Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, özellikle başkanlık sistemi ve hükümetle görüş ayrılıkları konusunda dikkat çekici değerlendirmeler yaptı: "Ben başkanlık sisteminin bu sürece güç katacağına inanıyorum. Seri karar almak, çok daha çabuk netice almayı getirecektir. Bizdeki sistemde karar süreci süratle işliyor dersek kendimizi aldatırız. Başkanlık, belediye başkanlığımdan beri savunduğum bir tezdir. Ahmet Bey için de (Başbakan Davutoğlu) savunulacak en önemli tezlerden bir tanesidir."
Hürriyet gazetesinden Akif Beki'nin haberine göre Somali dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Nedir bu? Kuzey Irak. Şimdi de Kuzey Suriye doğsun! Bunu kabullenmemiz mümkün değil. Burada Türkiye olarak üzerimizdeki yükün ağır olduğunun bilincindeyim, biz buradaki duruşumuzu korumak zorundayız. Aksi takdirde Kuzey Irak'tan sonra burada da bir Kuzey Suriye. Bu oluşumlar gelecekte büyük sıkıntılara yol açacaktır."
"AFRİN-KOBANİ-KAMIŞLI MANİDAR"
"Afrin, Kobani, Kamışlı, bu şeritte böyle bir düzenlemenin yapılması da manidardır" diyen Erdoğan, ‘Niye Halep'e yönelmiyorsunuz?' diye sordu. Halep'i hiç nazarı itibara almadıklarını, bunu ABD Başkanı Obama'ya da sorduklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sayın Obama'ya söyledim, ‘Niye sizin için Kobani bu kadar stratejik?' Dedi ki, ‘Eğer buradan DEAŞ (IŞİD) galip çıkarsa o zaman diyecek ki, ‘Biz koalisyon güçlerini mağlup ettik'. Orada yerleşik halk yok, 200 bin insan bizim tarafımıza geçti. Orada savaşçılar var. Dedik ki, ‘Şu bombaları atmayın, yanlış yaparsınız'. Maalesef bu görüşmeyi yapmamıza rağmen, bilmiyorsunuz 3 tane C-130 ile oraya ne gerekiyorsa attılar, yarısı DEAŞ'ın eline geçti. DEAŞ'ı kim besliyor o zaman? Iraklılarla konuştuğumuzda, Bunların Musul'da eline geçenler yeni silahlar, bunlar konvansiyonel silahlar, ağır silahlar, basit silahlar değil. Şimdi burada da benzer gelişmeyi görüyoruz, bu gelecekte sıkıntı doğurabilir, Halep bizim için ciddi önem arz ediyor. Rejim Halep'i bombalıyor. Halep'te 1 milyon 200 bin insan, tarih var, kültür var, medeniyet var. Gerçekten çok büyük bir tahribat. Temenni ediyorum ki Amerikalılar görüşlerini yeniden gözden geçireceklerdir. Ve işin doğru olanı bulunacaktır."
"YÜZDE 10 İSTİKRAR İÇİN GEREKLİ"
"Yüzde 10 barajını aşamayıp da barajın altında kalırsam, Çözüm Süreci akamete uğrar, farklı bir süreç başlar. ' Ya, Çözüm Süreci'nin akamete uğrayıp uğramamasının kararını sen mi vereceksin! Çözüm Süreci'nin akamete uğrayıp uğramayacağının kararını millet verecektir. Eğer seni yüzde 10'un altında bırakacaksa millet ne demiştir; ‘Çözüm Süreci'nden memnunuz, siz yolunuza aynı kararlılıkla devam edin'. Bu, bu demektir, ben bundan bunu anlıyorum. Çözüm Süreci için kesinlikle şu anda hükümetimizin kararlı bir şekilde yoluna devam etmesi lazım. Yüzde 10 barajı bir defa ülkemizin istikrarı için çok, çok önemlidir. Koalisyon hükümetlerinin olduğu dönemlerde hiçbir zaman yükseliş gelmemiştir, hep çöküş gelmiştir. Onun için bu dönemde de buradaki istikrar yüzde 10 barajındadır."
