Avrupa Birliği uzmanı Dr. Can Baydarol, Avrupa Birliği Komisyonu'nun Türkiye İlerleme Raporu'nda dikkat çekilen unsurlar, eleştiriler ve yapılan tespitleri RS FM’de yayınlanan Dünya Panorama programında değerlendirdi.
RAPORUN AÇIKLANMASI NEDEN GECİKTİ?
“Ancak bu rapor biraz da spekülatif. Malum normalde açıklanması gereken tarih bu değildi. Bütün ilerleme raporları ekim ayı ortasında açıklanır. Ama bu sefer Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye'ye geldi. Suriyeli sığınmacılar karşılığında Türkiye-AB ilişkilerinin ilerletilmesi gibi bir pazarlık yapıldı. Hükümet de seçimden önce bu tür bir raporun açıklanmasının çok yararlı olmayacağı belitti. Bu yüzden raporun açıklanması ötelendi. Raporun objektifliğinden ziyade, siyasi boyutu tartışmaya açık. Çünkü rapor bir anlamda siyasileşti.”
‘BU ELEŞTİRİLERİ AKLI BAŞINDA HERKES YAPIYOR’
Raporda yer alan eleştirilerin Türkiye’de aklı başında herkesin yaptığı eleştiriler olduğunu belirten Baydarol, “Buradaki ton belki daha sert. Basın özgürlüğü, Hürriyet gazetesine ve Ahmet Hakan'a yapılan saldırı sonrasında Türkiye'de zaten hepimizin ifade ettiği unsurlardı. Yargının bağımsızlığı konusunda zaten Türkiye'de yaşayan, biraz hukukla ilgilenen vatandaşların kabul edebileceği bir görüntü yok. Çözüm süreci meselesinin müzakereye açılması konusuna baktığımızda ise, can kaybının bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, olması gereken aslında o. Dolayısıyla yeniden masaya oturmanın yolunun aranması gerekiyor" dedi.
‘GÖRMEK İSTEDİĞİMİZ BAŞKA UNSURLAR DA VAR’
Baydarol, “Bu raporda eleştirilerin yanı sıra görmek istediğimiz başka unsurlar da var. Bütün bu eleştiriler yapılıyor ama Türkiye'nin tam üyeliği ile ilgili herhangi bir tarih açıklanıyor mu? Yoksa sadece Türkiye'yi eleştirmekle mi yetiniliyor? Türkiye'ye nasıl bir yol haritası izlemesi gerektiği konusunda AB'nin tam üyelik ışığı ne kadar açık? Bunlar da ayrıca tartışılması gereken unsurlar" ifadelerini kullandı.
‘RAPOR DİKKATE ALINMALI’
Türkiye'de bugüne kadar AB ilerleme raporlarının, özellikle 2006 sonrasında, çok fazla önemsenmediğini kaydeden Baydarol, hükümet kanadına düşen görevin, AB ile ilişkileri geliştirmek ve raporun içeriğini dikkate almak olduğunu vurguladı.
‘TÜRKİYE, UZUN YILLAR İTİLİP KAKILDI’
Sadece Türkiye’nin değil, AB’nin de eleştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Baydarol, şöyle devam etti:
“Türkiye uzun yıllar itilip kakıldığı için, giderek Avrupa'dan uzaklaştığı ve Ortadoğululaşmaya başladığı gibi bir görüntü ortaya çıktı. Bu, Avrupa'nın çıkarları açısından da son derece aykırı bir durum. Merkel ziyaretinde Türkiye'nin tam üyeliğine karşı olduğunu ama müzakerelerin devam ettirilmesi gerektiğini beyan etti. Bu da Türkiye kamuoyunda sempati yaratan bir açıklama olmadı. AB'nin bundan sonra Türkiye'nin hassasiyetini de dikkate alması ve tam üyelik yolunda gitmesi için kendilerinin de aynı ciddiyet çizgisinde olması gerekiyor.”