Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias, parlamentoda, yeni hükümet ile ilgili yapılan güven oylaması öncesinde yaptığı konuşmada, Türk-Yunan ilişkileri ve Kıbrıs sorununa değindi. Kıbrıs’ta Rum ve Türk toplumları arasında yakınlaşmaya yönelik atılan her türlü adımı memnuniyetle karşıladığını ifade eden Kotzias, şöyle konuştu:
"Biz, Kıbrıslı Türklerin bu Ada'nın kendilerinin de evi olduğunu hissetmelerini güvence altına alacak hakları almaları gerektiğine inanıyoruz. Türk genç nesil, hayal etme hakkı olduğunu ve burada kalabileceğini, yaşayabileceğini ve gelecekte aile kurabileceğini hissetmeli.”
Türk-Yunan ilişkilerine de değinen Kotzias, Yunanistan’ın, Türkiye ile olan ilişkilerin geliştirilmesinden yana olduğunu belirterek, Gökçeada'da Rum lisesinin açılmasını memnunlukla karşıladığını vurguladı.
Yunan hükümetinin Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesinde en önemli kriter olarak her zaman Kıbrıs meselesini ortaya koyduğunu anlatan Kotzias, “Türkiye ile değerli ve çok yönlü ilişkilere inanıyoruz. Ancak, aynı zamanda gözlerimizi kapatmıyoruz ve Ege’de süregelen tahrik edici hareketlerini kaydediyoruz. Önlemlerimizi alıyoruz ve uluslararası düzeyde gerekli girişimlerimizi yapıyoruz.
Tabii ki, az sayıda öğrenci ile de olsa, Gökçeada’daki ortaokul ve lisenin yeniden faaliyete geçirilmesi olayını selamlıyoruz” diye konuştu.
Öte yandan Kotzias, Kıbrıs’ta garantör ülkelerin yeni uluslararası hukuk kurallarına göre artık yetki sahibi olmadığını savunarak, garantörlük konusuna son verilmesi gerektiğini kaydetti. Garantör ülkelerin Londra ve Zürih antlaşmalarını ihlal ettiklerini ileri süren Kotzias, “Bunların artık yetki sahibi olma hakları yok. Çünkü yeni uluslararası hukuk kuralları üçüncü bir ülkeye karşı ne şiddet kullanılmasına ne de işgal edilmesine izin veriyor. Garantörlükler meselesine son vermeliyiz” ifadelerini kullandı.
Ayrıca Kotzias, Kıbrıs sorununun bir ‘işgal’ meselesi olduğunu ileri sürerek, kalıcı bir çözüm için Türk ordusunun Ada'dan gitmesi gerektiğini savundu: "Kıbrıs sorunu gösterilmek istendiği gibi Ada'daki doğalgaz kaynaklarının paylaşılması meselesi değil. Her şeyden önce bir işgal meselesidir. İşgal güçleri varlığını sürdükçe Kıbrıs sorunu için çözüm olamaz. Bu, çözüm olmaz, bizleri 1974’e götürenlerin tekrarı olur. Gitmeleri gerekiyor."