'Narko-devlet' anlatısıyla meşrulaştırma
Güney Komutanlığı’nın (SOUTHCOM) bölgeye çoklu savaş gemisi konuşlandırması, Venezüella’nın "savunma tatbikatlarını" tetikledi ve Caracas, bunu egemenliğe yönelik provokasyon olarak algıladı.
"Narko-devlet" anlatısıyla meşrulaştırılan bu operasyonları, ABD’nin "rejim değiştirme" politikaları çerçevesinde ele almak gerekir.
ABD neyin peşinde?
1) Enerji: Guyana açıklarında Essequibo krizinin kızıştığı bir bağlamda, Karayipler’de askerî varlığın artırılması Venezüella’nın enerji/deniz yetki alanı denklemlerinde baskı üretme işlevi görüyor.
2) “Narko-devlet” çerçevesi: “Tren de Aragua” gibi başlıklara atıfla, uyuşturucu/terör söylemleriyle Maduro rejimi üzerindeki baskı artırılıyor.
Tren de Aragua nedir?
Bu yapı, Venezüella içinde daha çok yerel suç, kaçakçılık, gasp, haraç toplama gibi faaliyetlerle ilişkilendiriliyordu. 2023’te Venezüella makamları, Tren de Aragua’yı Tocoron’daki operasyonla “çözdüklerini” ve çetenin “Venezüella içindeki faaliyetlerinin” büyük ölçüde kırıldığını açıklamıştı.
Ancak Trump döneminden itibaren, ABD yönetimi, Tren de Aragua söylemini bir tür “korkunç, yaygın kartel/terör örgütü” örneği haline getirdi. 2025’te ABD Dışişleri Bakanlığı, Tren de Aragua’yı “yabancı terör örgütü” olarak ilan etti. ABD, son zamanlarda bu örgüte ait olduğunu ifade ettiği teknelere saldırılar düzenlediğini söylüyor.
'Bir diğer mesele göçmenlerle ilgili'
Maduro rejimine yakın kaynaklar, Tren de Aragua’nın “kartel” olarak lanse edilen kapasitesinin gerçekte o kadar ileri olmadığını öne sürüyor. Buna göre, Tren de Aragua’nın en fazla yerel suç örgütü düzeyinde, hapishane kökenli bir yapı olduğu belirtiliyor.
Bazı eski üyeleri, farklı coğrafyalarda organize suçlara karışsa da “bölgesel terör örgütü” düzeyinde olduğu iddiasının abartılı olduğu öne sürülüyor.
Ancak Tren de Aragua genellikle uluslararası basında “Venezüella’nın en güçlü ve tek uluslararası düzeyde yayılmış suç örgütü” olarak tanımlanıyor.
Bir diğer mesele göçmenlerle ilgili. Özellikle göçmen Venezüellalılar arasında Tren de Aragua bağlantısı iddiasıyla gözaltılar, iade/geri gönderme, mahkumiyet olmayan suçlamalar gibi vakalar yaşandığı ve bunların çoğunun bağımsız soruşturmalarda “çete üyeliği bağı bulunamadığı”yönünde sonuçlandığı belirtiliyor.
Örneğin 252 göçmenin El Salvador’daki CECOT cezaevinden iadesi sonrası yapılan incelemede, herhangi bir Tren de Aragua bağlantısı çıkmadığı açıklandı.