Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa Birliği kurumlarının liderleriyle yaptığı dörtlü zirvede ele alınan ve mülteci krizinin çözümüne yönelik işbirliğini artırma amaçlı planın detayları netleşti. Üzerinde henüz tam bir mutabakat olmayan ve önceki gün AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker tarafından Erdoğan’a iletilen plan iki bölümden oluşuyor. Hemen uygulanmaya sokulması öngörülen planın ilk bölümünde mültecilerin ve onlara ev sahipliği yapan Türkiye’nin desteklenmesi, ikinci bölümde ise kural dışı göçü önleme amaçlı işbirliğinin artırılması hedefleniyor.
AB’NİN TAAHHÜTLERİ NELER?
Türkiye’ye 2015-2016 için 1 milyar euro mali destek sağlanması. Türkiye’nin Suriye krizi için oluşturulan AB Bölgesel Tröst Fonu’ndan adil bir pay alması. Acil ihtiyaçların karşılanması için insani desteğin sürdürülmesi. Mültecileri Türkiye’ye geçmeye zorlayan faktörlerin zayıflatılması için destek sağlanması. Türkiye’deki mültecilerin kurallara uygun şekilde AB’ye girebilmeleri için üye ülkelerin desteklenmesi. Türkiye’deki mültecileri AB’ye kural dışı geçişlerin riskleri konusunda daha iyi bilgilendirmek.
Türkiye’nin kaçakçılarla mücadele kapasitesini güçlendirmesine destek olmak. Ortak dönüş operasyonları için AB üyeleriyle Türkiye arasındaki işbirliğini artırmak. Türkiye’de Frontex irtibat görevlisi konuşlandırmak. Sınır yönetimine yönelik mali yardımı artırmak.
TÜRKİYE HANGİ ADIMLARI ATACAK?
Türkiye’nin atacağı adımlar ise şu şekilde:
Mültecilerin uygun belgelerle zorunlu şekilde kayıt altına alınması. Sığınma başvurusu yapanların süreçlerinin sonuçlandırılması. Mültecilerin entegrasyonun, Türk işgücü pazarına ve kamu hizmetlerine erişimlerinin sağlanması ve önceliğin 6 mülteci kabul merkezi açılmasına verilmesi m Türk sahil güvenliğinin kapasitesinin artırılması. Türk topraklarından Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan’a geçip yakalanan ve uluslararası korumaya ihtiyacı olmayan göçmenlerin hızlı şekilde geri kabulü. Kara sınırları alanında Bulgaristan ve Yunanistan’la işbirliğinin artırılması. Vatandaşları kural dışı göçmen olma potansiyeli taşıyan ülkelere yönelik vize ve oturum kurallarının güçlendirilmesi. Göç akınlarını idare edebilmek için veri analizi kapasitesinin geliştirilmesi. Yasa dışı ağlara yönelik mücadelenin artırılması. AB ve üye ülkelerle bilgi değişimi ve işbirliğinin artırılması. Frontex işbirliğinin yoğunlaştırılması.
PLAN NE ANLAMA GELİYOR?
Plan dikkatle incelendiğinde AB’nin Türkiye’ye yönelik olarak doğrudan taahhütlerinin özellikle mali destekle sınırlı kaldığı görülüyor. Türkiye’nin en önemli beklentisi olan vize muafiyetine yönelik doğrudan vaat ise söz konusu değil. Bununla birlikte AB ile Türkiye arasında 2013’te varılan anlaşmada yer alan ve Ankara’nın ilerleme kaydetmek için zaten yerine getirmek durumunda olduğu bazı unsurlar bu planda da yer alıyor. Türkiye’nin bu unsurları yerine getirmesi ‘geri kabul anlaşması – vize muafiyeti süreci’ denkleminde de ilerleme sağlanması sonucunu doğuracak ve süreç dolaylı şekilde ‘hızlanacak’.