Suriye muhalefeti ve yönetiminden 30'dan fazla temsilcinin katılım gösterdiği Moskova müzakereleri, Ocak 2014'te başarısızlıkla sonuçlanan Cenevre-2 Konferansı sonrası kopan diyalog sürecinin yeniden başlamasını sağladı. 4 gün süren Suriye müzakerelerinde iç muhalifler ve Şam yönetimi heyeti 4 başlıkta uzlaştı.
Uzlaşı sağlanan noktalar çerçevesinde, Suriye'nin bütün bölgelerine acil olarak insani yardım ulaştırılacak. Uluslararası topluma, Suriye'ye uygulanan ekonomik yaptırımları hafifletme ve İsrail'in Suriye ile Lübnan'a karşı gerçekleştirdiği saldırgan eylemleri kınama çağrısı yapılacak. Ayrıca uluslararası toplumdan, Suriye'ye dış müdahale çabalarının engellenmesi talep edilecek.
Moskova'da Suriyeli muhalifleri ve yönetimi 1 yıl aradan sonra aynı masada buluşturan toplantıya katılan PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Sputnik Haber Ajansı'nın sorularını yanıtladı.
"MÜZAKERELER VERİMLİ GEÇTİ"
Sayın Müslim, Moskova’daki Suriye müzakerelerine kimler katıldı ve bu görüşmelerden sonuç çıktı mı?
Kürtler, Rusya’dan hangi adımları bekliyor ve Rusya’nın Kürtlerden beklentisi ne?
Son iki buçuk yılda Rusya’ya sık sık geldik ve Rusya’nın güvenliğinin Kafkaslarda değil Ortadoğu’da başladığını defalarca söyledik. Rusya’nın Ortadoğu’ya büyük ilgisi var. Bölgede Kürtlerin ulusal hakları sağlanmadığı sürece ve Kürdistan’da istikrar sağlanmadığı sürece tüm Ortadoğu bölgesinde istikrar olmayacak.
"RUSYA'NIN KÜRTLERE YÖNELİK TUTUMU DEĞİŞTİ"
Rusya ile ilişkilerimizin stratejik olmasını istiyoruz. Rusya, bugün çok güçlü bir ülke ve iki süper güçten biri. Rusya’nın kendi hesapları vardı, bu nedenle tutumu pek de açık değildi. Ancak son zamanlarda, Kürtlere yönelik tutumunu değiştirdi. Çünkü Kürtler, bölgedeki tüm süreçlerde temel aktörlerden biri oldu. Rusya ne kadar pragmatik politika izlese de Kürtler, kendilerine yönelik tutumunun stratejik nitelik taşımasını istiyorlar. Rusya’nın bizimle ilgili daha fazla bilgiye sahip olmasını istiyoruz. Bu, Rusya'nın gözünde Kürtlerin bölgedeki önemini artıracak ve bölgesel gerçeğe uygun olacak. Rusya, Kürtler ile Türk-Kürt ve İran-Kürt ilişkilerine benzer ilişkiler kurmaya çalıştı,fakat bu bakış açısı şimdiye kadar önemli getiri sağlamadı. Ancak Kürtlerle gerçekten stratejik ilişkiler kurulursa sonuçları da kendini bekletmeyecek.
Bugün Kürdistan’da acımasız savaş yaşanıyor. Ortadoğu’da Kürtler, bugün nesneden özneye dönüştü. Bunu, Kobani’de kanıtladılar. Kobani’nin kurtuluşu, bölgesel oyuncuları, derhal planlarını değiştirmeye zorladı. Rusya da Kürt politikasında değişiklikler yapmalı.
"KOBANİ DİRENİŞİ ÇOK ŞEY GÖSTERDİ"
Uzun ve inatçı direnişin ardından Kobani’de zafer elde edildi. Bu zafer, Kürtlerin gelecekte atılacak diplomatik adımlara nasıl yansıdı?
"KÜRTLER TÜRK HALKININ DÜŞMANI DEĞİL"
Kobani zaferinin ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Irak’a benzer Kuzey Suriye’ye karşı olduklarını açıklamıştı. Bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Erdoğan’ın Kürt fobisinden kurtulamadığını söylediniz. Bu durumda “çözüm” süreci nasıl devam edebilir?
Erdoğan’ın, çözüm sürecinin de devam edebilmesi için Kürt fobisinden kurtulması gerektiğini söylüyoruz. Bu yapılmazsa, Türkiye’deki durum giderek istikrarsızlaşacak. Erdoğan, şu anda olanları ve iki yıl sonra olabilecekleri görmeli. Çözüm sürecinin sürmesi veya durması halinde nelerin yaşanacağını düşünmeli. Hata yapmazsa, çözüm sürecinin hem Türk hem de Kürt halkına gerçekten de büyük yarar getireceğini görecek.