Taksim Dayanışması, yarın saat 13.00’da Taksim Gezi Parkı’nda olacaklarını belirterek aynı gün saat 15.00’da da eş zamanlı olarak Abbasağa ve Göztepe Özgürlük Parkı’nda Gezi Buluşması’nda bir araya geleceklerini duyurdu. Basın toplantısına katılan İngiliz coğrafyacı, siyasal iktisatçı ve sosyal kuramcı David Harvey ise “Gezi Parkı başka bir sürecin başlangıcı” ifadesini kullandı.
Birleşik Haziran Hareketi (BHH) Bileşenlerinden Komünist Parti (KP) Merkez Komite Üyesi Kemal Okuyan, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Alper Taş ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu da Sputnik’e Gezi’nin 2. yıldönümüne dair değerlendirmelerde bulundu.
Gezi Parkı protestolarından sonra toplumsal muhalefetin kendisini yeniden ürettiğini ve geliştirdiğini belirten Alper Taş’a göre, 2 yıl önce oluşan dalga, bugün metal işçilerinin toplu iş bırakma ve grev eylemleriyle yeniden ortaya çıkıyor:
“Nasıl ki ‘Gezi’, halkın kendi sözü ve eylemi olarak AKP rejimine karşı bir isyan dalgası olarak geliştiyse bugün de metal işçilerinin isyanı, 12 Eylül rejiminin patron-sendika ilişkisine karşı dalga dalga yayıldı. Haziran isyanının yarattığı muhalefet dalgası ülkenin değişik yerlerinde değişik şekillerde kendisini var etmeye devam ediyor.”
“BHH’nin bir parçası olarak Türkiye’nin her yerinde meydanlarda, parklarda Gezi’nin düşünsel mirasına sahip çıkan forumlar, etkinlikler ve gösteriler düzenleyeceğiz” diyen Taş, yaklaşan seçim öncesi, sokak eylemlerinden kaçınmayacaklarını fakat bu konularda dikkatli olmaları gerektiğinin farkında olduklarını ifade etti:
“Bugünlerde yaşanan herhangi bir gerilim, AKP tarafından kötüye kullanılabilir. Çünkü AKP her defasında gerilimden besleniyor. Bu yüzden sokak etkinliklerimizi AKP’nin istismar edemeyeceği bir olgunlukta ve barışçıllıkta gerçekleştireceğiz. Gezi isyanı AKP’nin gerilemesinin başlangıcı oldu. Bugün AKP’nin eridiğinden söz ediyorsak bu iki yıl önce başlamış olan Gezi isyanının yarattığı toplumsal dalganın bir sonucudur.”
2013 yılındaki geniş çaplı eylemlerin tekrar edilemeyeceğini düşünen Taş’a göre, ‘Gezi Direnişi’ farklı bir formatta devam ediyor. Yaygın protestoları takip eden süreçte ortaya çıkan ‘park forumları’nda en çok dile getirilen konunun seçim barajı olduğunu hatırlatan Taş, “Taleplerden biri seçim barajının kaldırılması ve seçim sisteminin demokratikleştirilmesiydi. HDP’nin barajı aşamaması durumunda ciddi bir meşruiyet krizi söz konusu olacak. Adil olmayan ve hukuksuz bir seçim süreci yaşanıyor” ifadelerini kullandı.
Gezi’nin, Türkiye tarihinin gördüğü en büyük toplumsal kırılmalardan bir tanesi olduğunu belirten Arzu Çerkesoğlu ise şunları söyledi:
“Geçen iki yıllık süreç, Gezi için yapılan ‘artık bu ülkede hiçbir şeyin kimse için aynı olmayacağı’ tespitini doğruladı. Bu hareket devam ediyor. İki yıllık dönem siyasi iktidar açısından, baskının şiddetin daha fazla arttığı, halkın iradesinin yok sayıldığı fakat tüm Türkiye halklarının iradesini ortaya koyduğu mücadeleler ve direnişler süreci olarak yaşandı. Tarihsel kırılma sürüyor.”
DİSK olarak, Taksim Dayanışması’nın programı dahilinde 31 Mayıs’ta yapılacak eylemlere katılacaklarını kaydeden Çerkesoğlu, yıldönümünün, 7 Haziran Genel Seçimleri öncesine denk gelmesini şöyle değerlendirdi:
“AKP iktidarı kendisine karşı yapılan her muhalefete itiraz ediyor. Bunu kendisine komplo olarak görüyor. Toplumu daha fazla kutuplaştırmak, taraflaştırmak, kendi kitlesini saflaştırmak noktasında baskının ve şiddetin çok arttırıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Dolayısıyla seçime kısa bir süre kala biz yine her türlü, baskı şiddet kutuplaştırma siyasetine karşı Gezi’nin ruhu olan eşitliği, özgürlüğü, adaleti ve barışı dillendireceğiz.”
