HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ankara'daki terör saldırısına ilişkin yayın yasağı kararını eleştirerek, "Bizler, sizler, medya mensupları, bu konuya ilişkin görüşlerimizi, eleştirilerimizi kamuoyunda paylaştıkça, savcı bundan nasıl olumsuz etkilenir, psikolojik olarak mı olumsuz etkileniyor? Yargılamanın, araştırmanın, soruşturmanın hangi aşaması olumsuz etkileniyor ki bu kararı alabiliyorlar" dedi. Demirtaş, Twitter'daki paylaşımlara ilişkin gözaltılar hakkında da ''Şimdi o isimlerle ilgili soruşturma yürütülüyor. Ben çok ciddi olduğunu da düşünmüyorum. Hiçbirinin bizimle ilgisi yok, tanımayız da tanımam da şahsen de bilmem. Ama ben o isimlerin bu patlamayla alakalı olacağını da düşünmüyorum. Şeyi de denk gelmiş 'bomba' lafı geçmiş, 'Ankara' lafı geçmiş. Ona dayanarak insanları suçlayamazsınız veya yeterli delil değil bunlar'' ifadelerini kullandı.
Ankara'daki terör saldırısıyla ilgili konulan yayın yasağı kararının hatırlatılması üzerine Demirtaş, daha önce benzer saldırılarda da benzer kararlar alındığını anımsatarak, Diyarbakır ve Suruç patlaması sonrası aşağı yukarı yargı ve medya ayağının benzer kararlar aldığını, bunların tamamının ne olup bittiğinin kamuoyundan saklanması kaygısıyla alınmış kararlar olduğunu savundu.
Soruşturmanın selametini, kamuoyunun tartışmasının nasıl etkileyebileceği sorusunu soran Selahattin Demirtaş, "Bizler, sizler, medya mensupları, bu konuya ilişkin görüşlerimizi, eleştirilerimizi kamuoyunda paylaştıkça, savcı bundan nasıl olumsuz etkilenir, psikolojik olarak mı olumsuz etkileniyor? Yargılamanın, araştırmanın, soruşturmanın hangi aşaması olumsuz etkileniyor ki bu kararı alabiliyorlar? Bunların hepsi kamuoyunda AKP, IŞİD iş birliğini, dayanışmasını saklama kaygısı ve girişimidir. Çok açık ve net söylüyorum" diye konuştu.
"Bu olayın altında milyonda bir PKK bağlantısı olsaydı yayın yasağı değil, yayın mecburiyeti getirirlerdi. 24 saat herkes yayın yapsın diye herkese mecburiyet getirirlerdi" diyen Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"ŞU ANDA ÜLKEDE EN GÜVENLİ ŞEY CANLI BOMBA OLMAK"
"Sizin şahsınıza yönelik bir suikast girişimi olacağına dair istihbarat bilgisi elinize ulaşmış. 5 Ağustos'ta da İçişleri Bakanlığı'na bir başvurunuz olmuş. 5 Ağustos'tan sonra İçişleri Bakanlığı'nın size bir yanıtı oldu mu" şeklinde soru üzerine Demirtaş, üzerinde çok durulacak bir konu olmadığını ifade etti.Türkiye'deki her siyasetçi gibi işlerini yaparken belli riskler olabileceğini, bunun da her bir arkadaşı için geçerli olduğunu belirten Demirtaş, şöyle konuştu:
"Burada önemli olan halkın, toplumun güvenliğidir. Toplumsal, kamusal güvenliğin sağlanması konusunda hükümet, ciddi bir zafiyet içerisinde. Bırakın güvenliği sağlamayı, güvenliği tehdit eden unsurun odağı haline gelmiş durumda hükümet. Bu hepimiz açısından geçerli. Başbakan hala, 'Elimizde canlı bomba listeleri var, bunları tutuklayamayız, hukuken tutuklamamız mümkün değil, yakalamamız mümkün değil' diyor. Her gün belediye başkanları tutuklanıyor, üniversite öğrencileri tutuklanıyor. Sırf basın açıklaması okunurken orada bulundu diye dün Erciş Belediye Eş Başkanımızı tutukladılar. Gerekçe bu, başka gerekçe yok. Ve müebbet hapis cezasıyla yargılanacak. Belediye başkanlarımızın çoğu görevden alındı, açığa alındı, meclis üyeleri görevden alındı. Dolayısıyla şu anda ülkede en güvenli şey, canlı bomba olmak, hukuk karşısında, tutuklanmamanın garantisi. 