KKTC Dışişleri Bakanı Emine Çolak Sputnik’e verdiği röportajda, Türkiye’nin adadaki garantörlük haklarının Kıbrıs sorununun çözümü kapsamında yeniden ele alınabileceğini belirtirken, Kıbrıs Türk toplumunun milliyetçi kesimleri bu senaryoya kapıyı kapattı.
Ada’daki garantörlük sorunundaki kritik eşik nasıl aşılacak? Bu konuda iki toplumu birbirinden ayıran uçurum nasıl ortadan kaldırılacak edilecek? Garantörlük sorunun çözümü için Türkiye’nin önüne yakın süreçte hangi olasılıklar ve projeler gelebilir?
Sputnik bu soruların yanıtını Kıbrıslı uluslararası ilişkiler uzmanı Zenonas Tziarras’la değerlendirdi. Kıbrıs’taki garantörlük sorununa Rumların perspektifinden yaklaşan Tziarras, Türkiye’nin Ada’daki rolünü de görmezden gelmiyor. Öte yandan Tziarras, Kıbrıslı Rumların güvenlik hassasiyetine büyük önem atfediyor.
TÜRKİYE’NİN KIBRIS’TAN ASKERLERİNİ ÇEKMESİ: KIBRIS’TAKİ UÇURUM
“Kıbrıslı Rumlar, Türkiye’nin Ada’daki tüm garantörlük haklarının feshedilmesini talep ediyor. Kıbrıslı Rumlar, güvenlik gerekçesiyle Türkiye’nin ‘Birleşik Kıbrıs’ın içişlerine karışmaması gerektiğini savunuyor. Bu tezi kabul etmeyen Kıbrıslı Türkler ise sorununun çözümü çerçevesinde Türkiye’nin kendi güvenliklerinin ve anayasal düzenin garantörü olmaya devam etmesini talep ediyor.”
İki tez arasındaki derin uçurumun altını çizen Tziarras, tarafların alternatif ve köprü kurucu tezlere yönelmesi gerektiği görüşünde.
1. SENARYO: AB KIBRIS’IN GARANTÖRÜ OLUR MU?
Tziarras, “AB geçici bir süre için Kıbrıs’ın garantörü olabilir mi?” sorusuna da şu yanıtı verdi:
“AB geçici bir süre için Kıbrıs’ta garantörlük görevi üstlenmeyi kabul ederse, bu formül Ankara’da olumlu karşılanabilir. Karşılığında Ankara’ya AB’ye katılım sürecindeki al-ver düzlemindeki bazı olumlu adımlarla cevap verilebilir.”
Ankara’nın Kıbrıs’taki garantörlük haklarından vazgeçmesi halinde Türkiye ile AB arasında özel bir ortaklık tesis edilebileceğini savunan Tziarras’a göre, AB’ye tam üye olmayan Türkiye yeni süreçte Brüksel’le ‘çok düzlemli bir ortaklık’tan faydalar sağlayabilir.
2. SENARYO: TSK’NIN KIBRIS’TAKİ HAREKET ALANI SINIRLANDIRILABİLİR
AB seçeneğinin kabul görmemesi halinde devreye ‘TSK’nın Kıbrıs’taki varlığının sınırlandırılması’ formülünün girebileceğini kaydeden Tziarras, “Türkiye’ye Kıbrıs’a çok sınırlı siyasi ve başka türlü müdahale etme hakkı tanınabilir” diye konuştu.
Tziarras, bu hakkın tanınmasının ‘Kıbrıslı Rumların güvenlik noktasındaki hassasiyetleri göz önünde bulundurulması’ ön koşuluyla kabul edilebileceğini kaydetti.
3. SENARYO: TÜRKİYE, SADECE KIBRISLI TÜRKLERİN GARANTÖRÜ OLABİLİR
Tziarras’ın aktardığı 3. senaryoya göre, yeni süreçte Ankara sadece Kıbrıslı Türklerin garantörü olarak kalacak ve Türkiye’nin Kıbrıslı Rumlar nezdinde hiçbir hakkı olmayacak.
4. SENARYO: KIBRIS İÇİN ÇOK ULUSLU GEÇİCİ GÜVENLİK KOMİTESİ
Tziarras’a göre Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlük haklarının geleceği için dördüncü ve son senaryo şu öğelerden oluşuyor: Kıbrıs’ta geçici bir süre için tesis edilecek bir güvenlik komitesinde, Türkiye ile AB Ada’nın güvenliğini ve anayasal düzlemini garanti altına alacak.