8. Büyükelçiler Konferansı kapsamında bir araya gelen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond, ikili görüşmenin ardından ortak basın toplantısı yaptı.
İngiliz mevkidaşıyla gerçekleştirdikleri görüşmede ikili ilişkileri ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun pazar günü İngiltere'ye yapacağı ziyareti değerlendirdiklerini belirten Çavuşoğlu, "İlişkilerimizin her düzeyde mükemmel seyrettiğini söyleyebilirim. İngiltere bizim için önemli bir müttefiktir. Terörle mücadele konusunda ve Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı bölgedeki sorunlar konusunda da tutumunu en net şekilde gösteren ülkelerin başında gelir" dedi.
Çavuşoğlu, İngiltere'nin Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) sürecine en güçlü desteği veren ülkelerden biri olduğunu da vurguladı.
İkili görüşmede, Türkiye- Rusya ilişkilerinin son durumunun da kısaca ele aldıklarını belirten Çavuşoğlu, "Türkiye'nin uçak düşürme olayından sonraki tutumu son derece nettir. Türkiye, olayı daha fazla tırmandırmadan olgun tutumunu sergilemiştir" dedi.
‘KIBRIS'IN DESTEĞE İHTİYACI VAR'
Kıbrıs'ta devam eden müzakere sürecinin herkesi umutlandırdığını belirten Çavuşoğlu, "Şunu biliyoruz ki bizim desteğimize, yani garantör ülkelerin, özellikle İngiltere, Yunanistan ve Türkiye'nin desteğine ihtiyaçları var. Biz Türkiye olarak en güçlü desteği vermeye her zaman devam ediyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin destek konusunda herkesten bir adım önde olduğuna dikkat çeken Çavuşoğlu, "Ama bu sefer netice almak istiyoruz. Sonuca gidilmesi gerekiyor" dedi.
İngiltere'nin Kıbrıs sorununun çözümüne verdiği destek için teşekkür eden Çavuşoğlu, "Umarım bu son fırsat penceresi kaçırılmaz" ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Suriye'de bir an önce siyasi görüşmelerin başlaması gerektiğini de söyledi.
Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Umarım bu ayın onunda müzakereler başlar ve 6 aylık süre içinde bir sonuç elde ederiz. Suriye'de terör başta olmak üzere tüm sorunların kesin çözümü siyasi çözümdür ve Esad'ın gitmesi gerekiyor. 18 aylık bir süreçte tam yetkili bir geçiş hükümetin kurulması gerekiyor."
Çavuşoğlu, bir Güney Kıbrıs Rum Yönetimi mahkemesinin aldığı karar nedeniyle Birleşik Krallık'ta bir Kraliyet mahkemesinin bazı bankalardaki Türk misyonlarının hesaplarını dondurma yönünde aldığı kararı da değerlendirdi.
Bir gazetecinin, 1961 ve 1963 Viyana Sözleşmeleri'ni hatırlatarak, bu kararın uluslararası sözleşmelere aykırı olup olmadığı yönündeki sorusuna Çavuşoğlu, "Tabii ki mahkemelerin bağımsızlığına biz de inanıyoruz ve hükümetlerin de müdahale etmemesi gerekir. Ama taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler var ve bu sözleşmeler iç hukukun üstündedir. Mahkemeler de bizde olduğu gibi, buna uymak zorundadır" karşılığını verdi.
Türkiye'de de bir zihniyet değişimi sağlandığını ve mahkemelerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AHİM) kararlarını dikkate almaları sayesinde AHİM'e giden dosya sayısının azaldığını ifade eden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
‘HERKESİN KAÇINMASI LAZIM'
"Sanırım burada Viyana Sözleşmesi'nin hatırlatılmasında bir aksaklık olmuş. Bürokratik bir engel olmuş. Ama tabii ki İngiliz mahkemeleri de Türkiye'deki mahkemeler de taraf olduğumuz sözleşmelere göre hareket etmelidir. Bu sorunun çözüleceğini de zaten dostumuz Philip söyledi. Diğer taraftan, Ada'da devam eden müzakere sürecini sekteye uğratacak adımlardan da mahkemelerin de herkesin de kaçınması lazım."
