Kırım Tatarları'nın durumunu incelemek için Kırım’a giden gayriresmi Türkiye heyetinin raporu açıklandı.
Raporda, Kırım Tatarları'nın, 'Rusya vatandaşı olmaya zorlandıkları, ifade özgürlüğü, dil, adil yargılama, eğitim, mal ve konut dokunulmazlığı dahil pek çok konuda ciddi hak ihlali yaşadıkları' iddia edildi.
Ancak birçok uzman, raporun oldukça politize olduğuna dikkat çekiyor.
Rapor, Kırım’daki gerçek durumu yansıtıyor mu? Türkiye’deki Kırım Tatarları, bu raporu nasıl yorumluyor?
Konuyla ilgili, Sputnik Haber Ajansı’na konuşan Kırım Tatar Kültür Dernekleri Federasyonu Kurucusu ve Genel Başkanı Ünver Sel, şunları söyledi:
"Sayın Zafer Üskül’ün başkanlığında Kırım’a giden gayri resmi heyetin raporu oldukça geç açıklandı. Bu rapor, daha önce açıklansaydı daha uygun olacaktı. Ayrıca açıklamada, daha diplomatik bir yol çizilebilirdi. Türkiye’den Kırım’ı ziyaret eden basın, ekonomi ve iş dünyası mensuplarının basına aktardığının aksine, bu açıklama son derece serttir. Daha önce Kırım’dan Türkiye’ye aktarılan bilgiler göz önünde tutulduğunda, bu heyetten akademik ve insani bir açıklama bekliyordum ama siyasi bir açıklama yapılmış.
Kırım, yaklaşık bir yıldır Moskova’nın idaresine geçti. Sadece Kırım’da, Kırım Tatarlarına yönelik değil de, genelde devletin işleyişine dair bazı hukuki zorluklar yaşanmakta. Bu gibi zorluklardan dolayı, sadece Kırım Tatarları'na yönelik özel bir politikanın uygulandığını düşünmüyorum.
Kırım’a gelen gayri resmi heyetin ziyaretinde, devlet bir güvenlik uygulaması yapmış. Ve elbette ki bu uygulama, o şahısların güvenliğine yönelikti. Bunu bir takip olarak düşünmüyorum. Çünkü ben de bir yılı aşkın süre boyunca çok kez Kırım’da bulundum ve takip, dinlenme gibi olaylara rastlamadım.
Heyet, Kırım Tatarlarının tedirginliğinden bahsediyor. Kırım Tatarları'nın tedirginliği son derece normal. Çünkü onlarca yıl sürgün hayatından sonra, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının son döneminde Kırım’a geldiler. 23 yıl boyunca Ukrayna döneminde yaşadıkları dönemde de Kırım Tatarları'nın tedirginliği devam etti. Yani bu tedirginlik, halkın milli benliğinin içerisine girmiştir ve ortadan kalkması için onlarca yıla ihtiyaç vardır. Bunların ortadan kalkması için süreç işlemeye devam ediyor. Kırım’da bu konuda birtakım sıkıntılar yaşanmakta ama bunlar, sadece bugün yaşanan sıkıntılar değil. Bu sıkıntılar, Ukrayna döneminde de yaşanan ve çözülmeyen problemlerdir. Elbette ki, Rusya’ya geçtikten sonra Kırım’da uygulanan yeni hukuk anlayışıile o sıkıntıların birden çözülebilmesi kolay değil. Bölgeye uygulanan ambargo da bu durumu etkilemekte.
Heyet, yerleşim sıkıntılarından bahsediyor. Kırım Tatar halkı, sürgünden döndükten sonra sürekli yerleşim sıkıntıları yaşadı. Sürgünden döndüğü ilk günlerde, bazı toprakları işgal ederek üzerine gecekondu tarzı evler kurarak yaşamaya çalıştılar. Bunlarla ilgili mevcut hükümetin, birtakım garantileri öngören düzenlemeleri var.
Bu gerçekler ışığında Türkiye’nin gayri resmi heyetinin raporu, sorunları çözücü, yapıcı ve Rusya ile diyaloga yer vermemesi nedeniyle eleştirilecektir. Bu nedenlerle, politik sürece göre hazırlanmış bir rapor olarak görüyorum.