Sergey Aksenov, Ankara'nın Kırım politikası, Ukrayna dönemindeki sorunlar, Türkiye ve Kırım arasındaki ekonomik ilişkiler hakkında önemli açıklamalar yaptı.
HAYAL EDİLEMEYEN OLDU: KIRIM TATARCASI RESMİ DİL STATÜSÜ KAZANDI
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, referandum yoluyla Kırım'ın Rusya'ya bağlanmasından bir ay sonra, tüm etnik grupların haklarının iyileştirilmesini öngören bir karar imzaladığını hatırlatan Aksenov, yarımadanın Ukrayna'ya bağlı olduğu 23 yıl boyunca pek çok hakkın verilmediğini söyleyerek, "Kırım Tatarcası'nın resmi dil statüsüne kavuşmasını" daha önce hayal bile edilemeyecek bir gelişme olarak nitelendirdi. Kırım'daki okullarda öğrencilerin artık ana dillerinde eğitim aldığına dikkat çeken Aksenov, Kırım devlet televizyonunda Tatarca yayın yapan bir kanal olduğunu, bu yayın için 3.2 milyon dolar ayrıldığını söyledi.
TÜRK İŞADAMLARININ YATIRIM İLGİSİ
Türkiye ve Kırım arasında öteden beri gelişmiş ekonomik ilişkiler olduğunun da altını çizen Kırım lideri, imzalanan çok önemli iki anlaşmayla ilgili de önemli bilgiler paylaştı. Aksenov şöyle konuştu:
"Bir süre önce de çok önemli iki belge imzalandı. Bunlardan ilki, Kırım Cumhuriyeti ile Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü arasında imzalanan işbirliği memorandumu. İkincisi de, Uluslararası Kırım-Türk İş Birliği'nin kurucu anlaşması. Nitekim Türk işadamları da Kırım'da 12 milyar dolardan fazla yatırım yapmak istiyorlar. Sağlık, turizm, enerji, inşaat, mobilya, yedek parça ve tekstil sektörlerine yatırım yapmaya hazırlanıyorlar."
Aksenov'un Sputnik'e yaptığı açıklamaların tamamı şöyle:
'DIŞ POLİTİKADAKİ FİKİR AYRILIKLARI TÜRK-RUS İLİŞKİLERİNİ ETKİLEMEMELİ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kırım'ın Rusya'ya bağlanmasını 'ilhak' olarak tanımlayıp bunun kabul edilemez olduğunu söylemişlerdi. Bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Ankara'yla bu konuda görüşmeleriniz oldu mu?
Böyle bir birlik, Kırım Ukrayna'ya bağlıyken hiçbir seçimde görülmemişti. Kiev'deki darbeden sonra referandumdan başka bir sonuç da beklenemezdi. Kırımlıların önünde iki seçenek vardı: Biri Ukrayna, kan ve savaş. Diğeri de Rusya, barış ve istikrar. Aklı başında kimse de oyunu savaştan yana kullanmazdı.
Diğer yandan Kırım referandumu, Ukrayna anayasasına ve uluslararası hukuka da tamamen uygundu. Üstelik Kırım'a gelip halka, kendilerini şimdi mi yoksa Ukrayna egemenliğinde yaşadıkları 23 yıl boyunca mı ilhak edilmiş hissettiklerini de sorabilirsiniz.
'TÜRKİYE'NİN YAPTIRIMLARA KATILMAMASINI DEĞERLİ BULUYORUZ'
Bir Rusya vatandaşı olarak, Rusya ve Türkiye'nin uluslararası politikadaki yaklaşım farklılıklarının ülkeler arasındaki ekonomik, ticari ve insani ilişkilerin gelişimine engel olmaması gerektiğini düşünüyorum. Tarih ve coğrafyalarımız işbirliğini gerektiriyor.
Kırımlı düşünür İsmail Gaspıralı da bir keresinde Ruslar ve Türkler birbirlerine her yakınlaştıklarında ve birlik olma sinyali verdiklerinde, bunun Avrupa'da endişe yarattığını söylemişti. Gaspıralı, böyle bir birliğin çok önemli olacağını da belirtmişti.
Bununla birlikte 16 Mart'ın başka bir önemi daha var: 1921 yılının bu gününde, Rusya ve Türkiye arasında süresiz bir Dostluk ve Kardeşlik Anlaşması imzalanmıştı.
Kırım Tatarları'nın haklarının iyileştirilmesi konusunda geçen bir yıl içinde ne gibi adımlar atıldı?
Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kırım'ın Rusya'ya bağlanmasından sadece bir ay sonra, 21 Nisan 2014'te Kırım'daki tüm etnik grupların haklarının iyileştirilmesini öngören bir karar imzalamıştı. Bu, ülke yönetiminin sürgün edilen halklara verdiği önemi gösteriyor. Anayasamıza göre Kırım-Tatarcası da Rusça ve Ukraynaca gibi resmi dil statüsüne sahip.
Şu anda ise Kırım'daki okullarda öğrenciler ana dillerinde eğitim alabiliyor. Yarımadadaki 50 okuldan 14'ünde öğrenciler Tatarca olarak eğitim alabiliyor.
Kırım devlet televizyonunda Tatarca yayın yapan bir kanal var. 'Millet' adı verilen ve Tatarca yayın yapan bu kanal için bütçeden 177 milyon ruble (3.2 milyon dolar) ayrıldı. Yakın bir zamanda da Tatarca yayın yapan 'Vatan' adlı bir radyo kanalı kurulacak. Bununla birlikte Kırım'da bir Tatar Dili ve Edebiyatı Araştırma Merkezi ve bir de Akademik Tatar Drama Tiyatrosu var. Bu kuruluşlar Kırım-Tatar kültürünün gelişimine büyük katkı sağlıyor.
Öte yandan Kırım Tatarları'nın yarıdan fazlası, Kırım'da önceki eylül ayında yapılan yerel seçimlerde oy kullandı. Ayrıca parlamento ve diğer devlet organlarında çalışan çok sayıda Kırım Tatarı da var.
SİYASİ BASKI GÖRENLER, ÜCRET ÖDEMEDEN TOPRAK SAHİBİ OLABİLİYOR
Kırım ve Sivastopol'de kabul edilen sosyal ve ekonomik gelişim programı kapsamında sürgün edilen vatandaşların yeniden Kırım'a yerleşebilmeleri için 10 milyar ruble (184 milyon dolar) ayrılacak. Kiev yönetimi bunun için bütçeden hiç kaynak ayırmamıştı.
Bununla birlikte Aralık 2014'te kabul edilen bir kanunda toprak mülkiyetiyle ilgili Ukrayna döneminde yapılan haksızlıklar da son buldu. Bu kanuna göre, siyasi baskı görmüş vatandaşlar hiçbir ücret ödemeden toprak sahibi olabiliyor.
Diğer yandan Kırım'ın Rusya'ya bağlanmasının ardından Kurban ve Ramazan gibi Müslüman bayramları da aynı Paskalya ve Noel gibi, yarımadada resmi tatil ilan edildi.
Ayrıca önceki yıl 150 Kırımlı Müslüman, Rusya Devlet Başkanlığı İdaresi'nin desteğiyle Hacc'a gitti. Kırım Tatarları da tüm bu gelişmelerin farkında.
ANKARA İLE İNSANİ İŞBİRLİĞİNE AÇIĞIZ
Türk yetkililer, Kırım Tatarları'nın barış dolu ve güvenli bir gelecek elde etmesi için çalışmalarını sürdürmek istiyor. Kırım yönetimi ve halkı bu duruma nasıl yaklaşıyor? Bu yönde işbirliği yapılması için Ankara'ya ne gibi teklifler sundunuz?
Diğer Rusya vatandaşlarına olduğu gibi, Kırım Tatarları'na da güvenli bir gelecek sağlamak, Rusya Federasyonu'nun görevi. Öte yandan Türkiye'nin Kırım konusundaki hassasiyetlerini de anlayabiliyoruz. Ancak insani işbirliğine açığız ve Ankara'nın bu yöndeki olumlu girişimlerini desteklemeye de hazırız. Bu konuda tam olarak nasıl bir işbirliği yapılacağına ise birlikte karar vermeliyiz. Öte yandan halk diplomasisi böyle durumlarda her zaman işe yaramıştır. Bir süre önce Kırım'a Türkiye'den bir heyet gelip Kırım Tatarları'na verilen hakları incelemişti. Bu tür temasların genişletilmesini isteriz. Zira ilk elden alınan bilgiler, Ukrayna ve Batılı ülkelerin Kırım Tatarları'nın haklarının elinden alındığı yönündeki asılsız haberlerini de bertaraf edecektir.
CEMİLEV SİYASİ YAŞAMI BOYUNCA TEK BİR TASARI SUNDU
Türkiye'de çok sayıda Kırım Tatarı yaşıyor. Ülkede yaşayan Kırım Tatarları'nın sayısının yüz binleri, hatta birkaç milyonu bulduğu tahmin ediliyor. Ancak Kırım Tatar Meclisi ve meclisin eski lideri Mustafa Cemilev'in açıklamaları nedeniyle, Kırım Tatarları'nın durumu da çarpıtılıyor. Peki bu kuruluş ve eski lideri Cemilev, Kırım henüz Ukrayna'ya bağlıyken ve daha sonra Rusya'ya bağlandığında, Kırım Tatarları'nın haklarının iyileştirilmesi ve sorunlarının çözülmesi açısından neler yaptı?
