Kılıçdaroğlu, Ankara'daki patlamaya ilişkin güvenlik önlemi zafiyeti olduğunu belirterek, "Aslında polis tamamını, emniyet tamamını biliyor. Dinlenen bir adam takip edilmez mi? Güvenlik önlemini almak istiyorlar. Güvenlik önlemi alınmamasına ya da bunların tutuklanmamasına tek neden; siyasi otoritenin 'gereğini yapın' talimatını vermemesidir. Yani açıkça IŞİD'i korumuş olmasıdır" dedi.
Kılıçdaroğlu, "Davutoğlu, burada kalsın dediği için ben açıklamıyorum. Konuşmada, bazı konuları ilk defa duydum. Emin olun ürperdim. Böyle bir şey olamaz dedim. Ankara katliamına benzer diğer katliamlarla ilgili. Daha fazla ayrıntı doğru değil. Zafiyetlerle ilgili itiraftı. Bu bir gözlem değil çok açık ve net söylüyorum. Beceriksiz bir hükümet tarafından katliama uğradılar" diye konuştu.
'ÇOCUK KANALINI BİLE YASAKLADILAR'
Medyaya uygulanan sansür uygulamasını eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Çocuk kanalını bile yasakladılar. Böyle bir şey olabilir mi? Bunların tamamı hukuksuz, keyfi kararlar. Ben yaparım olur. Bütün bürokratlara sesleniyorum; bunların hesabını vermek zorundasınız. Size hukuksuz bir talimat veriliyorsa, bu hukuksuz talimatı size talimat veren organa bildirmek zorundasınız. Verdiğiniz talimat yasalara aykırıdır diye. Siz kalkıyorsunuz siyasi otoriterinin sözlü talebi üzerine oturup karar veriyorsunuz bu televizyon kanallarını şuradan çıkar. Türkiye'de bir dikta yönetimi var. Medya özgürlüğünü savunuyorsak, bunun üstüne gideceğiz. RTÜK karar almış. Digiturk yerine getirmezse onu Digiturk'ü sistemin tamamen dışına çıkartmak lazım. Aksi halde RTÜK'ün aldığı karar havada kalıyor. Sen ne söylersen söyle, ben seni takmıyorum demek. RTÜK'ün önümüzdeki günlerde toplanıp Digitürk'e gerekli dersi vermesi lazım. Tümüyle yayın hayatından çıkarması gerekir. Gerekirse iptal edecek. Gün verecek. Uygulamazsa iptal edecek. Belli gruplardan, gazetelerden intikam almaya kalkıyorsunuz. Kaba gücünüze dayanarak 'ben devletim istediğin kararı alırım', hayır efendim devlette olsan istediğin kararı alamazsın."