Konuşmasından önce kürsüye çıkan eski İçişleri Bakanı ve AK Parti Van milletvekili adayı Beşir Atalay'ın "ben Vanlıyım" sözünü hatırlatan Başbakan Davutoğlu, "Ben de Vanlıyım, hem de şanlıyım. Van'a gelip de Van'a aşık olmamak mümkün mü?" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, Van'ın manevi önderlerini ve Van'da yaşamış alimleri sayarak, "Bu şehrin her köşesinde muhabbet var, tarih var, medeniyet var, izzet var, şan var, şeref var. Türkiye adım adım yeni bir geleceğe doğru hep beraber yürüyor. Süphan Dağı eğilir mi, Süphan Dağı'na bakan bizim gibi Vanlılar eğilir mi, baş eğer mi, zalime, teröre baş eğer mi? Bizim başımız dik Süphan gibi, bizim alnımız ak mavi denizin berraklığı gibi. Başınızı hiç önünüze eğmeyin Vanlılar. Başınız dik, vakur olsun" dedi.
Hizmetle, zaferle, başarıyla geçen 12 yılın ardından "Haydi Bismillah" diyerek yeni bir heyecanla yola çıktıklarını, "İlk günkü aşkla haydi bismillah" diyerek konuşmasına başladığını ifade eden Davutoğlu, şehir şehir dolaştıklarını, Türkiye'nin yarınları için duyduğu heyecanı vatandaşlarla paylaştığını kaydetti.
'MEYDANLARDAN ÇEKİLMEYECEĞİZ'
Dün Trabzon'da vatandaşlarla buluştuğunu ve Karadeniz'den, Trabzon'dan Van'a selamlar getirdiğini anlatan Davutoğlu, "Trabzonlu Vanlıyla, Diyarbakırlı İzmirliyle ebediyen kardeştir, dedik, onun için meydanlardayız. Meydanlardan çekilmedim, çekilmeyeceğiz. Hiç kimse bizi halkımızla buluşmaktan alıkoyamaz, engelleyemez" diye konuştu.
Vatandaşların "şehitler ölmez, vatan bölünmez" tezahüratları üzerine dün, Trabzon'da bir şehit ailesini ziyaret ettiğini ve şehit ailesinin "Bizim evladımız Trabzonlu olduğu kadar Vanlıydı, bizim çocuğumuz olduğu kadar Van'ın çocuğuydu, Dağlıca'nın, Hakkari'nin çocuğuydu" dediğini aktaran Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bu slogan, 'şehitler ölmez, vatan bölünmez' sloganı Van'dan yükseldikçe, şehitlerimiz hep anılacak ve vatan hep bir ve beraber olacak" ifadesini kullandı.
Değişik şehirlerde terör saldırılarında hayatını kaybeden gençleri anımsatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Askerimizi, polisimizi katleden bütün teröristler kahrolsun, kahrolacaklar. Yeni Türkiye heyecanının bu ülkenin her karış toprağında, her insanın gönlünde karşılık bulduğunu görüyorum. Çünkü biz Türkiye'ye baktığımızda Van'ı görüyoruz. Van'ın kahvaltısı vardır ya her geldiğimde ederim, çeşit çeşit nimetlerle donatırsınız o kahvaltı sofrasını, her biri farklı lezzetlerde olan nimetlerle, işte bizler de böyleyiz. Kürt'üyle, Türk'üyle, Arap'ıyla, Zaza'sıyla, Laz'ıyla, Çerkez'iyle hep birlikte lezzet sofrasıyız, Türkiye lezzet sofrasıdır.