'Canlı bombayım' deseniz, örneğin başbakanın lafıyla söylüyorum, hukuk karşısında güvence altındasınız. Çünkü kendinizi patlatmadan devlet size dokunamıyor, gözaltına alamıyor, tutuklanamıyorsunuz. Onun dışındaki herkesin bu ülkede güvenlik sorunu var, bu sadece şahsımla ilgili bir mevzu değil."Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, gerekirse sınırda PYD'ye müdahale edilebileceği yönündeki bir soruya cevap verirken Demirtaş, "Sayın Başbakan şu ana kadar PYD'ye müdahale etmediğini mi iddia ediyor? Üç yıldır orada PYD ile savaşıyor zaten. Gönderdiği silahlar PYD'ye karşı kullanılan silahlar. Daha nasıl PYD'ye müdahale edecek? Zaten müdahale ediyor. PYD, kendilerinin müdahalesine rağmen IŞİD'i orada dize getirmiş bir halk hareketidir" görüşünü aktardı.
"DENK GELMİŞ BOMBA LAFI GEÇMİŞ, ONA DAYANARAK İNSANLARI SUÇLAYAMAZSINIZ"
Başka bir gazetecinin, Ankara'daki terör saldırısından önce sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan "Bomba Ankara'da patlayacak!.." paylaşımında bulunulan "@DrBereday" hesabıyla ilgili, Terör örgütü PKK üyesi olduğu tespit edilen 2 kişinin gözaltına alındığını hatırlatması üzerine de Selahattin Demirtaş, şunları söyledi:
"Bırakın PKK ile bağlantılı… Birinin, benim sosyal medya danışmanım olduğu iddia edildi. Söz konusu sosyal medya hesaplarının, ismi geçenlerin, AKP ile AKP'ye yandaş kesimlerle ilişkisi zaten sosyal medyada ispatlandı. Büyük bir AKP yanlısı trol hareketi, kafalama hareketi, medyada işliyor. Başbakan da bu ekibin içerisinde, böyle anlaşılıyor, çünkü kendisi de trol yapıyor. Ertesi gün de AKP'nin yayın organları bunu manşete çekiyorlar. 100 kişi ölmüş, büyük bir katliam var ve başbakan, 'Biz Twitter'dan ilişkiyi tespit ettik' diyor. Bu mudur sizin ciddiyetiniz, devlet olma hükümet olma ciddiyetiniz bu mudur? Üç tane Twitter hesabı üzerinden mi sizler bu soruşturmayı yürütüyorsunuz? Atılan üç tane tweet üzerinden mi soruşturmayı yürütüyorsunuz? Bunlar AKP ile bağlantılı isimlerdir. Zaten AKP'ye yakın gazeteciler, 'Bunlar bizim arkadaşımızdır' diye açıklama yaptı. 'Bunları gerçekte de reelde de tanıyoruz, bunlar HDP'yi en sert eleştiren isimlerdir' diye kendileri açıklama yaptılar. Şimdi o isimlerle ilgili soruşturma yürütülüyor. Ben çok ciddi olduğunu da düşünmüyorum. Hiçbirinin bizimle ilgisi yok, tanımayız da tanımam da şahsen de bilmem. Ama ben o isimlerin bu patlamayla alakalı olacağını da düşünmüyorum. AKP'ye yakın isimler olduğunu düşünüyor olmamıza rağmen o isimlerin patlamayla alakalı olacağını düşünmüyorum. Şeyi de denk gelmiş 'bomba' lafı geçmiş, 'Ankara' lafı geçmiş. Ona dayanarak insanları suçlayamazsınız veya yeterli delil değil bunlar.
