Günlük Magyar Nemzet gazetesinin dış politika baş editörü Gabor Ştir: 'Macaristan yeni yaptırımların uygulanması konusunda acele edilmemesi gerektiği kanısında, çünkü Minsk Anlaşması'nın uygulanmasının sonuçları sadece yılın sonuna doğru değerlendirilebilecek. Budapeşte, yaptırımlara pek sıcak bakmayanlar arasında bulunuyor. Uygulamaya konulan yaptırımlardan dolayı Macaristan yılda yaklaşık 80 milyon Euro zarar gördü. Bence Macaristan yaptırımların kaldırılması yönünde oy vermeyecek, çünkü Avrupa’nın dayanışması ilkesine aykırı bir şekilde davranacak, bu dayanışmayı zayıflatacak ülke olmak istemiyor. Ama Brüksel’de yaptırım politikasının sorunun çözülmesini sağlamadığını, çıkmaza sürüklediğini düşünen bir takım ülkeleri destekleyebilir. Aslında yaptırım politikasının geleceği Ukrayna’nın doğusundaki duruma bağlı olacak. Ama yaptırımların Macaristan ve Avrupa’nın çıkarlarına hizmet etmediği ortadadır.'
İtalyan Aska News Haber Ajansı’nın Yeni Avrupa Proje Uygulama Başkanı Orietta Moscatelli: ‘İtalya’nın AB’nin Rusya’ya karşı ek yaptırımları uygulamasını istememesi ve şu an yürürlükte olan yaptırımları genişletmesine karşı çıkmasının birkaç sebebi var. Birincisi, yaptırımlar yüzünden ortaya çıkan ticari ve ekonomik sorunlar. Roma AB’de Rusya ile ticaret hacmine göre Almanya’dan sonra ikinci sırada bulunuyor. 2014 yılının Ağustos – Aralık döneminde bizim ticari kaybımız 1,3 milyar euroyu buldu. Enerjiden bankacılığa kadar önemli işbirliği alanlarını eklersek yaptırımlara karşı çıkmak için yeterince nedenimizin olduğu anlaşılıyor. Bu arada Akdeniz bölgesinde istikrarsızlık artıyor, terör tehdidi günden güne Avrupa sınırlarına daha çok yaklaşıyor, yüzünü gösteriyor. İtalya yönetimi AB’nin kendi güney sınırındaki duruma daha çok dikkat etmesini istiyor. İtalya yetkilileri Rusya’nın Libya, Suriye ve başka sorunlu bölgelerdeki durumun istikrara kavuşturulmasına yardım edebileceği görüşünde. O yüzden İtalya Temmuz ayında Rusya karşıtı yaptırımlar kaldırıldıktan sonra Moskova ile ilişkilerin normale döneceğini umuyor.'
Madrid’teki Avrupa Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi, siyaset bilimci Prof. Javier Morales: ‘Avrupa’nın Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasının ardından Rusya’ya karşı uyguladığı yaptırımlar ve Moskova’nın buna karşılık olarak uygulamaya koyduğu ambargo herkesi olumsuz şekilde etkiledi, hiç faydalı olmadı. Çünkü AB’nin yaptırımlar uygulamasının asıl amacı Rusya’nın Ukrayna ile ilgili tutumunu değiştirmekti. Ama olmadı. Rusya’nın önce de izlediği politikayı savnmaya devam ettiğini görüyoruz. Ayrıca AB, Moskova’nın Avrupa’dan yapılan tarım ürünleri sevkıyatlarına koyduğu ambargodan çok etkilendi, ciddi zarar gördü. Yaptırımların uygulanması yanlış bir karardı. Rusya ve AB’nin ekonomileri birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğu için böyle tedbirler, etkili olmaktan çok, ciddi zararlar veriyor.'
Avusturya Ticaret Odası Dış Ekonomik İlişkiler Dairesi Başkanı Karl Hartleb: ‘Avusturya Ticaret Odası ta başından beri Rusya karşıtı yaptırımların uygulamaya konulmasına kesin olarak karşı çıkıyordu. Yaptırımlar siyasi çözümlere ulaşılmasını sağlayamaz, bu ancak siyasi diyalogla sağlanır. Tabii ki biz yaptırımların genişletilmesi veya uzatılmasına karşıyız. Rusya ile ekonomik ilişkilerimiz gayet sağlam, çok sayıda ortak yatırım projelerimiz var. Yaptırımlar bu projelerin gerçekleştirilmesini olumsuz şekilde etkiliyor tabii ki.'
Bratislava (Slovakya) Pan-Avrupa Üniversitesi öğretim üyesi, ekonomist Vladimir Baçişin: 'Slovakya AB üyesi olduğu halde olabildiğince bağımsız bir dış politika izlemeye çalışıyor. Başbakanımız AB ve Rusya’nın karşılıklı yaptırımlarının hiç de faydalı olmadığı görüşünü açık açık dile getirerek Avrupalı bürokratlara meydan okumaktan çekinmiyor. Ülkenin siyasi arenasında onun görüşünü paylaşmayanlar da var. Yani bu konuda görüş birliği yok. Ve Ukrayna’daki olayların medyada çarpıtılması, taraflı olarak aktarılmasının da bunda büyük payı var. Birbiriyle savaşan taraflar varken medya kuruluşları her zaman propaganda aleti olarak kullanılır. Ama siyasetin temelinde uydurmalar, çarpıtmalar değil gerçekler olmalıdır. Bu da sadece diplomatik yollarla sağlanabilir.'