Kimimiz güzel Türkçemizle, Yunus Emre'nin Türkçesiyle konuşuruz, kimimiz güzel Kürtçemizle 'ser seran ser çavan' deriz. Kimimiz Feqiye Teyran'ın güzel Kürtçesiyle konuşuruz. Kimimizin teni biraz koyu, kimimizin teni biraz beyaz ama hepimizin yüreği ak mı ak. Birbirimizden kız alır, kız veririz, çocuklarımızın bir dedesi Türk'tür, bir dedesi Kürt'tür. Aynı ağıtları söyler, kıbleye vardığımızda aynı kıbleye yönelir, el öptüğümüzde aynı mübarek elleri öperiz. Bizi ayırmak mümkün mü? Bu yürekleri parçalamak mümkün mü? Sen Kürtsün, Türksün diye aramıza nifak sokmak mümkün mü? İşte buradayız, Van meydanındayız. Kurban Bayramı'nın bayram namazında Diyarbakır Ulu Camide eda ettiğimde binlerce Diyarbakırlı da aynı şeyi söylemişti. Biz, bir kardeşimizi gördüğümüzde alnındaki nuru görürüz, yüreğindeki aşkı, muhabbeti görürüz. Kanına, genetiğine, kafatasına değil, kafasının içindeki zihne, gönlündeki yüreğindeki aşka bakarız. Bu toprakların en büyük zenginliği ne tarımdır ne yer altı zenginliği ne de denizdir. Bizi zengin kılan bu toprakların insanıdır, bizi zengin kılan Vanlılardır, Edirnelilerdir, Trabzonlulardır."
'BİZ İNSANI EŞREFİ MAHLUKAT OLARAK GÖRÜRÜZ'
Vanlılara "Bizimle bu kardeşlik yolunda yürümeye var mısınız? Bu ülkeyi ortak bir muhabbetle özgür, adil, mutlu, güçlü bir ülke yapmaya var mısınız?" diye soran Başbakan Davutoğlu, vatandaşların "evet" cevabı üzerine de şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bizim kültürümüzde kimseyi kimliğinden, inancından, fikriyatından dolayı kınamak yoktur. Biz, insanı eşrefi mahlukat olarak görürüz. Yaratılmışların en şereflisi olarak görürüz, hepsini kardeş, dost biliriz. Siyaset yapıyor olmamızın yegane sebebi de amacı da budur. Biz, bölmek, parçalamak, şiddeti körüklemek için değil, kardeşliği, birliği, dayanışmayı getirmek için bir aradayız. Bu toprakların makus talihini değiştirmek için siyaset yapıyoruz, yokluğu, yoksulluğu, yasakları bu topraklardan silip atmak için siyaset yapıyoruz. Bu ülke için, bu millet için bu aziz Van için siyaset yapıyoruz. Maalesef biz bu amaçla gece, gündüz çalışırken, Türk'ü, Kürt'ü, Zaza'sı hep beraber oturup kafa kafaya geceler boyu, işte Toros Yörüklerinden Ahmet, Batman Kürtlerinden Mehmet, Diyarbakır Kürtlerinden Mehdi, Bingöl Zazası Cevdet ve şimdi Vanlı Beşir hepimiz adımızla kimliğimizle masada oturuyor, Türkiye'nin geleceği için hep beraber çalışıyoruz. Hiçbir ayrım yapmıyoruz gönül gönüle, zihin zihine veriyoruz. Yıllardır tanıdığımız, birbirimizi kardeş olarak gördüğümüz Cevdet Bey'i başka bir kardeşimizden ayırmak mümkün mü?"
'DAĞLARA KAÇIRMAK İÇİN GENÇLERE FABRİKA YAPMAMIZA İZİN VERMİYORLAR'
"Yakıp yıkıyorlar. En son, binbir zorlukla bitirdiğimiz, bir sürü sabotaja rağmen bitirdiğimiz Selahaddin Eyyubi Havalimanı'na da geçenlerde saldırdılar" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Aslında saldırı, Yüksekova’da Selahaddin Eyyubi Havalimanı'na değil bizzat Selahaddin Eyyubi'nin temsil ettiği kardeşliğiydi. Hakkarili kardeşlerim, benim Konyalı kardeşlerim gibi aynı şartlarda havalimanına, Türkiye'nin bütün imkanlarına kavuşsun diye biz orada o havalimanını Cumhurbaşkanımızla açtık ve ama saldırdılar. Yapılırken saldırdılar, şimdi saldırıyorlar. Bilsinler ki biz başladığımız işi yarım bırakmayız. Allah’ın izniyle Yüksekova’da, Sehahaddin Eyyubi Havalimanı kıyamete kadar bölge insanının hizmetinde olacak. Biz esnafımızın cebi dolsun, evine, ailesine daha iyi bir yaşam sağlasın diye destek veriyoruz, bunlar sokakta hendek kazıyor, caddelerde kepenk kapattırıyor. Biz, 'Benim Doğu'daki kardeşimin Batı'dakinden ne farkı var, o da işine girip çalışsın' diye bu bölgede fabrika açıyoruz. Bunlar gelip iş makinelerini kırıyorlar. Neden biliyor musunuz, istiyorlar ki herkes işsiz kalsın, sonra da küçücük, gencecik yaşta dağlarda ölsün diye. Dağlara kaçırmak için gençlere fabrika yapmamıza izin vermiyorlar."
