Savaşlar, insani krizler, açlık, yoksulluk, İslam düşmanlığı, terör ve iklim değişikliği gibi birçok tehditle aynı anda mücadele ettiğimiz günümüzde, BM'nin üstlendiği tarihi sorumluluk her geçen gün artmaktadır. Hiç şüphesiz, bu sorumlulukların hakkıyla yerine getirilebilmesi, Birleşmiş Milletler'in temel ilkelerine ve kurucu değerlerine daha güçlü şekilde sahip çıkılmasıyla mümkün olabilecektir.
‘Uluslararası hukuk ayaklar altına alındı’
Bilhassa, uluslararası barış ve güvenliği korumakla mükellef BM Güvenlik Konseyinin tüm insanlığın haklı beklentilerine cevap verecek bir yapıya kavuşturulması kritik önemdedir. Uluslararası hukukun ve en temel insani değerlerin ayaklar altına alındığı Gazze Soykırımı'nda Güvenlik Konseyi başarılı bir sınav verememiştir. 20 binden fazlası çocuk olmak üzere 70 bin Filistinli katledilmiş, 170 bin insan yaralanmış, Gazze devasa bir enkaz yığına çevrilmiş, ancak Güvenlik Konseyi, sadece masum Gazzelilerin değil, Birleşmiş Milletler çalışanlarının dahi güvenliğini sağlayamamıştır.
‘İstanbul’u BM merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz’
Bu çerçevede, etkinlik, maliyet ve erişim imkanları gibi faktörlerin yanı sıra sahip olduğu yetişmiş insan kaynağıyla, medeniyetleri ve kıtaları birleştiren İstanbul şehrimizi bir BM Merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz. Türkiye olarak, bölgemizden başlayarak tüm dünyada barış, huzur ve güvenliğin egemen olması için çalışmaya devam edeceğiz.