Türkiye’deki 1 Kasım seçimini Sputnik'e değerlendiren Ahi Evran Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kürşat Zorlu, sonuçların AK Parti açısından ciddi bir başarı olarak görülebileceğini, seçimin kaybedenlerinin de matematiksel olarak MHP ve HDP olduğunu söyledi. Zorlu, CHP'nin ise genel olarak oylarını korumakla birlikte seçim stratejilerini ciddi bir biçimde sorgulanacağı bir döneme kendisini taşıdığını belirtti.
Seçimin Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun AK Parti'deki konumunu sağlamlaştırdığını kaydeden Zorlu'ya göre, başkanlık sistemi de raftan indirilerek yeni anayasa tartışmaları zemininde tekrar gündeme getirilecek.
‘HDP 7 HAZİRAN’IN SONUÇLARINI DOĞRU OKUYAMADI’
AK Parti'nin elde ettiği bu matematiksel başarının kendisinin yaptıklarının dışında HDP ve MHP'nin seçim stratejileri ve kendilerini konumlandırdıkları alanla da çok yakından ilişkili olduğunu anlatan Zorlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘ANKET ŞİRKETLERİ AK PARTİ'YE YÖNELTTİ’
Öte yandan Zorlu'ya göre AK Parti'nin bile beklemediği bu sonuçta anket şirketlerinin verileri de çok etkili oldu. Zorlu, anket şirketlerinin AK Parti'yi 'tek başına iktidara çok yakın ama kıl payı kaybedebilir 10-15 milletvekiliyle' şeklinde gösterdiğini hatırlattı. Seçmenin gelecek kaygısı ve belirsizliğe toleransının düşük olduğunu belirten Zorlu, 7 Haziran’da HDP’yi yüzde 13’lere taşıyan seçmenin bu sefer de birden AK Parti'ye yöneldiğini vurguladı. Zorlu özellikle ‘rasyonel karar vericiler’ denilen bir bölümünün 'AK Parti tek başına iktidarı kıl payı elde edemeyecek mi, ben gelecek kaygımı nasıl ortadan kaldırabilirim?' düşüncesiyle bu şekilde hareket ettiğini savundu. Zorlu, anket şirketlerinin büyük bölümünün bu sonucu okuyamadığını, son 3-5 günlük algının da AK Parti'ye yönelmeleri sağladığını kaydetti.
Zorlu, ayrıca MHP'nin '7 Haziran sonrası koalisyonu kim engelledi?' sorusuyla ilgili algıyı da kıramadığını söyledi. Zorlu, " Seçmenler arasında 'Koalisyon için biz size yetki verdik, kurun dedik ama siz kurmaktan imtina ettiniz, kaçtınız, hayır dediniz' gibi ifadeler ciddi bir algı oluşturdu. Davutoğlu-Bahçeli arasında 17 Ağustos’ta yapılan görüşmeler neticesinde ve sonrasında Bahçeli’nin televizyonlara çıkmasına ve bütün çabalarına rağmen bu algının kırılamadığı çok net bir şekilde görülüyor" dedi.
‘SEÇMEN 'İSTİKRARSIZLIĞI DEVAM ETTİRMENİN ANLAMI YOK' DEDİ’
Seçmenin 7 Haziran'a benzer bir tablo çıkması halinde hükümet kurulamaması endişesi içine de girdiğini vurgulayan Zorlu, şu ifadeleri kullandı:
"İstikrar, gelecek kaygısı, ekonomide giderek meydana gelen daralma ve en önemlisi ‘Yeniden bir koalisyon ortamı doğarsa yine olmayacak’ psikolojisi seçmen nezdinde ciddi bir karşılık bulduğunu görüyorum. Seçmen de ‘Bu istikrarsızlığı devam ettirmenin bir anlamı yok’ dedi ve birinci sırada gördüğü AK Parti'ye oy verdi. Bir yönüyle 7 Haziran'daki oy geçişkenliği AK Parti lehine sonuçlanmış oldu" diye konuştu.
AK Parti'nin elde ettiği başarının parti içindeki yansımalarına ilişkin de değerlendirmelerde bunan Zorlu, liderleri bulundukları konumda kalıcı kılabilecek yegane şeyin bir başarı öyküsü olduğunu söyledi. Zorlu, "Ahmet Davutoğlu işte böyle bir başarı öyküsünün topluma sunulması açısından bir başlangıca imza atmıştır. Hiç şüphesiz AK Parti Genel Başkanı olarak girdiği seçimde partisi açısından da bir rekora imza atmıştır. Oy sayısı itibariyle söylüyorum. En yüksek oy sayısına ulaşmıştır. Her ne kadar seçmen sayısı artmış olsa dahi matematiksel olarak bu böyledir. Dolayısıyla parti içerisindeki gücünü, konumunu sağlamlaştıracak bir sonuç elde etmiştir" dedi.
Zorlu, seçim beyannamelerinde ayrı bir başlık altında verilen başkanlık sistemi önerisinin de yeniden gündeme getirileceğini düşünüyor:
"Rafa kaldırıldığı söylemi etrafında söylüyorum, tekrar indirilecektir raftan. Ben bunu yeni anayasa tartışmaları zemininde tekrar gündeme getirileceğini ve bir paket içerisinde referanduma götürülmesini çok güçlü bir ihtimal olarak görüyorum. Ben Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık sisteminin getirilmesi için bu girişimi yapacağına yüzde 99 gözüyle bakıyorum."
‘KENDİNİ MUTSUZ HİSSEDEN KİTLE GÖZARDI EDİLMEMELİ’
Zorlu, AK Parti'nin yeni dönemde toplumdaki kutuplaşmayı, gerilimi önleyecek politikalar üretip üretmeyeceği konusundaki soruları da, AK Parti'ye oy vermeyen yüzde 51'lik bir kesim olduğunu vurgulayarak yanıtladı. Bunun görülmesi gerektiğini vurgulayan Zorlu, Davutoğlu'nun seçim gecesi yaptığı konuşmayı da hatırlatarak şöyle konuştu:
Ben bu noktada önümüzdeki günlerin bunu gösterebileceğini düşünüyorum. Ama yüzde 51 olan ve kendisini şu anda mutsuz hisseden, belki bir yönüyle çaresiz hissedenlerin göz ardı edilmeden toplumun tümünü kucaklayacak bir irade ve yaklaşım biçiminin ortaya konulmasının kaçınılmaz olduğunu görüyorum. Çünkü önümüzde bir 4 yıl var eğer bu gerçekleşmezse Allah korusun ülkemiz daha farklı gelişmelerle daha farklı iç karışıklıklarla, endişelerle karşı karşıya kalır. Ki bu da hiç birimizin istemeyeceği bir durumdur.”
Bu arada Zorlu, seçim sonuçlarının özellikle muhalefet partilerinde lider değişimlerine yol açıp açmayacağı sorusu üzerine de MHP açısından bir iç sorgulama döneminin başladığını söyledi. Zorlu, "Önümüzdeki dönemde özellikle yaklaşan olağan kongre dönemiyle birlikte daha da fazla o ses yükselecektir. Ama MHP özelinde söylüyorum, kendine has bir parti, kendine özgü koşulları var. Dolayısıyla kendi iç sistemi içerisinde bu kararı aldığı vakit ancak bu dönüşümü gerçekleştirebileceğini düşünüyorum. Ama hiç şüphesiz MHP tabanı bu sonuçtan hiç memnun değil, olması da beklenemez. Bu başarısızlığın parti içerisinde bir karşılığı olacaktır" dedi.