Sputnik Mayıs 2012'den beri Yunanistan Parlamentosu'nda Batı Trakya insanını ve emekçisini, Xanthi (İskeçe) ilini temsil eden Hüseyin Zeybek ile erken seçimleri masaya yatırıyor. Yunanistan'ın çok kritik bir seçim süreciyle karşı karşıya olduğu gerçeğinin altını çizen Türk asıllı milletvekili, ülkesinin karşı karşıya olduğu gerçekliği Sputnik için değerlendirdi.
Yaklaşan erken seçimlerle ilgili bakış açınız nedir?
‘KREDİTÖRLERİN DAYATMALARINA HEMEN EVET DEMEDİK'
İktidarda kaldığınız son 7 ay ile ilgili sizin görüşünüz nedir?
İktidardaki zamanımızın büyük bir bölümünü Avrupa, kreditörler ve IMF ile pazarlık yaparak geçirdik. Sonuçta herkesin malumu olduğu üzere ilk defa bir Yunan hükümeti bu şekilde bir anlaşmaya gitti. Daha önceki dönemlerde, çok onur kırıcı bir şekilde, kreditörler tarafından Yunanistan'a bir gece yarısı e-postalar gönderilip bazı önlemlerin alınması talep edilirdi. Eski süreçte bu önlemlere tıpış tıpış evet diyorduk. Yeni süreçteyse halkı için daha bir seçenek talep eden bir anlayış vardı.
‘YENİ BORÇ ANLAŞMASINDAN BAŞKA SEÇENEĞİMİZ YOKTU'
Önünüze konan şartları eski hükümet döneminde olduğu üzere hemen kabul etmemiş olmanıza rağmen çok ağır bir borç anlaşmasını imzalama durumunda kaldınız.
Tabii bu anlayış başta Almanya olmak üzere diğer AB üyesi ülkeler tarafından pek hoş karşılanmadı. Yunanistan'a karşı sert önlemler alındı. Diğer yandan bildiğiniz üzere bir referanduma da gittik. Muhataplarımızın baskılarına rağmen referandum sonucu yüzde 60 oranında ‘hayır' idi. Fakat buna rağmen kreditörler önümüze zor bir anlaşma getirdiler. Bunun da bir alternatifi yoktu. Ya anlaşma kabul edilecekti ya da Almanya Maliye Bakanı'nın önerdiği milli para birimimize dönmekten başka şansımız yoktu. Bu seçenek kabul edilse, kemer sıkma politikaları olduğu gibi devam ederken, açlıktan insanlarımızın ölmemesi için bize insani yardım verilecekti. Zor bir tabloydu. Bu kötü ihtimaller içerisinde en az kötü olanını seçtik.
Yine de her halükarda çok ağır bir reçeteden bahsediyoruz.
Her durumda ağır bir ekonomik program. Dar gelirli ve orta tabakayı hedef alan bir program.
ALMANYA, İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NDA BAŞARAMADIĞINI GERÇEKLEŞTİRMENİN DERDİNDE
Tüm bu olumsuzluk göz önünde bulundurulduğunda geçen aylarda SYRIZA'nın bir başarısından bahsetmek mümkün mü?
SYRIZA hükümeti, Yunanistan problemini Avrupa krizi olmaktan çıkarıp uluslararası kamuoyunun dikkatine sundu. Bu süreçte herkes Yunanistan'ın yalnız olmadığını gördü. Fransa Cumhurbaşkanı, İtalya Başbakanı Yunanistan'a açık destek verdi. Avusturya destek sundu. Ayrıca yeni süreçte IMF ilk defa Yunanistan'ın borcunun ödenebilir olmadığını deklare etti. Biz ısrarla bu noktanın altını çizerken, borcumuzun yeniden yapılandırılmasını talep ediyorduk. Bu şekilde ilk defa Yunanistan'ın borcu masaya yatırılmış oldu. Bunlar hükümetin başarılarıydı. Niye bu ülkeler bu şekilde tavır değiştirdi? Zira herkes artık AB'nin gizemli büyüsünün bozulduğunu gördü. Olaylar çok farklı bir boyuta gidiyor. Almanya İkinci Dünya Savaşı'nda yapamadığını şimdilerde ekonomisiyle yapmaya çalışıyor.
Erken seçim sathında Batı Trakya halkını ne türlü gelişmeler bekliyor?
Bildiğiniz üzere Yunanistan'da tercihli oy sistemi mevcut. Ancak Anayasa'ya göre iki seçim arasında 18 aydan daha kısa bir süre söz konusu olduğunda seçimler Türkiye'de olduğu gibi listelerle yapılmakta. Bu seçimlerde başarılı olmak için liste başı olmak lazım. Türk adaylarından liste başı olan tek aday benim. O yüzden başka partiden başka milletvekilleri de çıkarmak çok güç. Ayrıca milliyetçi ve faşist partilerin buradan milletvekili çıkarma şansı söz konusu. Bu bizim için istenen bir tablo değil. Bu nedenle seçmenlerimizin dikkatli bir şekilde oy kullanacağını inanıyorum.
BATI TRAKYA GERÇEKLİLİĞİ
Batı Trakya Türk topluluğu özelinde şu an itibariyle karşı karşıya olunan gerçeklik nedir?
Bölgemiz sıkıntılı bir bölge. Bildiğiniz üzere Batı Trakya Yunanistan'ın en az gelişmiş bölgesi. İnsanlarımız çiftçilik yaparak geçimlerini sağlıyorlar. Ekonomik kriz bu kesimi vurdu. Ayrıca azınlığı ilgilendiren problemlerimiz var. Azınlık eğitimi, müftü seçimi, vakıfların yönetimi (vakıf yönetiminde atama yerine biz seçim istiyoruz), milli kimlik tanımlaması gibi sorunlarımız söz konusu.