Ülkedeki etnik azınlıkların sayısını azaltma politikası izleyen Cezayir yönetimi, Türklere de bu kuralı uyguladı. Çeşitli kaynaklara göre, Türklerin Cezayir nüfusundaki oranı yüzde 5 ile yüzde 25 arasında değişiyor.
2014 nüfus sayımlarında çıkan 38 milyon kişilik sonuç baz alındığında, 760 bin ile 9,5 milyon arasında bir Türk azınlıktan söz etmek mümkün. 760 bin rakamı, saf Türkleri işaret ediyorken, diğer kaynakların rakamı ise farklı halklarla ‘karışmış' Cezayir Türkleri'ne ait olabilir. Bunların yanında, özellikle İngiltere ve Fransa'da olmak üzere, Avrupa ülkelerinde de binlerce Cezayir Türkü bulunduğunu belirtmek gerekiyor.
Ankara, Cezayir Türkleri'ni kayıt altına alıyor ancak diaspora içinde Türkçe konuşulması ve kültürün yaşatılması gibi konularda herhangi bir önlem almıyor, Türk pasaportu verme gereği görmüyor. Bunun nedenlerinden biri, ülkedeki Türk vatandaşlarını Cezayir milliyetçileri önünde zor duruma düşürmemek olabilir. Ankara'nın Cezayir'i 1972'ye kadar resmen tanımaması, belki de bugün yaşanan zorlukların kaynağını teşkil ediyor.
YEREL HALKLA EVLENMEYEN TÜRKLER HIZLA YÜKSELDİ
18. yüzyılda Cezayir Türkleri, gördükleri baskı sonucu yerel halkla aile kurma pratiğini azalttı. Yerel halkla evlilik yapan Türkler'e tanınan ayrıcalıklar kaldırıldı. Yerel halkla evlenmeyen Türkler ise, devlet içinde başarı basamaklarını daha hızlı tırmandı.
TÜRKLERİN ÜST DÜZEY GÖREVLERDE BULUNMASI RAHATSIZ EDİYOR
Son dönemde Cezayir Türkleri'ne yönelik karşıtlığın artması, ülkedeki sosyo-ekonomik durumun kötüleşmesi ve ülke yönetimindeki farklı gruplar arasındaki gerilimin yükselmesiyle ilişkili olabilir.
Türklerin üst düzey görevlerde bulunması, yaşanan gelişmelerin sebeplerinden biri. Bu isimler arasında, farklı gruplarda olmalarına rağmen, Cezayir ordusunun gizli servisi DRS'nin başında Muhammed Meden, halef Atman Tartag ve Devlet Başkanı Abdülaziz Buteflika yer alıyor.
Irak ve Suriye gibi Arap ülkelerinde ayrıcalıklara sahip olmayan Türklerin Cezayir'de bu kadar çok üst düzey mevkiye sahip olması, 500 yıl boyunca Cezayir içinde dağılmalarını önleyen bağlılık sayesinde gerçekleşti.
2. DÜNYA SAVAŞI CEZAYİR TÜRKLERİ'Nİ GÜÇLENDİRDİ
2. Dünya Savaşı ve Hindistan-Çin savaşlarında askeri tecrübe edinen Türkler, Fransa'dan bağımsızlık kazanmadan önceki dönemde Ulusal Kurtuluş Cephesi içindeki iktidar mücadelesinde üstünlüğü ele geçirdi. Bağımsızlığına kavuşan Cezayir'in ilk lideri Ahmed Ben Bella'nın devrilmesinin ardından Türkler, iktidardaki güçlerini pekiştirdi ve bunu günümüze kadar taşımayı başardı.
MUHALEFET OSMANLI KARŞITI PROPAGANDA İMKANINA SAHİP
Bugün ise 'Osmanlı diasporası'nı Arapça'yı yok edip yerine Fransızca'yı yerleştirmekle suçlayan radikal İslamcılar, Cezayir Türkleri için tehdit oluşturuyor. Buteflika, son 15 yılda bu tehditleri yönetimde söz sahibi olan 'yasal' İslamcıların desteğiyle ortadan kaldırdı. Ancak bugün bu önlemler yeterli olmayabilir. Artık Cezayir muhalefeti, kitleleri iktidara karşı mücadeleye çekmek için Osmanlı karşıtı söylemler kullanabilir.