Bu bloğun Rusya’ya yönelik düşmanca çizgisine ve ittifak açısından ‘yeni’ olarak görülen bölgelerde, özellikle de Güney Kafkasya’da tutunma çabalarına defalarca dikkat çektik. NATO’nun planları savunmaya yönelik değil, son derece saldırgan. Kendi bakış açısını ve standartlarını başkalarının güvenlik çıkarları pahasına dayatma girişimleri, bu bölgedeki etkisini doğası gereği yıkıcı kılıyor.
İttifak, Gürcistan’ı tehlikeli jeopolitik oyunlara sürüklemeyi ve yeni maceralara itmeyi amaçlıyor. İşte bu nedenle Güney Kafkasya’nın Euro-Atlantikçilerin arka bahçesine dönüştürülmesine, oraya NATO güç ve araçlarının konuşlandırılmasına karşı çıkıyoruz.
Rusya’nın bu konudaki tutumu bölge ülkelerinin siyaset ve toplum çevrelerinde de destek buluyor. Gerçek anlamda vatansever olup halkının çıkarlarından hareket eden, provokatif ve demagojik bir ‘vatanseverlik’ sergilemeyen kesimler bizim pozisyonumuzu paylaşıyor.
Kaliningrad ve Baltık açıklaması
En saldırgan Batılı siyasetçiler zaman zaman Baltık Denizi’ni NATO’nun iç denizine dönüştürme niyetlerini dile getiriyor. Bunlar, Kaliningrad bölgesinin olası ablukasına dair hasta fanteziler, hatta askeri yolla ele geçirilmesine dair hezeyanlar. Bu açıklamalarda düpedüz ‘naif cesaret ve zayıf akıl’ seziliyor.
Rusya’nın Baltık’taki ulusal çıkarlarını, Kaliningrad bölgesi ve sakinlerinin güvenliğini sağlamak için her türlü aracı, her şeyden önce siyasi ve diplomatik yöntemleri kullanmaya devam edeceğiz.
'Saldırgan planımız yok, yazılı garantiye hazırız'
Rusya, ilgili taahhütleri yazılı ve hukuken bağlayıcı bir belge şeklinde ortaya koymaya hazır. Belgenin somut biçimi müzakereler sırasında belirlenebilir, ancak bu kapsamlı uluslararası hukuk niteliğinde bir metin olmalı.
Rusya, çoğu Batılı ülkenin tercih ettiği askeri-siyasi ve ekonomik tırmanma yolunun aksine, pragmatik ve eşitlikçi temelde ciddi bir diyaloğa açık olmaya devam ediyor. Avrupa’da ve genel anlamda küresel güvenlik alanında yaşanan gerilimin ve kaçırılan fırsatların sorumluluğu bu devletlere ait.
Zelenskiy ve AB kredisi değerlendirmesi
Zelenskiy açıkça, AB’nin verdiği parayı geri ödemeyeceğini söyledi. Onun sözlerine göre Ukrayna, borcunu ancak Rusya’nın sözde ‘savaş tazminatı’ ödemesi halinde geri verecek. Aklı başında olan herkes, Zelenskiy’in ‘tazminat’ dediği, Rusya’nın bir ‘yükümlülüğü’ olarak sunduğu şeyin bu haliyle asla gerçekleşmeyeceğini anlar.
Belki nihayet Brüksel, kendi ‘yetiştirdiklerinin’ ne dediğini duyacaktır. Belki 90 milyar euroluk bu kredi ve diğer tüm borçları asla geri alamayacaklarını anlarlar. Herhalde karşılığını başka şekilde almaya kalkacaklar.
ABD ile Ukrayna müzakereleri: Yavaş ama ileriye doğru
Ukrayna meselesinin çözümüne yönelik ABD ile müzakere sürecinde yavaş ama istikrarlı bir ilerleme gözleniyor. Rusya, Anchorage’daki zirvede belirlenen çerçeveler dahilinde bu çalışmayı sürdürmeye hazır.
“3+3” formatında yeni toplantı için tarih yok
Japonya’nın olası nükleer dönüşümü uyarısı
Japonya’nın nükleer silahsız statüsünden vazgeçmesi, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi anlaşması kapsamındaki yükümlülüklerinin açık ihlali olur. Japonya bu anlaşmaya nükleer silaha sahip olmayan bir devlet olarak taraf olmuştur.
Tokyo’nun yarım yüzyıldır benimsediği üç nükleer dışı ilkenin gözden geçirilmesinin tartışmaya açılması bile, Kuzeydoğu Asya’daki durumu ciddi biçimde karmaşık hale getirecek ve bu çizgiden tehdit algılayan ülkelerden kaçınılmaz karşı tedbirlere yol açacaktır.