Kıbrıs'ta Taşınmaz Mal Komisyonu'nun mülkiyet sorunlarını çözdüğünü hatırlatan Çavuşoğlu, Türkiye aleyhindeki davalar da dahil olmak üzere, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine giden tüm davaların iç hukuk yoluyla önce Komisyon'da değerlendirildiğini bildirdi.
Çavuşoğlu, tüm mahkemelerin bu konuda hassas olması gerektiğini vurgulayarak, "Burada bu sözleşmelerin hatırlatılmasıyla ilgili bir eksiklik olmuş. Ama en kısa sürede düzeltileceğine inanıyoruz. Bu hatırlatmanın da, mahkemeye müdahale gibi algılanmaması lazım" diye konuştu.
HAMMOND: OMUZ OMUZA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond, İngiltere'nin, nereden gelirse gelsin terörle mücadelede Türkiye ve diğer müttefikleriyle omuz omuza olmaya devam edeceğini söyledi.
Bakan Hammond, Türkiye'nin İngiltere'nin yakın bir müttefiki olduğunu belirterek, Cavuşoğlu ile yararlı bir görüşme yaptıklarını, Cumhurbaşkanı Recep TayyipErdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile de görüşeceğini söyledi.
Philip Hammond, iki ülkenin birçok konuda özellikle de IŞİD'in şeytani ideolojisiyle mücadele etmek, Suriye'deki insani durumu iyileştirmekte, birlikte çalıştığını dile getirdi.
Terörle mücadele konusunda iki ülke arasındaki ortaklığın hem her iki ülkenin hem de bölgenin güvenliği açısından hayati önemde olduğunun altını çizen Hammond, İstanbul ve Diyarbakır'daki bombalı saldırılarda hayatını kaybedenler için taziyede bulundu.
İngiltere olarak, Türkiye'nin terörle mücadelenin ön saflarında yer aldığını bildiklerini vurgulayan Hammond, "Bugün Çavuşoğlu'na da ifade ettiğim üzere, İngiltere, nereden gelirse gelsin terörle mücadelede Türkiye ve diğer müttefiklerle omuz omuza olmaya devam edecek" diye konuştu.
İngiltere'nin Schengen bölgesinin bir parçası olmadığını ancak Suriyeli sığınmacıların desteklenmesi konusunda AB'nin Türkiye'ye söz verdiği 3 milyar dolarlık yardım paketinde kendine düşeni yapacağını ifade eden Hammond, İngiltere'nin bölgeye insani yardım sağlanması konusunda 1.1 milyar sterlin harcadığını söyledi. Hammond, Esed rejiminin gitmesi ve anlaşmanın sağlanması sonrasında Suriye'nin yeniden inşasına 1 milyar sterlin katkıda bulunacaklarını söyledi.
İngiltere'nin Türkiye'nin AB üyeliğinin en güçlü destekçilerinden olduğunu ifade eden Hammond, AB'nin 21 yüzyıla ayak uyduracak şekilde reforme edilmesinin de gündemlerinde olduğunu kaydetti.
‘MÜDAHALE ETMEMEYE GÖYRET GÖSTERDİK'
İngiltere Dışişleri Bakanı Hammond bir basın mensubunun "Güney Kıbrıs Rum Yönetimi mahkemesinin aldığı karar nedeniyle İngiltere'de bir mahkemenin Türk Büyükelçiliğindeki hesapları geçen hafta dondurulmuştu. Bu karar uluslararası hukuka aykırı değil mi? İngiliz hükümeti bu konuda hangi adımları atmayı düşünüyor?" sorusuna karşılık, ülkesindeki mahkemelerin tamamıyla hükümetten bağımsız olduğunu söyledi.
"Ancak bu durumda Dışişleri Bakanlığı olarak müdahale etmeye gayret gösterdik" diyen Hammond, dondurulmuş olan bazı hesapların Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliğinin hesapları olduğu ve bu nedenle Viyana Sözleşmesi'nin koruması altında olduğu konusunda müdahalede bulunduklarını anlattı. İngiliz Bakan, "Bu sorunu çözmek için tabii ki gerekli adımları atıyoruz. Bu, aslında endişe verici bir durum ama maalesef kontrol edebileceğimiz bir süreç değildi" ifadelerini kullandı.