"MEVZUNUN BENİM ÜZERİMDEN TARTIŞILMASI DOĞRU DEĞİL"
"Suriye'den gelen bir grubun size yönelik bir suikast gerçekleştireceği iddia edilmişti. Malum aynı grup hala yakalanmadığına göre, Türkiye içerisinde size yönelik tedbirler, sizin aldığınız tedbirler var mı" soruna karşılık da Demirtaş, şu ana kadar bu gruba dair bir operasyonun, ciddi takibin yapıldığına dair herhangi bir bilginin kendilerine sunulmadığını, aynı zamanda da bir operasyonun yapıldığına dair izlenimlerinin olmadığını kaydetti.
Koruma tedbirlerinde daha dikkatli davranıldığını vurgulayan Demirtaş, şunları anlattı:
"Fakat Türkiye içerisinde çok sayıda benzer gruplar olduğunu düşünüyoruz. Yıllardır anlatmaya çalışıyoruz. IŞİD, Türkiye'de örgütlenmiş, mevzilenmiş çok sayıda hücresi bulunan ve göz yumulan bir örgüttür. Biz bunu söyledik diye IŞİD sadece bizim düşmanımızdır gibi bakılmasın. Tüm Türkiye'nin de İslam'ın da insanlığın da düşmanı, bu örgüt. Ve Türkiye'de çok rahat çalışıyor. Avukatlar, adliye içerisinde dövülebiliyor, gazlanıyor, coplanıyor, kendi çalışma mekanlarında avukatlara açıklama, faaliyet yapma izni verilmiyor, müdahale ediliyor. Ama IŞİD'liler, Türkiye'de rahatlıkla gösteri yapabiliyor, örgütlenebiliyor, eleman topluyor, çağrı yapıyor, para topluyor, Suriye'ye elemanlarını gönderiyor. O nedenle ısrarla altını çiziyorum, mevzunun benim üzerimden tartışılması doğru değil. Bütün Türkiye toplumu olarak bir tehlike ile tehdit ile karşı karşıyayız ve hep birlikte bu barbar anlayışa karşı etkili mücadele yürütmek zorundayız."
"SON KATLİAM OLMASA DAHİ"
HDP'nin seçim kampanyasını bundan sonra nasıl yürüteceğine ilişkin bir soru üzerine Demirtaş, MYK'nın nihai değerlendirmeyi yapacağını belirtti.
MYK'nın da kendisiyle aynı görüşte olduğunu, bunu resmi MYK kararına dönüştürmek gerektiğini ifade eden Demirtaş, daha önce aldıkları 10 büyük miting kararını, başka bir faaliyete dönüştürerek seçim kampanyasını sürdüreceklerini bildirdi.
Ankara'daki saldırıda 98 kişi katledilmeseydi, Türkiye'de durumun yine çok iyi olmadığını iddia eden Demirtaş, şunları kaydetti: "Yüzlerce insan hayatını kaybetti. Son katliam olmasa dahi bir seçim atmosferi, motivasyonu toplumda da yok. Bunu gittiğimiz her yerde görüyoruz. Sizler de basın olarak izliyorsunuzdur. 7 Haziran'daki hava yok. Çok normal. Toplum şu anda güvenlik, can kaygısı taşıyor, acı yaşıyor. Bizde seçim kampanyamızı hem toplumun bu beklenti ve hassasiyetlerine hem de partimizin ilkelerine uygun şekilde yeniden önümüzdeki 15 günü planlayıp düzenleyeceğiz. Büyük olasılıkla mitingler iptal edilip, başka programlar şeklinde kampanya yürüteceğiz."
CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yapacakları görüşmede mitinglerin iptal edilmesi konusunun gündeme gelip gelmeyeceği sorusuna ise Demirtaş, "Her parti kendi kararını kendisi alır. Kendileri de takip edebildiğim kadarıyla mitingler konusunda belirli bir tartışma yürütüyor. Her partinin kendi bileceği iştir. Tabii ki bu konuda görüş alışverişine ihtiyaç varsa konuşuruz ama bizim özellikle diğer partilerden bir beklentimiz veya çağrımız yoktur" yanıtını verdi.