Sputnik'e ülkedeki son durumu değerlendiren Suriyeli askeri stratejist Selim Harba söze, "Öncelikle biz, siyasi, iktisadi, askeri, medya, güvenlik, halk gibi boyutları olan çok katmanlı bir savaş yürütüyoruz. Çatışmalar, operasyonlar, kaçma, kovalama savaşın bir parçası" ifadeleri ile başlıyor.
KENTLER NASIL DÜŞTÜ?
Harba'ya göre, IŞİD ve Nusra Cephesi gibi radikallerin Suriye içinde ilerlemesinin en önemli nedenlerinden biri, komşu ülkelerin sınırlarının açık olması. 100'den fazla ülkeden cihatçıların Suriye'ye akmaya devam ettiğini hatırlatan Harba, "IŞİD ile savaştığını iddia eden koalisyon ciddi değil. Amerikan koalisyonu, Rakka'dan Deyr Ez Zor'dan, Anbar'dan, Ürdün'den harekete geçen IŞİD konvoylarını görüyordu ancak müdahale etmedi" diyor.
Suriye ordusunun çekilmesiyle IŞİD'in eline geçen Palmira, çölün ortasında bir yerleşim birimi. Harba, 40 bin km2'lik bir alanı kapsayan bu bölgenin korunması için çok büyük askeri güç gerektiğini ancak Suriye ordusunun kasabayı savunacak kadar askeri bulunduğunu, buna karşın Palmira etrafındaki bölgenin boş olduğunu söylüyor. IŞİD'in Palmira'ya Suriye-Irak yoluna hakim olup bölgeyi Suriye-Rakka ve Irak Anbar'a kadar genişletmek için saldırdığını belirten Harba'ya göre, Palmira çevresindeki petrol kuyuları ve tarihi eserler diğer nedenler.
TÜRKİYE'YE SUÇLAMA
Harba, İdlip kırsalındaki Eriha'da 1 Suriye askerine karşılık Nusra Cephesi ve diğer grupların militan sayısının 50'ye ulaştığını ve bu nedenle ordunun çekilmeyi daha mantıklı bir seçenek olduğunu söylüyor.
Harba dahil Suriye içinden yapılan değerlendirmelerde "stratejik çekilme", uluslararası platformda "yenilgi nedeniyle çekilme" şeklinde yorumlanan süreç ülkenin bölündüğü yönündeki tartışmaları tekrar gündeme getirdi.
IŞİD ve Nusra Cephesi gibi örgütler, ülkenin yarısından fazlasını kontrolü altına aldı ve Deyr Ez Zor, Haseke gibi kentlere saldırılarını yoğunlaştırdı. Yine merkezi Suriye ordusunun kontrolü altındaki Halep'in kırsalını ele geçirmek üzere, IŞİD saldırıya geçti. Ülkedeki duruma harita üzerinden bakıldığında Suriye ordusunun ülkenin büyük kısmında kontrolü kaybettiği ortada. Ancak mevcut durumun ülkenin bölünmesi olarak değerlendirilmesi muhtemelen cevapsız kalacak soruları da doğuruyor. Mesela;
— Sıcak savaşın devam ettiği sahada kazanım ve kayıpların stabil olduğu varsayımı üzerinden, bölünme senaryosu yorumu yapmak sağlıklı sonuçlara ulaştırır mı? Mesela, IŞİD, İdlib'i Nusra Cephesi'nden alırsa ya da Nusra Cephesi veya Suriye ordusu atağa geçip Rakka'yı ele geçirirse bölünme senaryosu nasıl revize edilir?
— Bölünme senaryosunda, tarafların askeri kazanımlarının olması tek başına yeterli bir faktör müdür? Mesela emirlik ya da hilafet dahi olsa uzun vadeli siyasi, ekonomik, toplumsal vizyon ve en önemlisi meşruiyet gerekmez mi? IŞİD'in komşu olduğu Türkiye, Irak ve Ürdün tarafından resmen tanınması için bir formül hazırlığı mı sözkonusu?
Bölünme senaryoları çerçevesinde, "Esad yönetiminin Şam ve Akdeniz sahilindeki kentleri koruyan güvenli bir hatta kadar çekilme ihtimalini değerlendirmeye başladığı" öne sürülüyor. Ancak Suriye haritasına bakıldığında, böyle bir kuşak oluşturmanın pek mümkün olmadığı ortaya çıkıyor. Çünkü şimdilerde Nusra Cephesi ve Ahrar uş Şam'ın elindeki İdlib kenti, Hama kırsalına açılıyor. Hama-Humus ve Şam düz bir şerit üzerinde yer alıyor. Diğer taraftan IŞİD, Humus kentinin doğusundan ilerlemeye çalışıyor. Humus kenti Şam ile Lazkiye-Tartus sahil kentleri arasındaki bağlantıyı sağlayan tek güzergah. Hiç bir değişiklik olmadan sahadaki tarafların ilerlemeden, mevcut durumlarını korumaları halinde bile iddialarda öne sürülen güvenli hattın oluşturulması pek mümkün görünmüyor.
