Hükümet, öldürülen Arnavut kökenli şahıslar arasında lağvedilen Kosova Kurtuluş Ordusu mensupları olabileceğini açıkladı. Yüzlerce Arnavut ise ölümlerle sonuçlanan polis operasyonlarını protesto etmek için sokağa döküldü.
Prorokoviç, "Büyük Arnavutluk fikri bir kez daha gündemde, ancak NATO gibi bir dış faktörün yardımı olmadan, kağıt üzerinde ölü bir kelime olarak kalma kaderi var. Bence butün gelişmeler Arnavutların bölgedeki hedeflerinden ziyade 'Türk akımı' ve ABD'nin Ukrayna'daki yenilgisiyle daha fazla ilişkilidir. Arnavutlar ABD tarafından 'Türk Akımı'nı önlemek ve Balkanlar'da yeni bir çatışmayı körükleyerek Avrupa üzerinde baskı yaratmak için kullanılmaktalar" dedi.
"MAKEDONYA EN ZAYIF HALKA"
Makedonya’daki gelişmeleri Sputnik'e değerlendiren XXI. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Enerji Güvenliği Uzmanı Tuğçe Varol, gelişmelerin ‘Türk Akımı’ ile ilişkili olabileceği düşüncesini destekledi.
Makedonya’da gerçekleşen olayların kronolojisine bakıldığında, Aralık ayından itibaren ufak ufak geliştiğini görüyoruz. Olay, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ilk defa ‘Türk Akımı’nı zikretmesinden günümüze kadar yavaş yavaş şiddetini artırarak gelmeye başladı. Makedonya’da uzun yıllardır ateşli silahların kullanıldığı bir olay yaşanmıyordu. Ancak şimdi akla ‘Türk Akımı’ geliyor, çünkü Makedonya ‘Türk Akımı’ güzergahında olan ülkelerden biri. Bilindiği üzere ‘Türk Akımı’na destek veren beş ülke var: Türkiye, Yunanistan, Sırbıstan, Makedonya ve Macaristan. Bunların içerisinde en zayıf halka şu anda Makedonya gözüküyor. Çünkü etnik yapısı pek çok farklı unsurlardan oluşuyor ve bunlar birbirleriyle tarihsel olarak da çekişme halinde olan gruplar. O nedenle akla ilk olarak ‘Türk Akımı’nın rotasının gelmesi ve Amerika’nın bu boru hattını istememesi şu anda olası gözüküyor.
"TÜRK AKIMI'NIN SONU ANLAMINA GELMİYOR"
Daha önce Bulgaristan kendi topraklarından Güney Akım’ın geçmesini engellemişti. Şimdi de Türk Akımı engellenmeye çalışılıyor. Yunanistan’a kadar gelmesi planlanan ‘Türk Akımı’nın, Yunanistan’dan devam etmesi için Bulgaristan üzerinden ya da Makedonya üzerinden geçmesi gerekiyor. Ancak Tuğçe Varol’a göre, eğer her iki ülke üzerinden Rus gazın Avrupa’ya geçmesi engellenirse, bu durum Türk Akımı’nın sonu anlamına gelmiyor.
Çünkü Gazprom CEO’su Miller’ın da bununla ilgili daha önce beyanatları olmuştu. Hatta Avrupa devletlerine şöyle de söylemişti: ‘Türk Akımı Türkiye’ye kadar, Avrupa sınırına kadar gelecek. İster alırsınız ister almazsınız’. Bir kez Trakya’ya kadar geldiği zaman, depolandığı zaman o gazın pek çok pazara LNG olarak da satılma ihtimali var. Çünkü Trakya, bildiğiniz üzere Ege denizine açılan bir bölge. Dolayısıyla sıcak denizlere ve Güney Avrupa pazarına zaten gaz büyük ölçüde yaklaşmış bulunuyor. Yani ilk senaryo Türk Akımı’nın Trakya’ya kadar gelmesi, senaryonun devamı Avrupa’ya başka bir boru hattıyla bağlanması. Eğer bu olmazsa bunun bir de B planı var, LNG vasıtasıyla dünya pazarlarına, artık sadece Avrupa pazarı olmak zorunda değil, Rus gazının satılabilmesi. Bu noktada şunu da hatırlatmak istiyorum; bildiğiniz üzere TAP projesi (Trans-Adreatik Pipeline) var. İtalya, Arnavutluk, Yunanistan, Türkiye sınırına gelecek olan boru hattı, TANAP projesinin gazını taşıyacaktı. Şimdi bu boru hattı projesinin kapasitesi iki katına çıkartılıyor. Belli ki gelecek olan Türk Akımı’ndan gaz taşımayı arzu ediyor. Böylelikle TAP projesi çok daha kârlı bir proje haline gelecek. Çünkü TANAP’ın ne kadar gaz taşıyacağı henüz bir soru işareti. Ben bir de C şıkkının da olabileceğini, Türk Akımı’nın devamında TAP ile birlikte İtalya’dan tekrardan Güney Avrupa pazarına gidebilme ihtimali olduğunu da düşünüyorum açıkçası.