RS FM’e konuşan Yılmaz, ABD'nin askeri yardım programında İsrail ve Mısır'ın farklı bir konumda yer aldığını söyledi. "İsrail ve Mısır, ABD'nin Ortadoğu'daki köprübaşlarının birer parçasıdır” diyen Yılmaz, Dışişleri Konseyi'nden araştırma merkezlerine, CIA'dan Pentagon'a kadar ABD'yi yönetenlerin arkasında yer alan güçlerin özellikle İsrail'in güvenliğini yadsıyamayacağına dikkat çekti.
Yılmaz, ABD'nin güvenlik politikalarında Mısır'ın da 1970'lerden itibaren Batı kampında tutulabilmesi için İsrail'le birlikte konumlandırıldığına işaret etti.
Ortadoğu'da değişmekte olan güç dengelerinin son dönemde ABD — İsrail ilişkilerindeki karşılığının ‘burukluk’ olduğunu söyleyen Yılmaz, buna rağmen Washington yönetimlerinin İsrail politikalarının uzun vadeli ve değişmez nitelikte olduğunu belirtti.
'ABD, DESTEĞİNİ HİBE ETMEZ'
“ABD'nin kendisine sağlanacak üs karşılığında bu ülkelere verdiği silah desteği aslında birer mütareke anlaşması gibidir” diyen Yılmaz, Türkiye'ye daha önce yapılan yardımların bu yönüyle İsrail ya da Mısır'inkinden farklı olduğunu söyledi:
“ABD, Türkiye'ye askeri desteğini hibeyle vermez. Mutlaka kesin şartlar koyar. Size uçağını verir, fakat silah sistemini, elektronik sistemini vermez. F-16'lar tabut şeklinde gelir, sadece gövdesi vardır ama harekatta kullanılmaz. Örneğin, jetlerin gece görüş kabiliyetlerini ancak İsrail'le yaptığımız bir anlaşma karşılığında, onlara hava sahamızda uçma imkanı sağlayarak elde etmiştik. ABD, Stinger füzesini Taliban'a peynir ekmek gibi dağıtır ama Türkiye'ye verdiği silahın sayısını çok sıkı takip eder, depolarınızda o silahları da tek tek sayar. "
Türkiye'nin 1990'lı yıllarda ABD'ye ‘rest çekerek’ artık askeri yardım istemediğini hatırlatan Sait Yılmaz, ancak parayla satın alınan silahların da ağır şartlara dayandırıldığını, Ankara hükümetlerinin tedarik için de diğer küresel güçlere ihtiyaç duyar halde bırakıldığını söyledi.