonra tekrar kayda girdiği ifadesini verdiğini anımsatan Karaman, görüntülerde de ‘hafif bir kesiklik’ olduğunu belirtti. "'Kesinlikle kesinti var' demiyoruz; ancak, silah sesi geldiği an kameranın kayıttan çıkmasının şüphe yarattığını düşünüyoruz" dedi ve "Hukukun gereği de şüpheyle bakmaktır" diye ekledi.
'KAYITLARDAN BİRİNDE ÖLÜM ANI BULUNABİLİR'
"Bu tesadüf de olabilir. Haberci tabii ki oraya yönelir, olağan bir durum. Ancak vurulma anı militanların, özellikle ikinci göstericinin Elçi'ye yaklaştığı an olarak tahmin ediyoruz" diye konuşan Karaman şöyle devam etti:
"Elçi'nin sağkenki durumu ve yerdeki ceset görüntüsünü birçok görüntü üzerinden değerlendirdiğimizde, aradaki kısa bir anda vurulduğunu düşünüyoruz. İkinci gösterici minarenin hizasına geldiği anda Elçi'nin vurulmuş olma ihtimalini yüksek görüyoruz. Bu kayıtların herhangi birisinde bu anın da olabileceği ihtimali üzerinde durup kayıtları önemsiyor ve oynama yapılıp yapılmadığının tespitini istiyoruz."
DİJİTAL VERİLERE MÜDAHALE YAPILDI MI?
Diyarbakır Barosu avukatı, "Tüm dijital verilerle ilgili polis ve jandarma kriminal tarafından değil, asıl olarak üçüncü tarafsız ve bağımsız kuruluşlar tarafından dijital verilere müdahale yapılıp yapılmadığına dair inceleme talebi olduklarını" yineledi.
"Kayıtların ham haline sonradan savcılık aracılığıyla ulaştık" diyen Karaman, gazetecilerin kayıtlarına müdahale edilip edilmediğine dair de aynı yaklaşımda bulunacaklarını söyledi.
Mahsuni Karaman, "Vurulan kişinin dünya çapındaki namı, konumu, kimliği, beşeri ilişkileri ve ultra milliyetçi hezeyan sonrası vurulmuş olması, tüm bunları nazara aldığımıza bizatihi devletin koruması gereken bir kişiyken, devlet yetkiliklerinin, polisin kurşunuyla ölmüş olma ihtimali olan birinden bahsediyoruz" dedi ve Elçi cinayetinin bu açıdan farklı ve hassas konumda olduğunu söyledi.
'CİNAYETİ AYDINLATACAK BİRİNCİ HUSUS: GÖRÜNTÜ'
"Tahir Elçi dosyasının faili meçhul bir niteliğe bürünerek sürüp gitmesi endişesi içindeyiz."
Karaman, "Net ve etkili bir soruşturma halinin yapılamadığı düşünceyiz" dedi ve "Gerekçesi ne olursa olsun, devletin cinayetin işlendiği noktada delil toplamaması, devlet eliyle 'ihmal suretiyle' delil karartmadır" diye vurguladı. Yetkililer, "bölgede süren çatışmalar sebebiyle" veri toplama sürecinin etkilendiğini söylemişti.
ELÇİ VE DİNK CİNAYETİNDEKİ BENZERLİK
Karaman, Hrant Dink cinayetiyle de benzerlik kurarak, Dink'in de bir açıklaması sebebiyle 'Türklük' meselesi üzerinden kriminalize edildiğini ve davanın benzer süreçlerden geçtiğini anımsattı.
Tahir Elçi cinayetinin faili meçhule dönüşmemesi açısından görüntülerin öneminin altını çizen Karaman, kayıtların bağımsız bilirkişi tarafından incelenmesi talebini yineledi.