AK Partili Metin Külünk ‘Mülteci Akınının Avrupa Üzerindeki Siyasi Etkileri’ başlıklı rapor hazırladı. AB'nin mülteci politikalarının 'sorunlu' olarak nitelendirildiği raporda, yakın zamana kadar bu politikaların bir şekilde ayakta kalabilmesi de mültecilerin yakın zamana kadar görece sınırlı sayıda kalmasına bağlandı. Rapordu, "Bu sistemi krize sokan, son dönemde ulaşan mülteci akının boyutlarıdır" denildi.
Göçmen krizinin AB'yi birleştirmekten çok bölmekte olduğunun ifade edildiği raporda, “AB göçmenleri Türkiye'nin durduracağını umuyor. Kısacası, mülteci akını, sorumluluğu herkesin bir başkasına attığı bir sorun halini alıyor. Mülteci akının AB üzerindeki en büyük etkilerinden biri de Birliğin ve temel prensiplerinin sorgulanır hale gelmesi” denildi.
'KOMŞU ÜLKELERE BİNEN YÜK GÖRMEZDEN GELİNDİ'
Raporda, "AB'nin bu tavrı, Suriye sorunun ortaya çıkış tarihi olan Mart 2011'den mültecilerin akın halinde AB kapılarına dayandığı 2015 yazına kadar geçen 4 yılı aşkın süreyi, mülteci akınına hazırlanmak için iyi hazırlanarak değerlendirme şansını ortadan kaldırdı. Bu güne geldiğimizde ise 17-18 Aralık 2015 tarihinde üye ülkelerin üst düzey liderlerinin katılımıyla gerçekleşen Avrupa Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi toplantısının ana maddesinin göç ve göçün siyasi sonuçları olması, bu konunun AB siyaseti üzerinde artık ne denli önemli etkiler bıraktığının bir kanıtıdır" görüşüne yer verildi.
MÜLTECİ AKINI EN BÜYÜK ETKİSİ POPÜLİST PARTİLERİN YÜKSELİŞİ
'ADALETSİZ DAĞILIM VE ARTAN GERİLİM'
Mülteci akımının üye ülkeler arasındaki ilişkilere etkilerinin 'adaletsiz dağılım ve artan gerilim' olduğu ifade edilen raporda şöyle denildi:
" Mülteci akını, toplumlar ve hükümetleri ararsında olduğu gibi, birliğe üye ülkeler arasında da güven erozyona yol açıyor. İtalya ve Fransa arasında ya da Birleşik Krallık (İngiltere) ve Fransa arasında yakın zamanda ortaya çıkan gerilimler, bu güven erozyonuna örnek gösterilebilir. Büyük Britanya, Calais'ten kendi topraklarına giren göçmenleri, Fransa'nın durdurmasını istiyor. Fransa ise kendi topraklarına güneyden giren göçmenleri İtalya'nın durdurması gerektiği görüşünde. İtalya ve Yunanistan'a sorarsanız, bu yüke AB ortak şekilde üstlenmeli…
'TÜRKİYE'NİN DURDURACAĞINI UMUYORLAR'
Son gelişmelerin gösterdiği gibi AB ise göçmenleri Türkiye'nin durduracağını umuyor. Kısacası, mülteci akını, sorumluluğu herkesin bir başkasına attığı bir sorun halini alıyor. Almanya dışında sorunun çözümüne yönelik kısa ya da uzum vadeli çözüm üretmeye, elini taşın altına koymaya hazır bir AB ülkesi şimdilik görünmüyor. Bu da, sorunun çözümünü imkansız kılıyor."
'BİRLİK VE TEMEL PRENSİPLERİ SIRGULANIR HALE GELDİ'
'AB MÜLTECİ KRİZİNİ KONTROL ALTINA ALMAK ZORUNDA'
"Bu yüzden AB, 2015 yazında kendisi için tam bir kaos halini alan mülteci krizini kontrol altına almak zorundadır. Bu da birliğin dış sınırlarının yeniden kontrol altına alınması, mülteci politikalarının harmonizasyonu ve mülteci akının yükünü ortak olarak paylaşmaktan geçiyor.
MÜLTECİLERİN VARLIĞI EKONOMİK BİR GÜCE DÖNÜŞTÜRÜLMELİ
"Bununla birlikte, mültecilerin uzun dönemde toplumlara nasıl adapte olacakları sorusu cevapsızdır. Mültecilerin yeni gettolara hapsolmasının önüne geçilerek, mültecilerin varlığının AB'nin ihtiyacı olan ekonomik bir güce dönüştürülmesi gerekiyor. Ancak henüz bu konular ne liderler düzeyinde ne de kamuoylarında konuşulmuş bile değil. Toplumlar daha çok uzun dönemde yaşanabilecek sorunlarla ilgilenirken ve bunlardan endişe duyarken, hükümetler ise yaşanan ilk sökün ve kaosun derdinde görünüyor."