HDP'nin seçime parti olarak girmesi ve barajın altında kalması halinde siyasi muhatap olma imkânını kaybedip kaybetmeyeceği yolundaki soruya ise Erdoğan, "Parlamentoda olduğu zaman siyasette muhatap olmak başkadır, parlamento dışında olduğu zaman muhatap olmak başkadır. Hükümet STK'larla görüşmeler yapıyor, değil mi? Onların da varsa bir STK'sı, istediği zaman davet edip görüşebilir, yoksa görüşme mecburiyeti diye bir şey ve hiçbir zaman da kalkıp ‘Biz parlamento dışındayız ama istediğimiz zaman yine masada oluruz' diye bir şart da koşamazlar. Çünkü STK'ların yapısında bu olamaz, STK'ların kanaatlerinden istifade etme hakkı hükümete aittir. Gerektiğinde bu görüşmeleri yapabilir" yanıtını verdi.
"SİZE KARŞI OLAN BİZE KARŞIDIR"
1 Eylül 2015'te dershanelerin kapandığını, okullardaki kayıtlarında da çok ciddi düşüşleri olduğunu kaydeden Erdoğan, devletin yapılanması içinde bu örgüte karşı kesin tavır bulunduğunu belirtti. Erdoğan, "Üçlü kararnamelerde de üst düzey atamalarda kolay kolay karar mercilerine gelemiyorlar, gelemeyecekler. Tabii bu 40 yıllık bir yatırım, 40 yıllık yatırımı 1 yılda çözmek, halletmek kolay değil. Onun için biraz zaman alacak. Kararlıyız. Gerek Sayın Başbakan'ın gerek hükümetin bu konudaki kararlılığını da biliyorum. Belediyelerde de sürekli olarak Sayın Başbakan bu ikazları sürekli olarak yapıyor" dedi.
"SEÇİM HAYIRLI OLSUN"
"ÇIKAN KARARA SAYGI DUYUYORUM"
Erdoğan, "Meclis'in Yüce Divan konusundaki kararını nasıl yorumluyorsunuz?" sorusunu şöyle cevapladı:
"BAŞKANLIĞI AHMET BEY'LE KONUŞTUK"
Erdoğan, Başbakan Davutoğlu ile aranızda başkanlık sistemine geçiş noktasında görüş ayrılığı bulunmadığını söyledi. Erdoğan, "Başkanlık sistemi benim başbakan olduğum gün değil, belediye başkanlığımdan beri savunduğum bir tezdir. Öyle zannediyorum ki Ahmet Bey'in de önümüzdeki seçimlerde savunacağı en önemli tezlerden bir tanesidir" dedi.
Başkanlık sistemindeki denetim mekanizmaları şu andaki mevcut sistemde bulurmadığını belirten Erdoğan, "Siz denetleme gücü sağlam bir sistem mi istiyorsunuz?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"O olması lazım ama aldığı gücü de kullanması lazım. Şimdi Sayın Obama Temsilciler Meclisi'nde gücünü kaybetti, Senato'da da kaybetti. Eğer gücü olsaydı rahat olacaktı, istediği yetkileri oradan alabilecekti. Ama şimdi o yetkileri alamama durumu ile karşı karşıya. Başkanlık sisteminde güçlü bir iktidar olduğu zaman Temsilciler Meclisi veya Senato'nun engellemesi söz konusu olmayacak ki. Ben şunu da savunuyorum; ikili bir sistem değil, tek sistem. Şu anda bizim parlamento nasıl? Tek sistem olmalı ve tek sistemle gidilmeli diye düşünüyorum. İkiliyi ileri sürenler de var, o işi geciktirir. Tekli sistemde çok daha seri karar almak mümkün olur. Güçlü bir iktidarsanız, güçlü bir iktidar olarak da başkana yetkisini verecektir, verdikten sonra da denetleyecektir."