ÖLÜM-KALIM SAVAŞI
Sputnik'in saha kaynakları ve askeri stratejist Selim Harba, "Suriye ordusunun toparlanmak üzere bazı noktalardan geri çekildiğini ve büyük çaplı bir saldırı hazırlığı yaptığını" savunuyor.
Harba, "Evet, bazı yerleri kaybettik ancak sahada yeni tedbirler ve hazırlıklar var. Bu planlar, birkaç gün ya birkaç hafta içinde hayata geçirilecek ve İdlib dahil birçok yerde dengeleri alt üst edecek" diyor.
Kimilerinin "ölüm-kalım savaşı olacak" dediği bu hazırlıklar için Harba, "Artık savaşın sonuna geliyoruz ve bu noktada taraflar sahip oldukları bütün askeri, siyasi, medya gücünü ortaya koyarlar" değerlendirmesi yapıyor.
Sputnik'in saha kaynakları, "Suriye ordusunun Halep ve İdlib çevresine çatışmalara hazırlıktan çok daha büyük ölçüde yığılma yaptığını" söylüyor. Bu durumu, "Suriye ordusunun Türkiye sınırında operasyon başlatmasına, Türkiye'nin tepki vermesi halinde savaş ihtimali mi sözkonusu?" şeklinde yorumlayanlar da var. Türkiye'deki seçimlerden sonra Ankara'nın Suriye'ye yönelik politikasında değişiklik olabileceği ve bu nedenle Suriye ordusunun operasyona seçim sonrası başlayacağı iddiaları da dile getiriliyor.
İRAN ORDUSUNA BAĞLI GÜÇLER
Birkaç gündür gündeme gelen ve muhtemelen önümüzdeki günlerde tartışmaların göbeğinde yer alacak olan iddialardan biri de, İran ordusuna bağlı güçlerin Suriye'ye girdiği yönündeki haberler.
Geçtiğimiz aylarda "Nükleer anlaşmanın ardından İran'ın Suriye'yi terketmeye başladığı" yönünde iddialar gündemi epeyce meşgul etmişti. Rusya'nın da Esad yönetimine desteğini azalttığı öne sürülmüştü ancak son haftalarda İran ve Rusya'dan önceki dönemlere göre, daha sert mesajların olduğu destek açıklamaları geldi. Son olarak İranlı Komutan Kasım Süleymani, İdlib çevresindeki Suriye ordusu birliklerini ziyaret etti. İran ordusuna bağlı hareket eden İranlı, Iraklı, Lübnanlı, sayıları 7 ila 15 bin arasında değişen savaşçının Suriye'ye girdiği öne sürülüyor. Bu iddialar Suriye yönetimince yalanlanmadı ve Sputnik'in saha kaynakları da, İranlı çok sayıda savaşçının Halep çevresine ulaşmaya başladığını söylüyor.
İran ordusuna bağlı savaşçılar ve Suriye ordusunun IŞİD'e karşı Suriye-Irak sahasını birleştirerek savaşacağı iddiaları gündemde. IŞİD'e karşı Suriye-Irak arasında koordinasyon sağlanamaması nedeniyle iki ayrı ülkeye bölünmüş güçlerle savaşmanın gerilemeye ve kayıplara neden olduğu savunuluyor.
TÜRKİYE-İRAN ARASINDA SURİYE KIRILMASI
Es Sefir gazetesi yazarlarından Muhammed Ballut, İran ordusuna bağlı savaşçıların Türkiye sınırındaki İdlib'de konuşlanmasını Ankara'ya mesaj olarak yorumlayanlardan. Önümüzdeki süreçte Türkiye ve İran arasında, Suriye nedeniyle kırılma yaşanabileceği öne sürülüyor.
Suriye'de savaş 5. yılına girdi, onlarca dönüm noktası ve kritik eşikten geçildi ancak 2015 yaz ayları, hem Suriye yönetimi ve ordusu, hem de dış destekli silahlı grupların sahadaki durumları açısından şimdiye kadarki en büyük kırılma eşiği olacak gibi görünüyor. İran'ın sahadaki savaşa doğrudan dahli ile birlikte kıran kırana yaşanacak savaşın artık bölge ülkelerini doğrudan etkileyecek ve somut adımlar atmaya zorlayacak boyutlara ulaştığı yeni bir dönemin eşiğine dayanmış olma ihtimali oldukça yüksek.