Suriye’nin kuzeyindeki Nevruz kampında yaklaşık 6 bin kişi barınıyor. Çalışanlar, kamptaki sığınmacıların yüzde 90’ının Irak’ın Şengal ve Rebia bölgelerinden olduklarını söylüyor. Yaklaşık 750 Ezidi aile olduğu belirtilen kampta yaşayanlar arasında Suriye’nin Humus ve Halep kentlerinden kaçan yaklaşık 60 aile de var. Kampın nüfusunun geçen 128 bine kadar çıktığı ancak zamanla azaldığı belirtiliyor.
Öte yandan kamptakilerin büyük çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Çocukların öğrenimine devam etmesi için ayrılan 5 çadırda 1. sınıftan 9. sınıfa kadar eğitim veriliyor. Kadınlar için meslek edindirme amaçlı eğitimlerden biri dikiş. Çadırlardan birinde kadınlar dikiş makinelerinin başında terzilik öğreniyor.
Kamp çalışanları “Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) elinden kurtarılan kadınların bir kısmına medikal ve psikolojik destek sağlayıp ailelerinin yanına gönderdik. Bir kısmı da profesyonel tedavi görebilecekleri yerlere yerleştirildi. O kadar kötü durumdaydılar ki erkek kamp çalışanları olarak o kadınlara görünmedik bile. Bütün çalışmaları kadın çalışanlar yaptı. Bir kısmı çıldırmıştı” dedi.
Ailesinden ölen olmadığını ancak IŞİD’in elinde esir kızlar bulunduğunu söyleyen Nergiz, “Şengal’de toplu katliam oldu. Halkın yarısı katledildi, yarısı sürüldü” dedi. Nergiz yaşadıklarını şöyle anlattı:
“IŞİD, gece 1’de girdi. Karşı koyacak gücümüz yoktu. Erkekler kadınlar ve çocuklar çıkana kadar oyalamak için çatıştı. Peşmerge kısa süre önce bölgeyi terk etmişti, ağır silahımız yoktu. Annem, ben ve teyzem çıktık, babam kaldı. Arabayla çıkmıştık ama Şengal Dağı’na arabayla çıkamadık, 2 gün yürüdük. Şengal Dağı’nda 8 gün kaldık. 5. gün ekmek kırıntısı bile kalmadı, çöpleri yiyorduk. Yiyecek yoktu, su yoktu. Çocuklar öldü, hamile kadınlar bebeklerini düşürdü. İnsanların bir kısmı Şengal’de öldü, bir kısmı da dağa kaçarken yollarda düştü. 9. gün YPG koridor açtı ve yiyecek getirdi.
Bütün insanlar bu kara günü, IŞİD’in çocukları, kadınları katledişini hatırlasın. Bu örgütün durdurulması lazım, onların insanları nasıl katlettiklerini gören çocuklar yarın çok tehlikeli olacaklar. Şimdi kamplara dağıldık, Şengal’de yaptıklarına karşılık vermemiz lazım. Daha ne kadar kamplarda yaşayabiliriz? Kendi kendimizi ayağa kaldırmalıyız. Olan oldu, geçti. Güçlenip ayağa kalkmalıyız.
‘ASIL KÂFİR ONLAR’
Kaçırılan çocuklarımızın onların ellerinde kalmasına neden izin veriyoruz? Kâfir olan biz değiliz, onlar. Bu bizim inancımız ve biz, bu inanç içinde doğduk. İnancımız yüzünden bu katliamları hak mı ediyoruz?”