'BUNLARIN TÜRKİYE DİYE BİR DERDİ YOK'
Davutoğlu, gençlerin mutlu hayat yaşamasını istediklerine vurgu yaparak, "Kimse onları dağa kaçırmasın diye, onlar iş meslek sahibi olsunlar diye üniversiteler açıyoruz, her ilde açıyoruz. Onlar ise gelip iş yerlerini kapattırıyorlar, hendekler kazıyorlar. Silvan'a baraj yapıyoruz, oraları kundaklıyorlar. İş makinelerini yakıyorlar. Giden ambulanslar içindeki hemşireleri öldürüyorlar, oradaki şoförlere saldırıyorlar. Bunların 'Türkiye' diye bir derdi yok, 'Van' diye bir derdi yok. Bunların tek derdi baskı yapmak, zulüm yapmak ve dışarıdaki bir takım fitne odaklarının planlarına uygun şekilde Türkiye’de kardeşi kardeşe kırdırmak" değerlendirmesinde bulundu.
Alandakilerin, "Türk-Kürt kardeştir ayrım yapan kalleştir" şeklinde slogan atması üzerine Başbakan Davutoğlu, "Her yerde, Doğu'da, Batı'da da hep aynı ses yükseliyor; Türk-Kürt kardeştir, ayrım yapan kalleştir. Biz hem terörle mücadele ediyor hem de bu milletin dostluğunu, kardeşliğini en gür şekilde haykırıyoruz" diye konuştu.
'NE ÇÖZÜM SÜRECİ YARIM KALACAK NE DE TERÖRLE MÜCADELE SÜRECİ'
"Biz, Vanlı kardeşlerimiz kepengini kapatmasın, eşkıyalar evinin önünde hendek kazmasın diye huzur ve demokrasi operasyonunu başlattık. Hiç merak etmeyin Vanlılar, gittiğim her yerde Doğu'dan, Güneydoğu'dan vatandaşlarım şunu söylüyor; Diyarbakır’da da, bayramdan sonra, birçok kardeşim kulağıma eğildi, 'Allah devlete, millete zeval vermesin" diye dua etti ve sonra da dedi ki 'Aman ne olur bu eşkıyalardan bizi kurtarın, sakın başladığınız işi yarım bırakmayın.' Ben size Van meydanından söz veriyorum; bu Vanlı kardeşlerimin, Doğulu, Güneydoğulu kardeşlerimin hayatına kasteden, rızkına göz koyan kim olursa olsun sonuna kadar mücadele edeceğiz. Başladığımız işi yarım bırakmayacağız. Ne Çözüm Süreci yarım kalacak ne de terörle mücadele süreci."
Vatandaşların, "Başbakan Ahmet, millet sana emanet" şeklindeki sloganlarına karşılık Davutoğlu, "Vanlı Ahmet, millet size emanet diyorsanız, Vanlı olarak da başımızın üstünde. Millet hepimize emanet. Her bir kardeşim, etnik, kültürel kimliği ne olursa olsun bu topraklarda doğan her bir bebek, bize emanettir. O bebeklerin canına kasteden herkes de bize düşmandır. O bebekleri büyüten anaların her biri azizdir, hiçbirinin gözünden bir damla yaş düşsün istemeyiz" ifadelerini kullandı.
