‘2011'E KADAR KİMSE SURİYE'DEN GÖÇ ETMİYORDU'
Suriye'de ayaklanmanın başladığı 2011'e kadar ülkeden hiçbir şekilde göçmen akını yaşanmadığını belirten Papadopoulos, Batılı ülkeler ve müttefikleri Türkiye ile Suudi Arabistan'ın Suriye'deki İslamcı ayaklanmayı desteklemesiyle birlikte çatışma ortamının kaçınılmaz hale geldiğini ve bunun da mülteci sorununu doğurduğunu ifade etti.
‘IŞİD'IN DOĞUŞUNDA KİLİT ROL BATI'NIN'
Suriye ve İran ile mücadele etmesi için IŞİD'in yaratılmasında Batı'nın kilit rol oynadığını savunan Papadopoulos, "Tıpkı Sovyetler Birliği ile mücadele etmesi için El Kaide'nin ortaya çıkmasında belirleyici oldukları gibi" dedi.
‘RUSYA'YI DİNLESELERDİ BUNLAR YAŞANMAZDI'
‘Batı'nın Suriye'deki Hataları' adlı bir kitap yayınlayan Fransız Ortadoğu uzmanı Pichon da, Esad'ın açıklamalarını haklı buluyor. Mülteci sorununun Batı'nın dahli sonucu Suriye krizinin derinleşmesi üzerine çıktığını ifade eden Pichon'a göre en başta Rusya'nın önerileri dikkate alınsaydı, Suriye'de kan gölü, kaos ve mülteci akını da yaşanmayacaktı: "Rusya'nın önerileri, Esad rejiminin birkaç ay içinde devrileceği gibi hatalı değerlendirmeler nedeniyle reddedildi. Ama bu gerçekleşmedi ve kaos durumuna geldik, Avrupa'yı istikrarsızlaştıran gri bölgeler ortaya çıktı. Körfez ülkelerinin tutumu ise tamamen ikiyüzlü. Zira hemen yanı başlarındaki Suriye'den mülteci kabul etmek için hiçbir şey yapmıyorlar."
‘FRANSA ŞİMDİ DİZİNİ DÖVÜYOR'
Paris yönetiminin Suriye'de en başından bu yana hatalı politika yürüttüğünü ifade eden Pichon, "Bugünkü aşamada, Fransa'nın dediklerine çok da inanmamak gerek. Fransız yönetimi daha en başında hata yaptı. İran ve Rusya gibi bölgesel ve uluslararası açıdan kilit aktörleri, çözüm sürecinin dışında tutarak sonuna kadar gitmeyi tercih etti. Şu anda bu hatalı tutumlarını düzeltiyorlar ama artık çok da önemli olacağını sanmıyorum" dedi.
Fransız Ortadoğu uzmanına göre Paris yönetimi de, hatalı politikasından dolayı pişmanlık içinde: "Bence Fransa şu anda dizlerini dövüyor ve IŞİD karşıtı koalisyonun, Suriye'de durumun istikrara kavuşmasına etki edebilecek Rusya ve İran'ı da kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğini kabul ediliyor."