Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, sığınmacı krizinde Türkiye’ye yardım için hazırladığı eylem planını açıkladı. Plana göre AB, Türkiye’ye 2015 ve 2016 yıllarında 1 milyar euro destek sağlayacak. Avrupa'ya yasa dışı yollarla giren ve sığınma talebi kabul edilmeyen kişiler, Türkiye'ye geri gönderilecek. Plan kapsamında, Türkiye’nin kaçakçılarla mücadele kapasitesini güçlendirmesine destek olunacak ve ortak dönüş operasyonları için AB üyeleriyle Türkiye arasındaki işbirliği artırılacak.
Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. Murat Erdoğan AB'nin yeni eylem planını RS FM’de yayınlanan Dünya Panorama programında değerlendirdi.
'AB'NİN TEKLİFİ AHLAKİ DEĞİL'
Avrupa’da sığınmacı krizinin yarattığı bir panik olduğunu kaydeden Erdoğan, ortaya konulan teklifin, yeterince ‘ahlaklı’ olmadığını savundu:
‘Biz Türkiye'ye yardım edelim ve Türkiye sığınmacıları ülkesinde tutsun’ yaklaşımının sürdürülebilir bir durum olmadığına dikkat çeken Erdoğan, "Buna ne Türkiye'nin kapasitesi yeter, ne de burada yaşayan Suriyeliler bu kadar uzun süre Türkiye'de kalmak isterler. Çünkü Türkiye'de yasal statüleri yok. Avrupa'ya giderlerse daha iyi statüleri olacağını düşünüyorlar. Dolayısıyla bu baskı önümüzdeki dönemde de devam edecek” dedi.
‘MALİ YARDIMIN KULLANIM KOŞULLARI ÖNEMLİ’
“Türkiye'de bulunan Suriyelilerin içerisinde okul çağında 600 bin çocuk var. Bu para, eğitim giderlerine bile yetmez. Bu krizi büyük bir kriz ve bu kaynakla sürdürülebilmesi mümkün değil" dedi.
Erdoğan, bu kaynağın kullanım şartlarının ve hangi fonlardan sağlanacak olduğunun da önemli olduğuna vurgu yaptı:
“Avrupa, bu tür kaynak aktarımlarında ‘bu kaynağı kendi ellerimizle kullanırız ve kendimiz şeklini belirleriz’ diyor. Fakat Türkiye'de bu paranın kullanımına sınır getiremezsiniz. Kullanılacağı projeleri ve sınırlarını belirleyemezsiniz.”
‘ÇALIŞILABİLİR BİR KONSEPT DEĞİL’
Erdoğan, Avrupa'ya kabul edilmeyen sığınmacıların Türkiye'ye geri gönderilmesinin de kaldırılamayacak bir yük olduğuna dikkat çekerek “Bu nedenle konsept, çalışılabilir bir konsept değil” dedi.Erdoğan'a göre, AB, bu konuda karar alıp Türkiye'ye deklare edebilecek bir pozisyonda değil, AB'nin Türkiye ile ortak bir politika üretmesi gerekiyor. Türkiye'nin karar sürecinin içinde aktif olarak yer alması gerekiyor.
‘AB'NİN TAVRI ŞIMARIKÇA’
AB tarafından hazırlanan eylem planını yeterli bulmayan Erdoğan, Türkiye'nin gerçekten ciddiye alındığı ve ortak mekanizmaların oluşturulduğu bir plana ihtiyaç olduğunu söyledi. Avrupa'nın tavrını ‘şımarıkça’ diye nitelendiren Erdoğan, şunları söyledi:
“Zemini olan, ortak mekanizmaların oluşturulduğu ve Türkiye'nin gerçekten ciddiye alındığı bir politikaya ihtiyaç var. Avrupa'nın paniği ve bu işi Türkiye'nin üzerinde bırakma çabasıyla bu iş sürdürülebilir olamaz. ‘Türkiye denizi korusun, karayı korusun ama sığınmacıları da bize göndermesin’ tavrı, şımarık bir tavır. Dolayısıyla hem kaynak az, hem strateji eksik, hem de ciddi bir ortak karar alma sorunu var.”