'Yenidoğan Çetesi' olarak bilinen yapıya yönelik yürütülen soruşturma sonucunda, çete üyelerinin bebeklerin ölümüne sebep oldukları ortaya çıkmıştı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, 22'i tutuklu 47 sanık hakkında 1399 sayfalık bir iddianame hazırlanmıştı.
İddianamede sanıkların İstanbul'da, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bazı bebekleri önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ettirdikleri, bazılarının ölümüne neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülmüştü.
Yargı süreci devam ederken TBMM’de tüm patilerin ortak önerisi ile ‘Bebek Ölümlerini ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu’ kurulmuştu. Komisyon çalışma sürecinde pek çok ismi dinledi. Muhalefetin talebine rağmen önceki dönem sağlık bakanı ve mevcut sağlık bakanı ise komisyona gelmedi. Çalışmalarını tamamlamasın ardından komisyonun rapor çalışmaları ise devam ediyor. Sputnik Türkiye'nin ulaştığı 420 sayfalık taslak raporda mahkeme süreçlerine ilişkin bilgiler verilirken, benzer süreçlerin yaşanmaması için öneriler de sıralandı.
Raporun tespitler bölümünde ise yenidoğan çetesinin ortaya çıkışında, yetişmiş personel eksikliğinin, özellikle kamu ve üniversite hastanelerinde yenidoğan ünitelerindeki teçhizat eksikliği ve denetim eksikliği üzerinde duruldu.
‘Nitelikli personel arttırılmalı’
Raporda tespit ve öneriler bölümünde şu ifadelere yer verildi:
“Ülkedeki yenidoğan uzmanı (neonatolog) ve çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı sayısının artırılması ve bu alanların tercih edilmesini teşvik edici akademik ve yapısal mekanizmaların hayata geçirilmesi elzemdir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile depremden etkilenen illerde pediatri uzmanı ve asistanı istihdamı güçlendirilmeli ve bu bölgelerdeki insan kaynağı eksikliği giderilmelidir. Aynı şekilde yenidoğan hemşiresi sayısının artırılması, hemşirelerin eğitimlerinin tamamlanması ve görev tanımlarının standardize edilmesi de hizmet kalitesinin sürdürülebilirliği açısından önem arz etmektedir.”
‘Fiziksel altyapılarının modernize edilmeli’
Raporda personel yetersizliğinin yanı sıra altyapı eksikliğine de vurgu yapılarak şu ifadeler kullanıldı:
“Yenidoğan bakım hizmeti sunan kliniklerden ihtiyaç olanların fiziksel altyapılarının modernize edilmesi, eksik tıbbi cihazların temin edilmesi ve mevcut donanımın etkin şekilde kullanılması sağlanmalıdır. Doğumhaneler ve yoğun bakım ünitelerinde düzenli, nitelikli ve şeffaf denetimlerin yapılması, eksikliklerin tespiti durumunda ise önleyici ve düzeltici idari yaptırımların gecikmeksizin uygulanması gerekmektedir. Özellikle kamu ve üniversite hastanelerinde yoğun bakım yatak sayılarının artırılması ve nitelikli personel istihdamı ile birlikte kamu hizmet gücünün etkinliği daha da artırılmalıdır.”
‘Denetim eksikliği’
Raporda yenidoğan çetesinin ortaya çıkışında sisteme yönelik denetim eksikliğine de dikkat çekilerek şu öneriler bölümünde şunlar söyledi:
“Başta yenidoğan olmak üzere yoğun bakım hizmetlerinin niteliğini artırmak, kaynakların etkin kullanımını sağlamak ve sağlık hizmet sunumunda standardizasyonu tesis etmek amacıyla güçlü bir denetim ve izleme mekanizması elzemdir. Bu çerçevede hem kamu hem özel sağlık kuruluşlarında yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin niteliği, klinik standartlara uyumu, sevk zinciri ve faturalandırma süreçleri ile insan kaynağı planlaması gibi çok boyutlu alanlarda sistematik ve sürekli bir denetim anlayışı önem arz etmektedir.”
‘SGK ödeme sistemi değişmeli’
Yenidoğan çetesinin ortaya çıkışında SGK ödeme sisteminin etkilerine de vurgu yapılan raporda sistemin değiştirilmesi gerektiği ifade edilerek şunlar önerildi:
“Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından uygulanan ödeme tarifeleri sağlık hizmetlerinin nitelikli, kesintisiz ve güvenli sunumunu destekleyecek biçimde yeniden düzenlenmelidir.”