“AKP, sokakta kaybettiği iradesini sandıkta yeniden tesis etmeye çalıştığı üç tane seçimi önümüze koydu” diyen Çerkesoğlu, HDP’nin barajı geçmesinin, AK Parti iktidarını sandıkta geriletmek için tek koşul olduğunu düşünüyor:
“Bu seçim süreci, çok özel bir süreç. AKP, sokakta gazla, TOMA’yla korumaya çalıştığı iktidarını sandıkta yeniden kurmaya çalışıyor. AKP, bütün seçim stratejisini çok büyük ölçüde HDP’ye barajı geçirtmemek üzerine kurmuş durumda. O yüzden her türlü hileye başvurulabileceği açıkça görülüyor. Fakat olası bir hile durumunda Gezi’nin tekrar ortaya çıkacağını söyleyemeyiz. Yine de, şu çok açık ki, Türkiye bu kutuplaştırma siyasetiyle devam ederse eğer ve AKP iktidarına ‘dur’ denilemezse sokak hareketlerinin artacağını söylemek mümkün. Buna karşı baskı ve şiddetin de artacağını öngörebiliyoruz.”
Çerkesoğluna göre HDP ve CHP gibi seçime hazırlanan partilerin eylemlere vereceği destek önemli:
“Seçime hazırlanan siyasi partilerin öncelikleri ve yoğunlukları farklı olabilir. Fakat seçim dediğimiz şey toplumsal sorunlardan ve toplumun gündemlerinden ayrı bir şey değil. Biz omuz omuza olduğumuz partilerle Gezi’nin yıldönümünde de eylemlerde birlikte olmayı isteriz.”
Mayıs 2013'te Haziran ayının ortasına kadar aktif bir şekilde Türkiye genelinde devam eden Gezi Parkı protestolarının dünya tarihinin en yaratıcı hareketlerinden biri olduğunu ifade eden Kemal Okuyan ise şu değerlendirmelerde bulundu:
“Gezi, bu topluma büyük bir moral verdi. Türkiye’de gerçek anlamıyla bir halk olduğunu gösterdi. Bu hareket Recep Tayyip Erdoğan’a her istediğini yapamayacağını gösteren bir hareketti. Bu halk hareketi aslında Tayyip Erdoğan’ın siyasi ömrünü sonlandırmıştı. Fakat iki yıldır bu iktidar sürüyor.”
Okuyan’a göre, Gezi sonrası AK Parti iktidarının devam etmesinin nedenleri şöyle:
“Bu konuda ilk olarak söylenmesi gereken Ukrayna’daki gelişmeler. Çünkü ABD Ukrayna’da, büyük oyun oynamaya kalktı ve Rusya’dan hiç beklemediği bir yanıt aldı. Dolayısıyla, ABD, Türkiye’de kendisiyle beraber hem Suriye’de, hem de Ukrayna’da rahatlıkla hareket edecek bir aktörün üzerini çizmemeye karar verdi. Böylece, Erdoğan’ın bize göre bitmiş olan siyasi ömrü uzamış oldu. Öte yandan büyük sermaye çevreleri Erdoğan’dan rahatsızdı ama Haziran Direnişi onları da korkuttu. Halk hareketinin nereye evrileceğinin belli olmaması ve bu hareket kaygı yarattı.”
Yaygın protestoların ardından geçen 2 yılda heyecanın azaldığını düşünen Okuyan “Biz Haziran’daki ruhu yeniden ayağa kaldırabileceğimizi düşünüyoruz. Türkiye’de, Gezi’nin bir benzeri tekrarlanmaz ama başka bir biçimde yeniden ortaya çıkabilir” ifadelerini kullandı.
Gezi Protestolarının tarihi olduğuna dikkat çeken Okuyan, yıldönümlerinde yapılan küçük eylemlerin, etkisinin sınırlı olduğuna dikkat çekti. Okuyan, “Biz Gezi’nin yıldönümünde, Gezi’nin anlamının anlatıldığı ve değerini ortaya koyan eylem ve etkinlikleri tercih edeceğiz. Gezi’nin yıldönümünde küçük ölçekli eylemler yerine herkesin katılabileceği ve kalabalık eylemler yapılması lazım. Hazırlıklarımız bu doğrultuda” dedi.