Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's, Rusya'nın "BBB-" olan kredi notunu "yatırım yapılamaz" seviyesine düşürdü. Böylece Rusya'nın notu 10 yılın ardından ilk kez "yatırım yapılamaz" seviyeye gerilemiş oldu. ABD merkezli Standard & Poor's'un verdiği bu karar, Moskova'nın tepkisini çekti. Kremlin, zayıflayan parasal esneklik gerekçesiyle alınan kararın ardından "Tamamen ön yargılı ve 'siyasi motifli" açıklamasını yaptı.
Peki, zamanında Ankara'nın da benzer bir eleştiri getirdiği bu kararlar, gerçekten siyasi yaklaşımla mı alınıyor? Uluslararası İlişkiler uzmanı Barış Adıbelli, konuyu Sputnik Haber Ajansı'na değerlendirdi.
"BATI'NIN ÖTEKİ SİLAHLARI"
23 Ocak 2015, 11:26
S&P ve diğer finansal kuruluşları "Batı'nın öteki silahları" olarak tanımlayan uzman, bu kuruluşların hepsinin Batı doğrultusunda hareket ettiğini söyleyerek devam etti: "Batı bu kurumları, rejimlere yöneltir ve manipüle eder. Batı'yla aranız iyiyse yatırım yapılamaz durumda dahi olsanız, ekonomik açıdan ‘çok iyi' olarak gösterebilirsiniz. Aynısını Çin'e de yaptılar. Fakat Çin ne yaptı? Elinin tersiyle itti. ‘Ben bunun geçerliliğini kabul etmiyorum, kendi bağımsız derecelendirme kuruluşumu kuruyorum. Bundan sonra bana yatırım yapmak isteyen kişiler varsa, benim kendi kuruluşumla temasa geçsin' dedi. Şimdi Çin, Batı'ya bağımlı değil. Çin'e karşı bunu kullanamıyorlar. Çin dünyanın ikinci ekonomik gücü artık. S&P'nin aldığı bu karar ise Rusya'ya şunu diyor: ‘Zaten yaptırımlardan ekonomik olarak zarardasın. Enerji piyasasında fiyatlardan dolayı ekonomik durumun zayıf. Üstüne üstlük bir de sana yabancı yaptırımı bir nevi engelliyoruz.' Bu bir çeşit yaptırım aracı. Notu düşürerek dolaylı olarak Rusya'ya sıcak paranın gelmesini de engellemeye çalışıyorlar. O zaman ne küresel istikrar, ne bölge istikrarı, ne de bölge barışı kalır."
"AVRUPA'DA ‘DEMİR PERDE' SENDROMU BAŞLADI"
Barış Adıbelli, nükleer güce sahip olmalarının ABD ve Rusya'yı diğer ülkelerden ayırdığının altını çizerek "AB tehlikeli bir kumar oynuyor" diyor ve ekliyor: "Karşınızdaki Suriye veya Irak değil. Dünyanın en büyük nükleer stokuna sahip iki ülkeden biri. Askeri olarak dünyanın en büyük güçlerinden biriyle oynuyorsunuz. Böyle bir sıkıştırmanın sonucunda sadece ekonomik, siyasal bir tepkinin yanı sıra yarın askeri bir tepki de gelebilir. AB önce SYRIZA'ya baksın. Yunanistan'da yeni bir parti iktidara geldi ve bu partinin çizgisi belli. AB'ye meydan okuyor. AB bakalım uzun süre, bir bütün olarak kalabilecek mi? Bu tip iç krizleri örtmek için dikkatleri başka tarafa çekiyor. Avrupa'da demir perde sendromu başladı. Rusya tehlikesi yeniden yaratılmaya çalışılıyor. Bunların hepsi, Avrupa'nın ayakta kalabilmesi için icra edilmiş suni gerilimler."