Dünya Ehli Beyt Vakfı'nın Muharrem İftarı programına katılan Abdullah Gül, İslam tarihinde de Türkiye'nin tarihinde de bu tip acılar olduğunu belirterek, bunlardan ders alınıp, tekrarlanmaması gerektiğini söyledi.
Gül, şöyle konuştu: "Yine son dönemde hiç aklımızın almayacağı şekilde Suruç'ta, Diyarbakır'da, Ankara'da canlı bombalarla hayatını kaybeden çok sayıda vatandaşımızın, genç, kadın, çoluk, çocuk bunları da rahmetle anıyorum. Hem bütün milletimize başsağlığı diliyorum hem de hepsinin ailelerinin acılarını paylaşıyorum. Bir zamanlar bu tip olaylar bizim coğrafyamızın çok uzağında, canlı bombalar, bizden bu tip insanlar çıkmaz diye düşünüp, bunlar bize yaklaşmaz derken bugün ne yazık ki bunları kendi topraklarımızda yaşar hale geldik. Dolayısıyla bu böyle devam etmemesi gerekiyor. Hepimizin beraberlik içerisinde birlik içerisinde olmamız ilk şart. Ama beraber ve birlik içerisinde olabilmemizin şartlarını da muhakkak yine hep beraber oluşturmamız gerekiyor. Birbirimize saygı, sevgi ve farklılıklarımızı anlamak ve onlara saygı göstermek her şeyin başında."
'BU ORTAM İÇİNDE NASIL BERABER YAŞAYACAKSINIZ?'
Selahattin Demirtaş'a dilediği başsağlığına yönelik eleştirilere tepki gösteren Abdullah Gül, "Bugün öyle ki ölülerimize başsağlığı dilediğimizde bunu bile garipseyen bir ortam ortaya çıkıyor. Bu ortam içerisinde nasıl beraber yaşayacaksınız, nasıl uzun süre herkes birbiriyle beraber olacak? Veyahut da böyle bir ortamda, ölülerin olduğu bir ortamda bile birbirlerine başsağlığı diyelemezseniz, dilediğinizde 'Ya ne oluyor?' diye sorular ortaya çıkarsa o zaman sorunun ne kadar derin olduğunu bir kez daha kavramanız gerekir. Onun için bu şekilde farklı farklı düşünceleri olabilir, hayat tarzları olabilir, insanların bir araya gelmesi, samimi olarak bir araya gelmesi çok değerli" dedi.