'BİZ ÇÖZÜM İÇİN DİMDİK AYAKTA DURACAĞIZ'
Van'dan, 1. Dünya Savaş'ında 120 şehit verildiğini hatırlatan Davutoğlu, şöyle dedi:
"Onlar her birimizin yiğitleridir, şehitleridir. Hiçbirini birbirinden ayırmayız. Allah şahit olsun, sizin huzurunuzda söz veriyorum, 78 milyona hitap ederek diyorum, bir gün dahi, bir saat dahi, bir dakika dahi, bir saniye dahi herhangi bir bebeği, herhangi bir çocuğu, herhangi bir genci, herhangi bir vatandaşımızı 'Kürt’tür, Türk’tür' diye ayırırsak bu makamlar da nefes alıp verdiğimiz bu ten de bize haram olsun. Biz Resulullah’ın dediği gibi bütün bu cahiliye adetlerini ayağımızın altına almış, öyle yola çıkmışız. Onun için bu mücadele sürecek. Sizleri eline silahı alan sokak çapulcularına kesinlikle teslim etmeyeceğiz. Canınıza, malınıza, namusunuza kastedenlere karşı sizleri kimsesiz bırakmayacağız.
Bırakın makamımızı, koltuğumuzu, canımıza dahi mal olsa bu yoldan, bu kutlu yoldan dönmek, vazgeçmek bizim için söz konusu değildir. Zaten şer odakları da bu kararlılığımızdan çekiniyor. Çünkü biliyorlar ki AK Parti zayıfladığında terör odakları güçlenecek ya da Çözüm Süreci zayıflayacak. Çünkü biliyorlar ki AK Parti iktidardan indirilirse ya bu terör çeteleri dolaşacak ya da eskiden olduğu gibi 'Beyaz Toroslar' dolaşacak. Biz bu memleketi terör çetelerine, faili meçhullere bir daha bırakmayacağız. Hiç merak etmeyin, 80’li, 90’lı yıllara bu ülkeyi döndürmek isteyenler başarılı olamayacak. Biz çözüm için her zaman olduğu gibi dimdik ayakta duracağız."
Tek bir vatandaşın hakkına, hukukuna, özgürlüklerine halel getirilmesine izin vermeyeceklerinin altını çizen Davutoğlu, "Huzur ve demokrasi operasyonuna başlamak zorunda bırakıldığımızda, DEAŞ bize saldırdığında, PKK bize saldırdığında verdiğim talimat açıktı. 'Bu terör çeteleriyle mücadele edeceksiniz ama tek bir vatandaşımızın gönlünde tek bir şüphe uyandırmayacak, hiçbir vatandaşımızın canına, malına, onuruna zarar vermeyeceksiniz,' İşte ayırdık, ayırıyoruz ama onlar ayırmıyorlar, sivili de korucuyu da askeri, polisi de, bütün kardeşlerimizi şehit ediyorlar" şeklinde konuştu.
Davutoğlu, alandakilerin tekbir getirmesi üzerine, "Allah bu tekbirleri bu semalardan, Süphan Dağı'nın eteklerinden, Van Denizi'nin sularından hiç eksik etmesin. Bu tekbire aynı anda ses veren Edirnelileri Vanlılardan, Trabzonluları Hakkarililerden, Konyalıları Diyarbakırlılardan ayırmasın. Bu tekbir her yerde aynı tekbir, bu al bayrak her yerde aynı al bayrak, bu yürek her yerde aynı yürek, bu gönül her yerde aynı zengin gönül" değerlendirmesinde bulundu.
Mitinge Başbakan Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, eski İçişleri Bakanı ve AK Parti Van Milletvekili Adayı Beşir Atalay, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Vedat Demiröz, Mustafa Ataş, Fatma Betül Sayan Kaya, AK Parti Van İl Başkanı Zahir Soğanda, bazı milletvekilleri ile milletvekili adayları katıldı.