Ukrayna'da 23 yıl boyunca Kırım Tatarları'nın haklarının iyileştirilmesine yönelik bir tane bile yasal düzenleme yapılmadı. Kırım Tatar Meclisi'nin eski lideri Mustafa Cemilev, birkaç dönemdir Ukrayna parlamentosunda milletvekili. Bunca yıldır da parlamentoya sadece bir yasa tasarısı sundu. Siyasi hayatının tek ürünü, sürgün edilmiş kişilerin haklarının iyileştirilmesine dair hazırladığı yasa tasarısıydı. Tasarı, duruma genelde ekonomik açıdan yaklaşıyordu. Nitekim parlamento da bu tasarıyı reddetti.
CEMİLEV, ABD'NİN ÇIKARLARINA GÖRE HAREKET EDİYOR
Kırım Tatar Meclisi ve eski liderinin bu yıkıcı tavrına, Kırım'da yaşayan Tatarlar nasıl yaklaşıyor?
Kırım'a abluka ve savaş çağrısı yapan bu insanların tavrına nasıl yaklaşılabilir ki? Sadece Kırım Tatarları değil, tüm Kırımlılar Cemilev'in kendi halkının değil, ABD'nin çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini düşünüyor.
Kırım dışında yaşayan Kırım Tatarlarıyla bir şekilde diyalog kurmak ve onlara olayların gerçek yüzünü anlatmak için herhangi bir girişimde bulunuluyor mu?
Kırım dışında yaşayan Tatarlarla her bakımdan sürekli diyalog içindeyiz. Rusya egemenliğindeki Kırım'da yaşananlarla ilgili doğru bilgiler, sadece Türkiye'de değil, diğer ülkelerde de bilinmeli. Örneğin, önceki yıl da Japonya, Hindistan ve bazı Avrupa ülkelerinden heyetler Kırım'a gelmişti.
'TÜRKLER, KIRIM'DA 12 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM YAPMAK İSTİYOR'
Türkiye ve Kırım arasındaki ekonomik ilişkiler ne durumda?
Türkiye ve Kırım arasında öteden beri gelişmiş ekonomik ilişkiler var. Bir süre önce de çok önemli iki belge imzalandı. Bunlardan ilki, Kırım Cumhuriyeti ile Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü arasında imzalanan işbirliği memorandumu. İkincisi de, Uluslararası Kırım-Türk İş Birliği'nin kurucu anlaşması.
Nitekim Türk işadamları da Kırım'da 12 milyar dolardan fazla yatırım yapmak istiyorlar. Sağlık, turizm, enerji, inşaat, mobilya, yedek parça ve tekstil sektörlerine yatırım yapmaya hazırlanıyorlar.
Kırım'daki serbest ticaret bölgesi kapsamında ne kadar yatırım anlaşması imzalandı?
Şimdiye kadar 17 anlaşma imzalandı. Bu anlaşmalar kapsamında 860 iş yeri açılması ve 1 milyar ruble (18 milyon dolar) yatırım yapılması planlanıyor. Projeler de tarım, gıda, hafif sanayi ve inşaat malzemeleri üretimini kapsıyor.
Bunların dışında enerji ve sanayi alanlarında imzalanması planlanan 62 kadar anlaşma daha var. Bu anlaşmaların değeri de 76 milyar ruble (1.4 milyar dolar).
THY YAPTIRIMLARDAN KORKUYOR
Türk Hava Yolları, Kırım seferlerini durdurmuştu. İstanbul-Simferopol seferleri ne zaman yeniden başlayacak? Kırım ve Türkiye arasında taşımacılığın kolaylaştırılması için ne gibi adımlar atılıyor? Türk tarafından bu konuda ne gibi adımlar bekliyorsunuz?
Seferler uluslararası ambargo kapsamında durduruldu. Biz her ülkeden gelecek uçakları kabul etmeye hazırız. Ancak havayolu şirketleri yaptırımlardan korkuyor. Bildiğim kadarıyla Türk işadamları da hükümetten, Kırım ve Türkiye arasındaki havayolu trafiğinin yeniden sağlanmasını isteyecek. Bu da Rusya ve Türkiye arasında yeni bir sembolik 'dostluk köprüsü' olacaktır.