IŞİD'in kökenleri, Irak'ta Selefi görüşlü hareketlerin 2003'teki ABD işgali sonrasında etkinlik kazanmasına uzanıyor. El Kaide'ye bağlılığını bildiren birçok gruptan biri olan ve 2004'te "Tevhid ve Cihat" adıyla kurulan örgüt, IŞİD'in tohumlarını attı. Kısa süre sonra El Kaide terör örgütüne bağlılığını bildiren grubun ilk lideri Ebu Musa Zerkavi, 2006'da ABD güçlerince öldürüldü. Yerine Ebu Hamza el Muhacir geçti. Bu arada Irak'ta yine El Kaide'ye yakınlığıyla bilinen Ebu Ömer el Bağdadi tarafından "Irak İslam Devleti" örgütü kuruldu. Ancak ABD ve Irak güçleri, 2010'da hem Ebu Ömer el Bağdadi hem de Ebu Hamza el Muhacir'i öldürdü.
Ortaya çıkan boşluğu, El Kaide bağlantılı güçlü bir isim olan Ebu Bekir El Bağdadi, geçen yıl, El Kaide'nin Suriye kolu olarak bilinen Nusra Cephesi ile "Irak-Şam İslam Devleti" adı altında bir araya geldiklerini açıklayarak doldurdu. Ancak Nusra, bir süre sonra IŞİD'le ayrıldı. El Kaide liderliği de Suriye'deki temsilcisinin Nusra Cephesi olduğunu ve IŞİD'i tanımadığını ilan etti.
Hedefini, "Irak, Suriye ve Ürdün'de dine dayalı bir devlet kurmak" şeklinde açıklayan IŞİD terör örgütü, 2012'den itibaren Suriye'de güçlendi. Örgütün sivilleri ve Suriye muhalefetinin ılımlı unsurlarını hedef alması, uluslararası kamuoyunda tepkileri artırdı. Bir süre sonra ABD, AB ve Türkiye IŞİD'i "terör örgütleri listesi"ne aldı. IŞİD'in Suriye ve Irak'ta binlerce militanı bulunduğu ve bunların önemli bir kısmının yabancılardan oluştuğu kaydediliyor.