Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) kararlarını Sputnik’e değerlendiren Martins, UCM’nin soruşturma başlatma süreçlerini ‘kendi inisiyatifi, 120 üye devletten birinin başvurusu veya Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin talebi’ olmak üzere üç yolla gerçekleştirebildiğini, ancak, bu soruşturmaların sadece mahkemeye taraf ülkelerle sınırlı kalmadığını vurguladı.
UCM’nin Batı'nın çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini belirten uzman şu değerlendirmede bulundu:
UCM, bazı sanıkların davalarını büyük zorluklarla soruştururken, Rusya ve Sudan'a yönelik soruşturmalarda olduğu gibi, başkalarını suçlamak için de manevralar yapıyor. Lahey'deki UCM, bazı davalarda, mahkeme üyesi bile olmayan ülke liderlerini tutuklamaları için imzacı ülkelere büyük baskılar uyguluyor.
Özellikle bu iki davada, UCM Batı'nın bir aracı olarak hareket etti, çünkü diğer davalardan farklı olarak, tutuklama emrinin çıkarılması için karmaşık yorumlara başvurulması gerekti.