Alexander Novak, "AB’ye doğalgaz sevkiyatlarının Ukrayna üzerinden gerçekleştirilmesini öngören anlaşma süresinin 2019 yılında dolacağını, Avrupa’daki tüketicilerin doğalgaz ihtiyaçlarının Türkiye-Yunanistan sınırında karşılanacağını göz önünde bulunduruyoruz. Avrupa’daki tüketicilerin gereken doğalgaz hacimlerini almaları için Avrupa Komisyonu’nun tüketici ülkelerle birlikte en kısa sürede kendi alt yapısını hazırlama konusunu karara bağlaması gerekiyor. Bu çalışmaların en kısa sürede tamamlanması gerektiği kanısındayız, çünkü bu büyüklükteki projeler bir yılda gerçekleştirilmez. Orta vadede doğalgaz sevkiyatlarının yapılması için şimdiden çalışmalara başlanmalı" dedi.
Bu açıklamalarla Rusya, Avrupa’ya gaz güzergahları konusunda yeni stratejiler belirlemesi gerektiğinin ipuçlarını veriyor. Türkiye Enerji Vakfı (TENVA) Araştırma Merkezi Direktörü Dr. Fatih Cemil Özbuğday, Avrupa’nın mevcut durumda beklemekten başka bir çaresi olmadığı görüşünde.
Aslında belirsizlik yaratmamak kaygısıyla Rus yetkililer tarafından yapılan açıklamaların Batı tarafından anlayışla karşılandığı söylenemez. Hatta Amerikan ‘Christian Science Monitor’ dergisi Moskova’nın AB’yi şantaj ettiğini öne sürdü. Dergiye göre, ‘Rusya, Avrupa gibi büyük bir alıcıyı zor bulur’. Ancak galiba ABD de Rusya’nın Avrupa pazarından vazgeçme gibi bir niyeti olmadığını unutuyor. Rusya’dan AB'ye giden doğalgazın hacimleri nispeten istikrarlı bir düzeyde ve yıllık 120-130 milyar m3 olarak gerçekleşmektedir. Oysa son zamanlarda Avrupa diğer kaynaklardan aldığı gaz miktarlarını kaybetmekte. Öncelikle Avrupa’nın kendi üretimi hızla düşmektedir. Ayrıca 2010-2011 yılları ile karşılaştırıldığında Cezayir'de gazın neredeyse üçte biri ve LNG’nin yarısına kadar azalma meydana geldi. Tedarikçiler açısından AB'ye gaz satmak cazibesini kaybediyor.
Nitekim Rus doğalgaz devi Gazprom Başkanı Aleksey Miller, daha önce yaptığı açıklamada, Moskova ve Ankara’nın 2014 yılının Aralık ayında inşaası konusunda anlaştığı Türk Akımı doğalgaz boru hattının, şimdilik Ukrayna üzerinden transit edilen 63 milyar metreküp Rus doğalgazın ulaştırılabileceği tek güzergah olduğunu belirtmişti.
USAK Enerji Güvenliği Araştırmaları Merkezi Müdürü Hasan Selim Özertem, asıl önemli olan konunun Avrupa’ya giden gazın 3. enerji paketi dahilinde mi yoksa dışında mı kalacağını düşünüyor.
Uzmanlara göre, önümüzdeki 30 yıl içinde Avrupa'nın enerjiye olan ihtiyacın en az % 25’i gaz ile karşılanacak. Rusya Norveç, Cezayir, Nijerya ve Katar gibi ülkeleri arkasında bırakarak Avrupa'ya en çok gaz satan ülkedir. Ve Avrupa pazarından vaz geçme gibi bir niyeti yok.
Son zamanlarda birçok taraftan Türkiye’nin Avrupa ve Rusya arasında sıkıştırılıp kalacağına dair sözler duyuruluyor, ancak Türkiye Enerji Vakfı Araştırma Merkezi (TENVA) Direktörü Dr. Fatih Cemil Özbuğday’a göre, farklı söylentilerine rağmen Türkiye yönetimi şu anda korkmuş gibi görünmüyor.
Yakın gelecekte Avrupa’nın gaz ihtiyacının önemli bölümünün Rusya tarafından karşılanacağı, bunun da bir şekilde Rusya’dan Avrupa’ya taşınması gerektiği ancak Avrupa’nın buna kendi topraklarından müsaide etmediğini göz önünde bulundurulduğunda bu durumda elbetteki karşılıklı bağımlılık oluşacak ve açıkçası herkesin bundan memnun olmasa bile buna mecbür kalacağı bir durum ortaya çıkacak. Şu anda alternatif projeler geliştirilmezse eğer ve konjöktür bu şekilde devam ederse eğer bu karşılıklı bağımlılık herkesin mühtaç olacağı bir durum hale gelecektir.
Bu hafta başında Rusya Başbakanı Dimitri Medvedev, Rusya için "Güney Akım" projesinin çok büyük önem taşıdığını ve üzerinde çok sıkı çalışıldığını anımsattı.
Bu açıklama da Avrupa'ya gidecek güzergahlar konusunda yeni müzakerelerin başlamasının fazla uzaklarda olmadığı olarak okunabilir.